Kitap için Osmanlı'da geçen kısmen fantastik ve sürükleyici hikayeler bütünü demek sanırım yanlış olmaz. Kitabın konusunu okuduğumda çok heyecanlanmıştım, İstanbul'un tarihine bin yıldır şahit olan bir gelinciğin bedenine hapsedilmiş bir insan; Gelincik Theo bizi şehrin en görkemli anlarına tarihe tanıklık etmemiz için götürüyordu. Ah ne konular çıkardı bu kurgudan... İstanbul'un yaşadığı her dönemin ayrı bir tadı vardı, bu tat şehrin heyecanının arttığı anlarla; salgınlarla, depremlerle, kaoslarla daha da anlatılmak istenen bir hale bürünüyordu. Hem tarihi hem halkının her bölümü ayrı renk olan İstanbul'u Theo ile gezmek harika olacaktı. Kitaptan bunu beklerken çoğu zaman Theo'nun ana kahraman çarpıcılığında yer almadığı, sosyal tarihe dair hiçbir tatlı atıfın bulunmadığı kuru fantastik hikayeler okudum. Buna rağmen kitabı sevdim ama kesinlikle çok daha iyi olabilirdi. Bu haliyle zaman geçirmelik herhangi bir eser olarak hafızamda kaldı. Beklentisi bu olan okurlar için tercih edilebilecek bir kitap.