Bir devlete benzetiyorum kendimi.
İçimdeki hükûmetin gidişini anlamıyorum.
Yıllar ötesini düşünür düşünmez
Hemen mesud ve zengin oluyorum.
Nedense geçmiş günler unutuluyor.
Tarih kitabı gibi hatıra defterlerimi okuyorum.
Ben pırıl pırıl bir gemiydim eskiden.
İnanırdım saadetli yolculuklara.
Adalar var zannederdim güneşli,maavi,dertsiz.
Bütün hızımla koşardım dalgalara.
O zaman beni görseydiniz.
Bir tıp etikçisi şöyle demiştir:"Bir çocuğu aynı bir araba seçer gibi seçmek tüketim zihniyetinin unsurudur,çocuklar bir insan değil ürün haline gelmektedir."
Sen,benim için,evet çünkü sen benim için her şeydin,bütün hayatımdın.Benim için her şey,ancak seninle ilintili olduğu ölçüde vardı,hayatımdakilerin hepsi ancak seninle bağlantılı olduğu ölçüde anlamlıydı.
Yorgun insanların bazen biri iki gördükleri gibi o da şimdi çifte duygulara kapılıyor ; ne korktuğu ve ne de sevdiği şeyi iyice kavrayıp ayırt edebiliyordu.Acaba geçmişi mi yoksa geleceği mi özlüyordu ? Asıl istediği neydi ? Bunu kendisi de tam ve açık olarak bilemiyordu.