Cengiz Aytmatov’un okuduğum 2. Kitabı oldu diğeri Beyaz Gemi’ydi. Gerçekten şahane yazılmış su gibi akan bir kitaptı. Cemile’de keza öyle hiç sıkılmadan bir oturuşta okunabilir bir kitap. Kitap “en güzel aşk hikayesi” olarak değerlendirilmiş ama ben güzel bir aşk hikayesi göremiyorum sadece yazarın kalemi mükemmel.
Gelelim kitaba.
Köyün bütün
Cemile asla beklediğim sonla bitmedi Danyar ve Cemile'nin nerde olduğunu ne yaptığını bilseydik keşke bu biraz üzdü ve Sadık gerçekten iyi bir eş değilmiş kızın arkasından neler dedi ayıp yani
tek nefesin içine sıkıştırılmış
uzun soluklu bir şiir
ve bazı hikâyeler
aşka aşerir
*
kimine mutlu olmayı aşılayan
kimine de felaketi bulaştıran
acayip bir duygu
Günahıyla sevabıyla
“Cemile” de bu duyguların hışmına uğrayıp
Danyar ile birlikte payına düşeni almış
Doğru zaman ve doğru insan
her ikisini bir arada bulabilene “aşk olsun”
*
“En güzel aşk hikâyesi” mi?
Sadece, Cengiz Aytmatov kaleminde etkinlik kazanmış bir hikâye olduğu için, okunmaya değer.
Varsın Danyar'ın kaputu eski, pabuçları delik olsun! Ondaki ruh zenginliğinin bizim hiçbirimizde bulunmadığını çok iyi biliyordum ben. Cemile'nin onunla mutsuz olacağına hiç inanmıyordum.
Doğayı, vatanı, insanları, aşkı çok güzel kaleme aldığını bildiğimiz Aytmatov tasvirleriyle yine şaşırtmadı. Savaş zamanını, o zamanda yaşanılanları, aileleri, yıpranmaları ve en önemlisi de güzel bir aşkı betimlemiş bize bu kitabında. Şen şakrak, çalışkan, herkesin hayranlık duyduğu Cemile’nin askerde olan eşinden lütfetmiş gibi tek bir selamı için beklediği zamanları ve sonrasında ise savaştan gelen, sakatlanmış, kimsesiz, sessiz sakin, aldırış edilmeyen Danyar’la olan hikayesini akıcılığını bozmadan, gereksiz süslemeler yapmadan anlatmış yazarımız. Gözle görülmeyen, varlığı kimse için bir önem teşkil etmeyen, yokluğu kimseyi korkutmayan Danyar’ın türkü söyleyerek kendini, vatan aşkını, ruhunun derinliklerini açığa çıkarması ve sonrasında gelişen tüm olaylar…❝Bir insan kendini gösterecek bir şey yapmazsa, yavaş yavaş unutulur gider.❞ diyor ya zaten Cengiz Aytmatov da. Danyar kendini gösterdi ve çok şey kazandı. “Dünyanın en güzel aşk hikayesi” olarak takdim edilen bu eser, dünyanın en güzel aşk hikayesi mi tartışılır lakin güzel bir aşk hikayesi benim zannımca… Aşkınız güzel, okumalarınız keyifli olsun.
Kitap ana karakter Seyit ile uzaktan akrabası olan ve babaları ölünce analarının Seyit’in babasıyla evlendiği Sadık’ın taze eşi Cemile ve köyden küçük çocukken ayrılan köyden akrabası bulunmamasına rağmen savaşta yaralanıp sol bacağı sakat kaldıktan sonra ata köyüne dönen Danyar arasında geçiyor. Sadık silah altına alınarak askere gider ve bu başta belirttiğim üçlünün köyden savaştaki askerlere götürülmek üzere istasyonda bırakmak üzere at arabalarıyla tahıl götürmeye başlarlar. Seyit ve Cemile başlarda sesi çıkmayan Danyar’la dalga geçmeye varan şakalaşmalarda bulunsalarda istasyonda ağır çuval şakası ve dönüşünde Danyar’ın türkü söylediği günden sonra arkadaşlıkların boyutu değişir. Gün geçtikçe Cemile ve Danyar arasında sevgi bağları oluşur ve Seyit yengesinin durumu karşısında sesini çıkarmaz. Hatta resim yeteneği olan Seyit bu aşıkların resmini çizer. İstasyonda Sadık’ın asker arkadaşlarından birisi Cemile’ye mektup ve Sadık’ın yakında döneceği haberini getirdikten sonra Cemile ve Danyar köyü terk ederler. Seyit’te güzel sanatlara gider.
Kitabın arka kapağında birçok kişi tarafından en güzel aşk hikayesi olarak kabul edildiği yazıyor. Ben bu fikirde değilim ama kalbe dokunan tuhaf bir tarafı vardı.
Konusuna gelecek olursak köyün erkekleri savaşa gitmiştir kadınlar da askerleri beslemek için tahıl taşıyıp yardımcı olurlar. Cemile'nin eşi Sadık da savaşta yaralanmış hastanede yatmaktadır. Tahıl arabasını süren topal Danyar ile karşılaşan Cemile'nin hikâyesini küçük kaynı Seyit'ten dinliyoruz.Anlatımı akıcıydı merak ettirdi. Evlilik zoraki olup ve sevgisizlik üzerine kurulmuşsa hele ki bir kadın gider diğeri gelir şeklinde gamsızlık da varsa sadece kağıt üzerinde kalır. Toplumun direttiği şekilde ömür boyu mutsuz yaşamak yerine aşkının peşinden koşmak bana daha ahlâkî geliyor. Kitaptaki nüansları yakalarsınız Cemile'yi daha iyi anlarsınız.
Kimilerine göre aşk kimilerine göre ihanet hikâyesi. Baktığınız açıya göre değişir okuyup siz karar verin.
Danyar ve cemile' nin hikayesi yasak bir aşkın,tabiatın masumiyetiyle sunulduğu çocuksu bir tablonun dile getirilmesi olayıdır,akıcı ve sade bir dil kullanılması da okuru hikayeye davet ediyor.
Spoiler içerir!!!
.
.
.
Okuma alışkanlığını kazanmaya çalıştığım ilk zamanlar okuduğum bir kitaptı.İlk kez Cengiz Aytmatov okuduğumda ortaokul sıralarında tanındım Cemileyi.O zamanlar Cemileyi çok yargılamıştım.Ben ne okudum diye düşünmüştüm.Eminimki benim gibi Cemileyi yargılayanlar olmuştur ya da hak verenler.Burada okurlar ikiye ayrılıyor.
Peki şimdi okuduğumda ne hissettim?
Yazarın güçlü kalemini, bozkırda geçen aşk hikayesini, insanların savaş zamanında çektiği zorlukları ve en önemlisi Cemileyi bu sefer yargılamadım ve destek verdim.Çünkü günümüz düşüncesiyle bakarsak biraz yanlış olur.Bu yüzden kendimi o zamanlara ışınladım ve Cemileyi haklı çıkardım. O yıllarda yaşanılan büyük kayıplarda erkek nüfusu çok az olduğu için birçok konuda büyük eşitsizlikler yaşandı.Mesela sakat insanların, yaşlıların ve çocukların tarlada çalıştırılması. Cemile'nin kocası Sadık askerde uzun zaman boyunca yer alıyordu. Bu yüzden birlikte fazla vakit geçirememiştirler. Sadık, ailesine ara sıra mektup gönderir fakat Cemileye iki çift güzel söz yazmamıştır.Belkide aileside bu mektubu okuduğundan dolayı güzel sözlerde bulunmaya çekinmiştir.Fakat durum ne olursa olsun her kadın ilgi ve şefkat ister.Bu yüzden Cemile'nin Danyar'a gitmesini doğru bir karar olduğunu düşünüyorum.En azından kendisini seven bir adamın yanında.Bu aşk hikayesini diyeceklerim bu kadar.İyi okumalar...
SPOİLER Kalbim , bilemediğim bir şey karşısında bilinçsiz bir sevinç , bilinçsiz bir korku ile durmuştu sanki . " Aşk , Cengiz Aytmatov ' un Anlatımıyla böyle birşey . Fransız Şair Louis Aragon Cemile ' nin . " Dünyanın En İyi Güzel Aşk Hikayesi " olduğunu dile getirmiştir. Her farklı bakış açısına göre , kimi Aragon
Merhaba arkadaşlar, Türk dünyasının en önemli yazarlarından biri olan Kırgız yazar Cengiz Aytmatov'un(1928-2008) Cemile adlı hikayesi hakkında bilgi vermeye çalışacağım. 1958 yılında ilk basımı yapılan eser, aynı zamanda yazarın dünya edebiyatında tanınmasını sağlayan ilk eseridir. Hayatının çocukluk ve gençlik dönemleri savaşlara denk gelen Aytmatov, bu eserinde de yine savaşı ve savaşanların geride bıraktıkları yakınlarının hayatını anlatmıştır.
Cemile; genç ve güzel yeni evlenmiş bir kadındır. Ancak kocası evliliklerinden dört ay sonra askere çağrılmıştır. Cemile, askerler için istasyona buğday taşırken beraber çalıştığı Danyar ile yakınlaşır ve aralarında bir yasak aşk başlar... Kocasından gelen mektuplarda gerekli ilgiyi görmeyen Cemile, "Eldeki kuş daldaki kuştan iyidir," prensibi ile Danyar ile kaçar.
Bu eser için çoğu kişi en güzel aşk hikayesi der. Bunu neye dayanarak söylediklerine anlam veremiyorum. Bizim ülkemizde askerde olan gençler genelde aldatılır, bu eserde de aynı durum var. Hikayede aşk var evet ama yasak aşk... Ayrıca hikayedeki yaşanmışlıkları onaylayanların kaçı böyle bir olayın kendi başından geçmesini ister? Muamma. Ben beğenmedim, sıradan bir hikaye. Kimseye de önermiyorum. Keyifli okumalar...
Cemile; güzel kadın, gönül almak için hoşa giden bir davranış gerçekleştirme, Emevi zamanında yaşayan ünlü bir Arap şarkıcının adı. Aytmatov karaktere bu ismi rastgele vermemiş demeden edemeyeceksiniz.
Cemile'yi gözünüzde canlandırmadıysanız ve Danyar'ın sakat ayağı ile o çuvalı taşırken fizikî acıdan çok ruhsal bir acı yaşadığını hissetmediyseniz olmamış! Bir daha okuyun derim. Kiçine-bala olun ve öyle okuyun, okuyun ki Danyar'ın ıssız bozkırlarda söylediği türküyü duyun.