Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
MEDENİ İNSANLARIN 11 ÖZELLİĞİ 🙂🕊️ -Vicdanı hassastır. -Mütevazıdır. -Duygusaldır. -Küfür ve argo içeren kelimeler kullanmaz. -İnsan ayırmaz. -Dedikodu yapmaz. -Başka inançlara saygı duyar. -Görgü kurallarına uyar. -Ön yargıları yoktur. -Hak gasp etmez. -Değeri pek bilinmez. -*Kültürlüdür, kitap okur. -** Merhametlidir. -***Çevresini ve doğayı sever. #alıntı *madde
Rojin
Rojin
aracılığıyla eklenmiştir. **maddesi https://1000kitap.com/Oblamov_ aracılığıyla eklenmiştir. ***maddesi
Mustafa Bostancı
Mustafa Bostancı
aracılığıyla eklenmiştir.
Cahit Zarifoğlu Ne Diyor?
1. Namazlarınızı tadil-i erkan üzere kılın. 2. İlmihâl okuyun. 3. Televizyon izlemeyin. 4. Mobilyaya, eşyaya mahkum olmayın. 5. İsraf etmeyin. 6. Kur'an okuyun, siyer okuyun. 7. Suriye'yi, Filistin'i, Afganistan'ı unutmayın. 8. Eşlerinize, çocuklarınıza iyi davranın. 9. Babalar, erkenden eve gidin. 10. Gıybet, dedikodu etmeyin. 11. Faiz yemeyin. 12. Güzelliği yayın. 13. Boş, malayani şeyleri terk edin. 14. İslamı, münazara konusu etmeyin. 15. Particilik yapmayın. 16. Namazlarınızı camide kılın. 17. Sigara içmeyin.
Cahit Zarifoğlu
Cahit Zarifoğlu
Reklam
Șükrü Erbaș'ın insanın acısını insan alır kitabında bir söz vardı 'her insanda gidilebilecek uzaklığı bilmek gibi bir gücü vardı.' diye. Keşke öyle bir gücüm olsaydı. Herkeste yanlış mesafeye gitmeye çalışıyorum ben sanırım.. Hoș bunu yapan sadece ben değilim, kimse kimsenin sınırını bilmiyor.. İnsanlar ne kadar boş artık. Kimseyle oturup iki laf edemiyorsun , herkes bir dedikodu, boş muhabbetler peşinde, kimse iki satır bişey okuyayım demiyor. Okuyanlarda imkansız aşk romanları ancak. Gerçek hayatta artık kimse aşkı bulamıyor çünkü, evli olanlar bile sevgiye aç.. İnsanların hayatları belden aşağı muhabbetler sadece.. Çevremde o kadar gereksiz insan var ki gerçekten boş yaşadığımı düşünüyorum artık. Başına bişey gelse oturup derdini anlatacak kimse yok, herkes derdini söyle de bir açığını bulalım kafasında, yalancı, riyakar, embesil, güvenilmez... İnsanın Acısını İnsan Alır diyor ya, bu zamanda insan, insana sadece dert oluyor. Kimse kimseyi derdiyle de sevmiyor...
“Ebabil kuşu falan mısın?”
1. Tek bir kelime “Git!” demişti “Öl, yaşama, nefes alma!” Gibi duymuş, anımsamıştım, o kelimeyi. Hastane odasında iyileşmesini bekleyip, yemeklerini yedirdiğim, ilaçlarını dakikasına kadar geciktirmediğim bir adam diyordu bunu. Pencerenin kenarında durup, yoldan geçen arabalara bakıyordu. Aslında beni görmemek için dönmüştü sırtını – her zaman
Eski Bir İstanbul Hanımefendisi anlatıyor; Yıl 1919. İstanbul baştan aşağı İngilizlerin işgali altındaydı. Liseyi yeni bitirmiştim. Güzel bir kızdım. Dünür gelmeye başladılar. Biri avukatmış. Gösterdiler uzaktan, boylu poslu yakışıklı bir delikanlıydı, beğendim. Nişanlandık. Nişanlımı seviyordum. Mutlu bir yuva kurmak hevesi ile lamba ışığının altında sabahlara kadar oyalar örüyor, çeyizler hazırlıyordum. Ama çok geçmedi ki mahallede bir dedikodu yayıldı. (Ayşe'nin nişanlısı avukat değilmiş, ipsizin biriymiş, üstelik cami önlerinden tabut taşıyarak karnını doyuruyormuş.) dediler. Alt üst oldum, babam götürdü, uzaktan izledik, gerçekten de tabut taşıyordu. Yıkıldım. Nişanı atıp, ayrıldık. Aradan 5 yıl geçti. Evlenmiştim, bir de çocuğum olmuştu. 1924 yılıydı. Artık ülkemiz özgürdü. Bir gün Beyoğlu'nda rastladım ona. Oğlum yanımdaydı. Beni görünce titredi, ceketini düğümledi. Saygı göstererek durdu önümde. “Vaktiniz varsa size bir çay ikram etmek isterim" dedi. "Olur." dedim. Bir büroya girdik. Burası bir avukatlık bürosuydu ve kapıda adı yazıyordu. İçerde yardımcıları çalışıyordu. "Siz gerçekten avukat mısınız?" dedim. "Evet" dedi. "Peki, avukatsanız neden cami önlerinden tabut taşıyordunuz ?" diye sordum. Durdu, başı öne eğildi. "Beni affedin" dedi. "İstanbul işgal altındaydı, her taraf İngiliz askeri kaynıyordu. Her şeyi didik didik arıyorlardı. Biz de Anadolu'ya, Milli kuvvetlere ancak, cenaze süsü vererek tabutlarla silah kaçırıyorduk. Bu ülke için hayati bir işti. Bunu size söyleyemezdim..!!"
Haziran Ayı Çekilişi
💐 Selamün aleyküm herkese, geceniz mübârek olsun. Bu ay ki kitap çekilişi için şöyle bir karar aldım. Belki de yaparken günah olduğunun dahi farkında olmadığımız gıybet, çevremizi ve kalbimizi öylesine sarmış durumda ki. Bu gerçekten çok üzücü, hangi ortama girsek, birkaç kişiyle ortak konuşsak işin sonunda yüksek çoğunlukla birilerinin dedikodusu yapılıyor. Bilhassa hanımlar arasında daha da yaygın malesef ki. Üstelik Allah (c.c) birçok ayetinde, Efendimiz (s.a.v) hadislerinde lanetlemişken. Her ne kadar kendimize dedikodu, gıybet, vs konularda telkinde bulunsakta insanız sonuçta unutabiliyoruz. Arada bir hatırlatma dozu niyetinde okumalar yapmak lazım fikrimce. Bu ay inşâallah
İmam Gazali
İmam Gazali
'den
Dilin Afetleri
Dilin Afetleri
kitabı ile 2 okurun hatırlatma okumalarına vesile olmak niyetindeyim. Yarın gece 23'e kadar devam eder inşâallah. Yorumlara da diğer ay olduğu gibi hoşunuza giden, etkilendiğiniz âyet, hadis, dua, güzel söz, ezgi, türkü vs paylaşırsanız müstefid oluruz efendim. Hoşça kalasınız🌿
Reklam
"Namaz kılın" dedik, "Bizim kalbimiz temiz" dediniz. "Krediden faizden uzak durun" dedik, "Başka yolu yok" dediniz. "Fakiri doyurup yoksulu gözetin" dedik, "Benimle mi kazandı" dediniz. "Eşcinsellik sapkınlıktır" dedik, "Kimsenin cinsel tercihine
Enerjimizi tüketen alışkanlıklar:
1. Her olayı kişisel algılamak. 2. Geçmişe takılmak. 3. Aşırı stres. 4. Sabah erken kalkmamak. 5. Aşırı yemek. 6. Aşırı düşünmek. 7. Çözüm değil suçlu aramak. 8. Dedikodu. 9. Hayır diyememek. 10. Herkesi memnun etmeye çalışmak
Ankara'da Sıradan Bir Düğün
Oturduğum masadan sıkılan gözlerle etrafı izliyorum. Klasik bir salon düğünü işte. Etrafa kısık gözlerle bakıp, bekar oğullarına kız arayan anneler, etrafta koşuşturan çocuklar, uzun süredir görüşmüyoruzlar, niye hiç aramıyorsunlar, sen niye aramıyorsunlar. Ben aramasam sormasam arayacağın soracağın yoklar, çok güzel olmuşsunlar, kıyafetin
Bugünlere kolay gelinmedi..
Eski Bir İstanbul Hanımefendisi anlatıyor; Yıl 1919. İstanbul baştan aşağı İngilizlerin işgali altındaydı. Liseyi yeni bitirmiştim. Güzel bir kızdım. Dünür gelmeye başladılar. Biri avukatmış. Gösterdiler uzaktan, boylu poslu yakışıklı bir delikanlıydı, beğendim. Nişanlandık. Nişanlımı seviyordum. Mutlu bir yuva kurmak hevesi ile lamba ışığının
Reklam
Tanıdığım en kaliteli insanlar: 🙂🕊️ 📍Şükredenler. 📍Olumlu düşünenler. 📍Kötü konuşmayanlar. 📍Düzgün ahlakı olanlar. 📍Korkularıyla yüzleşenler. 📍Mazeret uydurmayanlar.
"Namaz kılın" dedik, "Bizim kalbimiz temiz" dediniz. "Krediden faizden uzak durun" dedik, "Başka yolu yok" dediniz. "Fakiri doyurup yoksulu gözetin" dedik, "Benimle mi kazandı" dediniz. "Eşcinsellik sapkınlıktır" dedik, "Kimsenin cinsel tercihine karışamazsınız"
"600 sayfalık bir romanı kimse okumuyor, 3.5 saatlik bir filmi sabredip izleyen kişi sayısı çok az ve bu tüketim çağında kimse kimseye yıllarca sadık kalamıyor. Sadakat; sürekli her yerde dolaşan ancak gerçeği zerre yansıtmayan pis bir dedikodu gibi dillerde." 📝📌
ENERJİNİZİ TÜKETEN ALIŞKANLIKLAR ✍️ 📍Yaşadığı her olayı kişisel algılamak 📍Geçmişe takılıp kalmak 📍Aşırı stres 📍Sabah erken kalkmamak 📍Aşırı yemek 📍Herkesi memnun etmeye çalışmak 📍Aşırı düşünmek 📍Çözüm değil, suçlu aramak 📍Dedikodu 📍Hayır diyememek #alıntı
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.