Her dem Hak "Bana gel!" diye davet eder. İnsan ise kulak kesiyor , duymak istemiyor , sanki kaçınmak için çırpınıyor. Fakat çırpınıp çırpınıp akıbete teslim olmaktan başka ne yapıyor ?
Hâlbuki sevmediğine teslim olmakla sevdiğine teslim olmak arasında ne büyük fark vardır . Demek ki insan için Hakk'ı sevmek , Hakk'a hizmet etmek , akıbet cemal-i Hakk'a ermekten büyük bir hazz-ı Saadet yoktur...
“Izdırabın sonu yok sanma, bu âlem de geçer,
Ömr-i fâni gibidir, gün de geçer, dem de geçer,
Gam karar eyleyemez, hânde-i hurrem de geçer,
Devr-i şâdi de geçer gussa-i mâtem de geçer,
Gece gündüz yok olur, ân-ı dem âdem de geçer.”
Öyle ser-mestem ki idrâk etmezem dünyâ nedir
Men kimem sâki olan kimdir mey ü sahbâ nedir
Gerçi cânândan dil-i şeydâ için kâm isterem
Sorsa canân bilmezem kâm-ı dil-i şeydâ nedir
Vasldan çün âşıkı müstağni eyler bir visâl
Âşıka ma'şûktan her dem bu istiğnâ nedir
Hikmet-i dünyâ vü mâfihâ bilen ârif değil
Ârif oldur bilmeye dünyâ vü mâfiha nedir
Âh u feryâdun Fuzûlî incidipdir âlemi
Ger belâ-yı aşk ile hoşnûd isen gavgâ nedir
youtu.be/xWwMzfGVikA?si=...
Sayfa 24 - Geçmişi hatırlamak bahşeder
Hayıf, elemler ve keder
Kaderle meşgul olma
Kimse kalmaz hep gider
Dem bu demdir, dem bu dem!
Dem bu demdir, dem bu dem!
Senin gibi bir dilenciye
Yazık değil mi gaile
Meşgul olma şimdiyle
GelecekKitabı okudu
Beşir Fuad bileklerini kestikten sonra ölümüne kadar not tutmuştu :
Kağıt dahi kanla mülemma ...
İntiharımı da fenne tatbik edeceğim ; şiryanlardan birinin geçtiği mahalde cildin altına klorit kokain şırınga edip buranın hissini iptal ettikten sonra orasını yarıp şiryanı keserek seyelan-ı dem tevlidiyle terk-i hayat edeceğim . Ameliyatımı icra ettim . Hiçbir ağrı duymadım . Kan aksın diye hiddetle kolumu kaldırdım ...
Beşir Fuad
Görse bülbül gibi her dem gül-i ra‘nāy göñül
Olur āşüfte-ṣıfat hem daḫı rüsvāy göñül
Neler itdi baña bu bī-ser ü bī-pāy göñül
Göñül iy vāy göñül vā göñül iy vāy göñül
Gönlümüzde aşk olmalı elbette. Cenâb-ı Hak o ham meyveyi lütfu ile olgunlaştırır. Biz yeter ki eşyaya, dünyaya ve insanlara sevgi ile bakmasını bilelim.
İnsan ilahi aşka nasıl varır, nasıl bulur ilahi aşkı.. Yaradana aşık olmak için önce Yaradılana mı aşık olmak gerekir.? İşte bazen insanın ilahi aşka varması için tatması için dünyevi bir aşk yaşaması gerekiyormuş. Dünyevi aşk aslında bir nevi basamak asıl aşka hakiki aşka ulaşabilmek için. Hani zirve vardır işte o zirve sondur dahası ötesi yoktur sanki o zirveye ulaştığın vakit tamam olmuşsun gibi. Bu kitaptaki zirvede Rahmana olan aşkın zirvesi, varlıktan yokluğun zirvesi, ötelerin de ötesinin zirvesi.. Âşık Abdullah'ın aşkın zirvesi.. Okuduğum bu kitap Âşık Abdullah'ın dünyevi aşkın nasılda ilahi aşka dönüştüğünü ve nasıl varken yok olduğunu madde aleminden geçip nasılda mana alemine daldığını anlatan güzel akıcı bir roman. okumak okumanın ötesinde anlamak gerekir. Bize göre bazen olmaz dediğimiz şeylerin aslında ne kadar gerçek olduğunu anlatan bir kitap. Yazarımızdan Allah razı olsun bize böyle bir güzel hikaye sunduğu için..