222 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Ölümsüz Deniz ve Arkadaşlarının Öyküsü
Nihat Behram’ın Everest yayınlarından çıkan 124. baskısı olan “Darağacında Üç Fidan", 12 Mart Darbesi sonrasında Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın dışarıda son günlerini, yakalanışlarını anlatan belgesel anlatı tarzında bir kitaptır. Mahkûmların 6 Mayıs 1972 tarihinde darağcına çıkış öyküleri ve idam anları çok patetik bir üslupla
Darağacında Üç Fidan
Darağacında Üç FidanNihat Behram · Everest Yayınları · 201911,9bin okunma
Yazmak eyleminin KADINları....
1-) TEZER ÖZLÜ 2-) SEVGİ SOYSAL 3-) FÜRÜZAN 4-) TOMRİS UYAR 5-) LEYLA ERBİL 6-) HALİDE EDİP ADIVAR ●☆Tezer ÖZLÜ☆● “Tek bir kelimeden binlerce anlam çıkardığım günler de oldu, yazılan uzun cümleleri görmezden geldiğim günler de. İnsanlara inanmaya çalışmaktan yoruldum,” “Sınırları tanıyan, benimseyen, bu sınırlara uyum gösteren
Reklam
Atilla İlhan o günlerde İzmir Karşıyaka’da , efsane sayılan gazete Demokrat İzmir’in Genel Yayın Yönetmeni . Her sabah Karşıyaka İskelesi’nden 8.20 vapuruyla Pasaport İskelesine , oradan yürüyerek Konak , Nadir Nadi Caddesi’ndeki gazete binasına gidermiş . O gün , yani 6 Mayıs 1972 , Deniz Gezmiş’in , Hüseyin İnan’ın , Yusuf Aslan’ın asıldığı gün , gözyaşları içinde kahverengi deri çantasından çıkardığı küçük not defterine dolmakalemiyle dizeleri yazmış . Şiirde herkesin bir kadın ismi sandığı Müjgan aslında Farsçada kirpik anlamında . Yani Mahur Beste , faşizmin kıydığı Denizlere bir nevi ağıt . “ Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız . O mahur beste çalar müjganla ben ağlaşırız diye başlardı . Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı Gittiler akşam olmadan ortalık karardı
Sayfa 140 - Alfa kitapKitabı okudu
Mayısın ilk haftasında başka bir haberle sarsıldılar... Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan idam edilmişti.
Deniz geçmişe Hüseyin e ve Yusuf'a sordular
Duruşma yargıcı sordu "mahkemeye ihtimadiniz var mı? Üçünde cevabı mahkemeye ihtimadımız yoktur" Elli yılın bütün intikamını 20 gençten soruyorlar. Bununla kalmayacak daha ileri gidiyorlar üç ayda eşi görülmemiş zamların, vergilerin, hayat pahalılığın ve reformları engelleyen parti ve bakanların üzerine örtü çekilerek dikkatler bizim üstümüze toplanıp biz bu yirmi genç topun ağzına sürüluyoruz. İddianameyi okuduğum zaman cezanın suça değil, suçun cezaya uydruldugunu gördüm. Cezamızı biraz önce gördüğüm pazarlık tayin edecektir. Haklı olarak belirtiyorum iddia makamını muhatap almıyorum ve mahkemeyi bağımsız yargı organı olarak kabul etmiyorum... Bu mahkemenin sonucu adlı ve skandal olabilir fakat mahkemenin sonucu ne olursa olsun dediklerimiz gerçekleşecektir... Taki vatanı Amerikan satanların ve gericilerin sonu gelene kadar . Bu kavga biz olmasak da devam edecektir.
Hiçbir şey yapmadan, günde on kez hükümet yıkıp hükümet kurmayı; yüksek sesli devlet sevgisinin, ters yüz edilmiş bir yalan olduğunu; kendinden başka kimseye inanmamanın mağrur yalnızlığını; sevmek arzusuyla aldanma korkusunu nasıl bir cehennem yarattığını; duvar diplerinde tanrı diye yağmura nasıl dua edildiğini onlarda gördüm. Yıllarca küfrettikleri devrimcilere, Deniz-Yusuf-Hüseyin'in idamlarından sonra, derin bir mahcubiyet ve saygıyla nasıl ağladıklarını da gördüm onların.
Sayfa 62 - Bir başka bağ bozumuKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.