Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Devr-i Saadet
İlk gördüğümde seni Kandilli'de Attığım harf Latinceydi uzaktan Batasıca batıcılık! Ve Türkçe kavilleştik o gece senlen... Lakin Arap harflerine döndük Sarmaş-dolaş olunca nihayet Meğer sen de ben de Müslümanmışız
Sayfa 113 - Türkiye İş Bankası Yayınları 12. Basım 2019Kitabı okudu
Senin İçin
Bunlar!.. Zalâm-ı leyle-i hicrin bütün o evhâmı Garîk-ı hüzn ediyorken, zemini, eşyayı Kamer de peyker-i handânını edip izhâr Arza karşı ederken tebessümün îsâr Dilimde âteş-i firkat, gözümde eşk-i revân Dehende nâle-i şîven garîb ü girye-künân Seni gözüm o zaman yâd eder de ağlarım âh Anar da inlerim ey gıbta-ı melâik vâh Bahâr!.. O devr-i saadet, o fasl-ı şevk u sürûr Cihâna bahş ediyorken safâ-yı şevk u hubûr Şükûfte güllerin âgûş-ı ıtr-dârında Lebin lebimde, saçın târmâr sînemde Eder iken güzelim hasbıhâl u arz-ı merâm Tefekkür eyliyorum şimdi nâle-sâz müdâm Muhabbetinle geçen hep o ömr-i memnunu Gelip de görmelisin şimdi sen bu mahzunu!.. Gelip de görmelisin sen evet, bu nâlânı Bu ömrden müteneffir bu zâr u giryânı Gözümde kalmadı asla sirişkten katre Bu firkatinle gözüm sen beni helâk ettin, Beni elemle bıraktın uzaklara gittin Bu imtihân-ı azâbın yeter a cânânım!.. Bana o çehreni göster bana a dildârım!..
Sayfa 217Kitabı okudu
Reklam
Devr-i Saadet
İlk gördüğümde seni Kandilli'de Attığım harf Latinceydi uzaktan Batasıca Batıcılık! Ve Türkçe kavilleştik o gece senlen... Lakin Arap Harflerine döndük Sarmaş-dolaş olunca nihayet Meğer sen de ben de Müslümanmışız
Allah'a toprakları Allah katında geri verilene kadar, dünya üstünde yeniden devr-i saadet kurulana kadar kimse hiçbir şeyden emin olmamalıydı. Sonunda Allah'a tam bir teslimle iman etmek için herkesin diken üstünde olması şarttı. Biliyordu, dünyadan korkmayan Allah'tan da korkmazdı.
Koca Yavuz, Fatih Camii avlusundaki musallaya uzatıldığında ne ihtişamı kalmıştı, ne de hiddeti... Sıradan bir ölü olarak musallaya yatıyor, herkes ibretle bakıyor, imam "Er kişi niyetine..." deyip tekbir aldığında ölümün sağladığı eşitlik en büyük ibret olarak gözler önüne seriliyordu. Musalladaki tabutun içinde yatan, bir "er kişi" den ibaretti. Osmanlı padişahları, bu ibret dolu levhayı hiçbir zaman unutmuyorlar, halkın içine çıktıkları veya askeri teftiş ettikleri sırada "Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var." şeklinde ve koro halinde haykırılmasını memnunlukla karşılıyordu. Bunun dünya tarihinde başka bir örneğine rastlamak, Devr-i Saadet müstesna tutulursa, mümkün değil.
"Hazreti Resulullah iki elin parmakları gibi birleşiniz buyurmuşlardır. Sahabe-i Kiram azınlıkta ama birlik beraberlik sayesinde düşmanlarını yendiler, bir cihan devleti kurdular. Devr-i Saadet bize hep örnek olmalıdır."
Sayfa 115Kitabı okudu
Reklam
936 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
31 günde okudu
Geleneksel Müslüman, İslâm tarihini İslâm’ın kurulması ve gelişmesi çağlarına karşılık olarak Devr-i Saadet (Devr-i Raşidî) ile Devr-i Osmanî olarak iki merhaleden ibaret görürdü. İslâm dünyası, Osmanlı liderliği altında modern çağa girdi. Dolayısıyla çağdaş İslâm dünyası ve Türkiye’nin bütün yaşadıkları, ancak dört soruya cevapla anlaşılabilir:
Gelenekten Modernliğe Osmanlı
Gelenekten Modernliğe OsmanlıBedri Gencer · Ketebe Yayınları · 201913 okunma
Sual: Cisim, eğer hayatî olsa, ecza-yı bedenî, daim terkip ve tahlildedir, inkıraza mahkûmdur, ebediyete mazhar olamaz. Ekl ve şürb, bekà-yı şahsî; ve muamele-i zevciye ise, bekà-yı nev'î içindir ki, şu âlemde birer esas olmuşlar. Âlem-i ebediyette ve âlem-i uhrevîde şunlara ihtiyaç yoktur. Neden Cennetin en büyük lezâizi sırasına
“Gerçek İslâm; zamane Müslümanlığı değil, ‘Sahabe Müslümanlığı’dır: devr cehâlet değil, ‘Asr-ı sa’âdet Müslümanlığı’dır.”
Allah"a toprakları Allah katında geri verilene kadar, dünya üstüne yeniden devr-i saadet kurulana kadar kimse hiçbir şeyden emin olmamalıydı. Sonunda Allah"a tam teslime iman etmek için herkesin diken üstünde olması şarttı. Biliyordu, dünyadan korkmayan Allah"tan da korkmazdı.
73 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.