Sen bir varoluş hissettiğini söylüyorsun, bense hep bir yokluk duyumsadım. Kaynağı olmayan, muğlak bir sızı. Doktora neresinin ağrıdığını gosteremeyen, ancak canı acıyan bir hasta gibiydim.
İnsanların hala sözcüklere bu kadar önem vermeleri çok tuhaf. Sözgelimi, birini dövmesen de bir aptal olduğunu söylesen üzülür ama çok akıllısın deyip parasını vermesen bile sevinir.
Ruhsal hastalıklar kötü eğitimden, çocukluktan başlayarak kafalara doldurulan gereksiz bir sürü şeyden, sözün kısası, toplumdaki bozukluklardan oluyor.
İlaç acıdır ama gene de yutmak gerekir. İşte sıra şimdi bize geldi, çocuklarımız onların kuşağından olmadığımızı söyleyecekler bize ve biz bu acı ilacı yutacağız.
Acınacak tek şey, insanın bir tek yanlışlık için sık sık bedel ödemek zorunda kalışıydı. Gerçekten insan, suçunun cezasını bir daha, bir daha çekiyordu. Kader insanlarla alışverişinde defteri hiç kapatmıyordu.