Zihnimi toparlayamadığım zaman, kalbim konuşur benimle..
Der ki;
" Hakim ol kendine, hakim ol bana ve bedenine. "
Gözyaşlarımın dahi terk ettiği kalbimde dikenler büyür bu sözleri duyunca.
Ben de çiçek yerleştiririm o dikenlerin ucuna.
Çünkü kalbimin büyüttüğü dikenler zarar vermek için değil, korumak için..
İnsanların sözleri asıl dikendir, canımı acıtan.
Çiçeklerle cezalandırırım onları, kalbim kırılınca.
Güzel şeydir çiçekler, ceza mıdır bu?
Yoksa kendini buraya ait hissetmeyen zihnimin oyunu mu?
Ben bilirim ve ben bulurum, söylerim ama dinlemez..
Arar dururum kırgınlıkla dolu kalbimi, yerleştiririm en güzel çiçekleri,
dikenleri bulunca.
Mün' im-i Hakîkî, bizden o kıymettar ni'metlere, mallara bedel istediği fiat ise; üç şeydir. Biri: Zikir. Biri: Şükür. Biri: Fikir' dir. Başta "Bismillâh" zikirdir. Âhirde "Elhamdülillah" şükürdür. Ortada, bu kıymettar hârika-i sanat olan nimetler Ehad-i Samed' in mucize-i kudreti ve hediye-i rahmeti olduğunu düşünmek ve derketmek fikirdir. Bir padişahın kıymettar bir hediyesini sana getiren bir miskin adamın ayağını öpüp, hediye sahibini tanımamak ne derece belâhet ise, öyle de; zahiri münimleri medih ve muhabbet edip, Münim-i Hakiki' yi unutmak; ondan bin derece daha belâhettir.