(Dikkat siyasi içerik, rahatsız olanlar okumayınız lütfen)
Spor Bakanımızın açıklaması: ''Acımayacağız, ama adil olacağız'' başlığı adı altında haber yapılmış, gerçekten çok garibime gitti. Spor Bakanımızın spor dışında böylesine ciddi ve önemli konuda açıklama yapması ve tepki görmemesi gerçekten tuhaf nasıl bir durumda olduğumuzu gözler önüne seriyor.Bu durumu tarafsız olarak değerlendirdim ilgili haber için; t24.com.tr/haber/spor-baka...
Bir sporsever olarak kendisinden daha farklı açıklamalar beklerdim, bu tür açıklamalar için yetkili tek bir mercii nin olması gerekli kanımca
Yine rastladığım diğer haberlerden kısa farkındalık bilgileri sunmak istiyorum;
-FETÖ' den tutuklananlara işkence yapıldığı, ve duş alan bayan tutukluların erkek gardiyanlar tarafından kamera ile gözetlendiği iddiası var kadınların bu durum için perde ile kapatma çözümünü bulmuşlar fakat ilgili gardiyanlar bu perdeyi kaldırmışlar, ve tutukluların dilekçeleri uzun süredir cevaplanmamış. Ülkemizde böyle insanlarında var olduğunu bilmenizi istedim kimseyi germek gibi bir niyetim yok tek taraflı olmamak lazım, iyi günler. DİPNOT: Gündemi uzunca bir süredir takip etmemiştim, benimle aynı durumda olabilecek kişileri düşündüğüm için ve de tepkimi belirli ölçüde ifade etmek için yazdım, ilgililere duyurulur.
Emekli Harbiyeli
İnsanlar çok değişti; dikkat etmek lazım. Biriyle el sıkıştıktan sonra, beşi de yerinde mi diye parmaklarını saymak zorundasın.
Tolstoy
8. Hikaye Tamamlama Etkinliği
Hikayemiz bu ileti altından yürütülecektir.
Katılımcı sırası ve yorumlar için: #11646309
NigRa
Saat gece yarısını çoktan geçmiş "yarım" diye belirtilen 12.30'u göstermekteydi. Akreple yelkovan iki ayrı uçtaydı, kavuşamayan iki aşık gibi diye düşündü. Sonra aklı yine yarım kavramına kaydı. 24'ün yarısı 12
Şapkamı bir yana atarım şöyle;
Sonra çıkarırım beni kıskıvrak
Saran şu paltomu. Alırım ele
Benim zülfikarı, kını atarak.
Gazal gibi çevik, ay gibi parlak.
Sana ben şimdiden söyleyeyim peşin:
Artık ne mazeret, ne bir kaçamak;
Baladın sonunda bitiktir işin!
(Düello başlar.)
Hoşuma gitmedi bu muamele!
Nerenden şişleyeyim? Şu
Sayfa 41 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Buda bir ağacın altında meditasyon yapıyordu. Bu bir dolunay gecesiydi ve şehirden birkaç genç, felekten bir gece çalabilmek için ormana gelmişlerdi. Yanlarında bol bol şarap ve çok güzel bir fahişe getirmişlerdi. Buda’nın meditasyon yapmakta olduğu ağacın hemen yakınında yiyip içmeye, dans edip kadını soymaya başladılar. Hepsi sarhoş olduğu için
Bir Kadını Görmek
Yazı, İndiana eyaletinde Christ Community Kilisesi’nde çalışan papaz Nate Pyle’a ait:
Bir gün oğlumla o konuşmayı yapmak zorunda kalacağım. Yok, anne babaların konuşmaktan korktuğu ve çocukların utandıkları o malum konuşma değil. Ben insanları rahatsız etmekten hoşlanırım, o yüzden eminim o konuşma eğlenceli olacaktır. Benim bahsettiğim şey
Aklınızı ve kalbinizi aynı anda kullanın. Sadece akıl derseniz, merhametsiz, vicdansız, taştan farksız bir insan olup çıkarsınız, insanlar sizden korkarlar ama hiçbir zaman gerçekten sevmezler. Eğer aklı bütünüyle reddedip her vakaya hissî bakarsanız da bu kez kandırılır, itilip kakılır, hayal kırıklığına uğrarsınız. Nazik bir dengesi var bu işin, buna dikkat etmek lazım evvela.
Sayfa 151Kitabı okudu
Yazgımıza boyun eğmek, Allah'ın verdiği aklı kullanmayacağız anlamına gelmez elbette. Kendisine yapılan her kötülüğü, her zulmü "kader" telakki edenlere aldırmayın. Kitap "oku" diye başlar. Aklınızı ve kalbinizi aynı anda kullanın. Sadece akıl derseniz, merhametsiz, vicdansız, taştan farksız bir insan olup çıkarsınız, insanlar sizden korkarlar ama hiçbir zaman gerçekten sevmezler. Eğer aklı bütünüyle reddedip her vakaya hissi bakarsanız da bu kez kandırılır, itilip kalkılır, hayal kırıklığına uğrarsınız. Nazik bir dengesi var bu işin, buna dikkat etmek lazım evvela.
Sayfa 151 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
"Demek ne kelime, haykırıyorum.Her kurbağa öpülunce prens olmuyor maalesef.Kimisi de hastalık saçıyor.Dikkat etmek lazım."
Sayfa 110Kitabı okudu
Çanakkale Muharebelerine Dair Yalanlar Ve Gerçekler
Türkiye’de 2003 yılından bu yana, 18 Mart, “şehitler günü” olarak anılıyor. Bu yüzden Mart ayı geldiği zaman Milli Eğitim başta olmak üzere burjuva ideolojisini üfüren tüm borazanlar benzer hamaset seslerini yüksek perdeden çıkarmaya başlıyorlar. “Şehitler” üzerinden ahlâksızca pompalanan kahramanlık edebiyatı ile emekçileri kapitalistlerin