Sen körsün, ben de sağır ve dilsiz. Dokunsuz o zaman ellerimiz birbirine, anlaşabilelim.
İnsan yaşamı bir düştür görüşü, bazılarınca böyle algılanmıştır, bu duygu beni de devamlı meşgul ediyor. İnsanın yaratıcı ve araştırıcı gücünü kapatan sınırlamalara bakınca; bütün edimlerin, zavallı varlığımızı uzatmaktan başka hiçbir işe yaramayan ihtiyaçlarımızı karşılamaya yönelik olduğunu görünce, sonra da araştırmanın belli noktalarından duyulan avuntunun sadece düşsel bir tevekkülden başka bir şey olmadığını, zira arasına sıkışıp kalınan duvarlar renkli biçimler ve ışıklı umutlarla çizilmekte - bütün bunlar, Wilhelm, beni dilsiz yapıyor. İçime kapanıp, bir dünya buluyorum!
Reklam
Sessizlik Kulesi
Eskiden ölülerini gömmeyip, bir kulenin tepesine, açığa bırakan kavimler yaşardı bu topraklarda. Topluluğun rahipleri kuleye gizlenip, yırtıcı kuşların ölüleri nerden yemeye başladığını izlerdi. Akbabaların ölüleri yediği kulenin adı: “Sessizlik Kulesi.” Türkiye’yi koca bir “Sessizlik Kulesi” yaptık en sonunda… Ölülerimizi zalimler yesin diye inşa ettiğimiz bir kule artık ülkemiz. Saklanıp bir şeylerin arkasına, dilsiz rahipler gibi bakıyoruz ölülerimize.
Sayfa 20 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Ama bana bir ses vermemiş olması ilginç doğrusu. O gece meşelerin altındaki sunakta karşılaşana kadar onunla konuşma­mıştım. Sesimi nereden aldım acaba? Albunea tepelerinde esen rüzgarda çınlayan sesi, kendine ait olmayan bir dili dilsiz konuşan o sesi?
Sayfa 265Kitabı okudu
Bize cellatlık emrolunmadı. Belki emrolunan, bizden istenen, bu hayret verici nizâm içindeki yerimizi, varlığımızın hikmetini düşünmektir; dilsiz kainatla konuşmasını bilmektir, onu dile getirmektir.
Dedem ölmemişti. Babam benden gençti henüz. "Dağlar dilsiz ustalardır ve suskun öğrenciler yetiştirirler" diyen Goethe'yi okumadan, bu iki insandan öğrendim kuyuların dilini.
Reklam
Saklanıp bir şeylerin arkasına, dilsiz rahipler gibi bakıyoruz ölülerimize.
Memnuniyet
Benden zarar gelmez Kovandaki arıya Yuvasındaki kuşa; Ben kendi halimde yaşarım Şapkamın altında. Sebepsiz gülüşüm caddelerde Memnuniyetimden; Ve bu çılgınlık delicesine İçimden geliyor. Dilsiz değilim susamam Öyle ölüler gibi Bu güzel dünya ortasında. -Rüştü Onur-
DEVR-İ MENHUS
Bu çağ ki dili sükût ettirir Dilsiz şeytana sukut ettirir Arsıza, hırsıza kayık ettirir Hak dilinden eser kalmaz elinde Devir kalabalık olma devridir Namert kucağında kuma devridir Haram bakışlarda suna devridir Ar izinden eser kalmaz serinde İnsanın nefesi artık alkışla Methiye, mersiye ya da zılgıtla Sakın ha! hatan var deme yanlışla Hatırından eser kalmaz yerinde Tenkidi, tahlili saymadım bile Dost bakışlar solar, döner dikene Hayat bu böyledir, takma yine de Çoğ dediğin söner kalmaz yerinde Çoğunluk ziyanda, diyor Mevlamız Çokların içinde olsan da yalnız Dağıtma kimseye tılsımlı yaldız Hak katında ecrin kalmaz seninde Oktay FERİK
Sen gideli Sağır-Dilsiz okulunda öğretmenim ben
Sayfa 22 - Pdf
Reklam
Bir süt ırmağı akıyordu boynundan Omuzlarında iki dolunay göllenmişti Karnı altın güneşlerde buğday tarlaları Göğüsleri bağ bozumlarından bir salkım şıra Dünyanın bütün gülleri ağzında açıyordu Çoban ateşleri, nar oyukları, yıldız böcekleri Gövdemde sonsuzluğun dilsiz ayini Tanrı kirpiklerinden yürüyordu canıma.
Gözsüze fısıldadım Sağır sözüm işitmiş Dilsiz çağırıp söyler Dilimdeki sözümü
Sayfa 57
Çalışırken ney olursunuz, saatlerin fısıltısı müziğe dönüşür neyin yüreğinde. Tüm varlıklar uyum içinde bir ağızdan şarkı söylerken, dilsiz ve sessiz bir kamış olmayı isteyen çıkar mı aranızda? Size hep işin bir lanet ve çalışmanın talihsizlik olduğu söylendi. Fakat ben size diyorum ki, çalışırken yeryüzünün en ırak düşünün; daha o düş doğarken sizin payınıza düşmüş parçasını gerçekleştiriyorsunuz…Ve çalışmayı sürdürmekle, aslında hayatı sevmiş oluyorsunuz…
Canim ülkem benim
Eskiden ölülerini gömmeyip ,bir kulenin tepesine ,açığa bırakan kavimler yaşardı bu topraklarda. Topluluğun rahipleri kuleye gizlenip ,yırtıcı kuşların ölüleri nerden yemeye başladığını izlerdi. Akbabaların ölüleri yediği kulenin adı "Sessizlik kulesi" . Turkiye'yi de koca bir "Sessizlik kulesi" yaptık sonunda.... Ölülerimizi zalimler yesin diye inşaa ettiğimiz bir kule artık ülkemiz. Saklanıp bir şeyleri arkasına, dilsiz rahipler gibi bakıyoruz ölülerimize.
Sayfa 20 - IletişimKitabı okuyor
“Saklanıp bir şeylerin arkasına, dilsiz rahipler gibi bakıyoruz ölülerimize.”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.