En sevdiğim okuma biçimidir insanı düşünmeye, araştırmaya üzerinde konuşmaya ihtiyaç duyulan kitaplar ve konular. Bir elim kitapta, bir elim internetten araştırmalar yaparak bir yandan da eşimle derin sohbetlere girerek tamamladığım farklı bir okuma oldu Hırsızlar Sokağı. Popüleritesi pek duyulmasa da bu güzel eseri herkes mutlaka okumalı diyorum
Bu soru tarihsel olarak filozofların yanıt aradığı en önemli sorulardan birisidir.
İnsanların çoğu aslında toplumsal yaşam içerisinde gerçeği aramazlar, daha doğrusu gerçek diye bir sorunları yoktur. Çünkü çoğu zaman gerçeğe ulaşma çabası riskli ve tehlikelidir. Bu yüzden sistem tarafından kendilerine sunulan sanal gerçekliği yaşamayı tercih
Kitapda yaşanılan olayları okuyunca gerçekten cahilliğin ne kadar korkunç bir şey olduğu bir kez daha görmüş oldum.
Benim incelemem belki biraz kitabın dışında bir yazı olacak ama bu fikirlerimi ve düşüncelerimide yazamadan edemedim.
Öncelikle her şeye rağmen şunu belirtmek isterim yazarın düşüncesinde değilim.
Müslüman genç için infak, bir hayat tarzı ve bir yaşam biçimidir. O, günlük, haftalık, aylık ve yıllık olarak gücü oranında asla infaktan kopmadan yaşar. Çünkü infak, onun kalbini Allah'a bağlayan oldukça sağlam bir bağdır.
En uzun ve detaylı kitap incelememdir!
İkinci cildi okurken, kitabın okunması bittiğinde nasıl bir inceleme yazabilirim diye düşünerek kimi bölümlerinde notlar aldım. Doğrusu bir yandan kitabı okurken, bir yandan benim gibi 1960'lı yıllarda doğup büyüyenler bilir, bizlerin çocukluğu ilkokul yıllarımızdan başlayarak plaklar dinleyerek geçti.
“Tesettür yalnızca saçın örtülmesi bağlamında ele alınamaz. Aksine tesettür, kadının bir yaşam biçimidir. Çünkü örtünme kadının kimlik ibrazıdır. Bu nedenle tesettür; örtünme biçimine, kişinin hal ve hareketlerine ve erkeklerle ilişkilerinde denge ve ölçüye kadar bir yaşam biçiminin göstergesi olmak durumundadır.”
Ölümün var olduğu ve her gün ölüm sahnesinin gerçekleşmiş olduğu bir dünyada, ölmeyecekmiş gibi ve her günü ölümü unutarak yaşamak, "akılsız insanların yaşam biçimidir." diyorum.
İslâm salt bir akide değildir ki, insanlara akidesini tebliğ etmek ile yetinsin. O, bütün insanların kurtuluşunu sağlamak için ilerleyen örgütlü, dinamik bir toplumda yaşanan bir yaşam biçimidir.
Bugün inceleyeceğim konu tarihte birçok defa tartışma konusu olmuş. Yer yer hasıraltı edilmiş olan oğlancılığı anlatacağım. Her ne kadar başlıkta Türk Tarihi diye yer vermiş olsam da genellikle bahsedeceğim tarih Osmanlı İmparatorluğu'nu anlatacaktır. Çünkü elle tutulur kaynakların fazlalığı bu dönemde çok daha fazla. Yine de Türk Tarihinde
Reha Çamuroğlu'nun 'İsmail'de anlattığı bir mesele vardır. Şeyh Cüneyd, halifeleri ile divan toplar. Halifeler, divan saati gelirler, diz kırıp otururlar. Diz üzerinde sekiz saat aralıksız susulur. Tek bir cümle, tek bir kelime çıkmaz ağızlardan. Sekiz saatin sonunda Şeyh Cüneyd 'başka bir şey yoksa divan bitmiştir' der. Elbette başka bir şey