Sufi felsefesinin akımları üstüne tarihsel, dinsel, etniksel ve düşünsel köklerini detaylı bir şekilde ele alarak bu akımların öncü isimlerinin yaşamlarına da değinerek sufizmi etraflıca aktarmış yazar. Ahilik, mevlevilik, bektaşilik ve alevilik gibi ana akım sufist hareketlerin yanında tarikat ölçekli kalmış olan sufist düşüncelere de yer vermiş.
Dili oldukça sade ve anlaşılır bir kitap ancak şaşırdığım bilgilere de ulaştım. Konu hakkında pek bilgim olmadığı için ne kadar doğru bilmiyorum ancak mevleviliğin Mevlana'dan sonra onun sözleri, akidesi ve ismi üzerinden siyasi rant elde ettiklerini söylemiş mesela. Böyle bir genelleme uygun mudur? Bilemedim pek. Ancak tarih noktasında çok güzel noktalar barındırması kurtardı diyebilirim.
Alevilik konusuna ise pek girmemiş yazar. Diğer sufist düşüncelere göre daha geniş bir alanda, daha büyük bir kitleye ve daha ağır bir fıkha sahip olduğundan ''o konuya girersem çıkamam'' demiş sanırım :)
Öyle ki bugün bile bir çok insan ve bir çok kitap aleviliği oraya buraya yamama derdinde. Yok aleviliğin kökeni şudur, alevilik şuradan gelir, bunun devamdır gibi manipülatif ve sadece akıl yürütmeye dayalı çıkarımlar aleviliğin bir şeylerin devamı ya da bir şeylerden etkilenen değil, onları etkileyen, şekil veren olduğunun bir başka anlatımını ifade eder. Yazarın bu alana çok da girmemesi isabetli bir karar olmuş.
Bunun yanında islam inancının batıni yorumunu anlamak için oldukça zihin açıcı olabilir bu alanda fikri olmayan okurlar için. Şimdiden keyifli okumalar.
