Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bilimsel Metod ile Doğa Üstü Allah'ı Bulmanın Misali
‎‫وقال فِرْعَوْنُ يَا هَامَانُ ابْنِ لِي صَرْحًا Yine Fir'avn, dedi ki: «Ya Haman, bana bir‬‎ kule yap لعلى ابلغ الأسباب اسباب السموات Belki ben, o esbaba, o göklerin esbâbına, sebeblerine yollarına وإني لأظة كاذباً Maamafih ben, O'nu muhakkak yalancı zannediyorum. Fir'avn, bir rasad kulesi yaptırarak fennî bir teşebbüste bulunmak
Sayfa 529 - 6.cild 40/36Kitabı okuyor
Yine de Roma'ydı ama nihai kaderini belirleyen papaların Roma'sıydı. Papalıkla kurdukları ittifak onları buna zorlamasaydı, hangi çıkarların Karolenjleri Lombard Krallığı'na saldırmaya ve fethetmeye yöneltebileceğini anlamak mümkün değildir. Bizans'ın vesayetinden kurtulmuş Kilise'nin bundan böyle Avrupa siyaseti üzerindeki etkisi, ilk kez burada tam olarak ortaya çıkıyor. Devlet, bundan böyle Kilise olmadan yapamazdı. İkisi arasında, iki gücü sürekli olarak iş birliği içine sokarak, aynı zamanda manevi ve politik sorunların sürekli bir karışımına yol açan ve dinî-siyasi düzenin temel bir faktörü haline getiren karşılıklı bir hizmet birliği kuruldu. 800 yılında Roma İmparatorluğu'nun yeniden kurulması, bu yeni durumun kesin ifadesi ve gelecekteki ömrünün taahhüdüydü.
Sayfa 58 - SELENGE YAYINCILIK, NO 212, TARİH SERİSİ 166, MAYIS 2022, 1. BASKI, ÖZGÜN ADI Historie de I'Europe Des invasions au XVIe siécle, ÇEVİREN SİNAN AKBAYTÜRKKitabı okuyor
Reklam
ATSIZ'DA ASKERLİK-ORDU-SAVAŞ-DİSİPLİN 31 Ağustos 1962 tarihinde çıkan Millî Yol dergisinin 31. sayısını elimize alınca, İzmirli Türkçü gençler olarak ne kadar heyecanlandığımızı hatırlıyorum. Orta sayfada Atsız'ın "30 Ağustos ve Türk Ordusu" başlıklı yazısı yer alıyordu. Yazıyı defalarca okumuş, birbirimize aktarmıştık. O
ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
6.cilt
1395.Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallâhu anhümâ şöyle dedi: Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemi şöyle buyururken işittim: "Allah Teâlâ ilmi insanların hâfızalarından silip unutturmak suretiyle değil, fakat âlimleri öldürüp ortadan kaldırmak suretiyle alır. Neticede ortada hiçbir âlim bırakmaz. İnsanlar bir kısım cahilleri kendilerine
Sayfa 185Kitabı okudu
Reklam
İlim ile Bilim arasındaki fark nedir? Atatürk'ün İlminin Manası Nedir?
Mustafa Kemal Atatürk'ün sahip olduğu ilmin ne anlama geldiğini Atatürk'ü dine yamama çabalarını boşa çıkarmak için açıklamak zorundayım. Mustafa Kemal Atatürk'ün sözlerini bilmek, öğretmek, öğrenmek aşamasını geçtik. Şimdi o sözlerin manasını öğrenerek yarım kalan devrimi tamamlama aşamasına geçiyoruz. İlim sahibi olmak
İnançlarımızı başkalarına tebliğ ederek onlara iyilik yaptığımızı düşünürüz. Fakat başkaları bize inançlarını anlatmaya başladıklarında bunu “dayatma” ve “kötülük” olarak algılama ihtimalimiz pek yüksektir. Neredeyse tüm insanlar, inançları ve inançlarının tutarlılığı konusunda kendilerinden pek emindirler. (Zihinlerimizdeki “boşluk doldurma
Laikliği dinsizlik şeklinde anlamak,
Bu ko­nuda düşülecek en hatalı bir görüştür. Laiklik, vicdan hürriyetinin bir neticesidir. Maddi kudreti haiz olan devlet, muayyen bir din veya mezhebi ve onların kaidelerini bütün vatandaşlara tatbik ederse ortada vicdan hürriyeti diye bir şey kalmaz. Esasen devlet, tamamiy­le dünyevi işlerle uğraştığı için alacağı karar ve tedbirlerde dini usullerin ne olduğunu aramaya lüzum hisset­mez. Osmanlı devleti, dininin İslam olduğunu Kanunu Esasilerinde söyleyen ve Kanunu Esasisi olmadığı za­manda yine böyle olan bir devletti. Vekiller heyetinde Şeyhülislamlar, Sadrazamdan sonra gelirdi. Yukarda lağvını anlattığımız Şeriye Vekaleti, Milli devletin ilk zamanlarında Şeyhülislam Kapısı yerini almıştı. Bahsi geçen bu kanunla teşkilat kaldırıldı. Devlet, Laik bir devlet oldu. Bugün mevcut ve Başvekalete bağlı olan Diyanet İşleri Reisliği, devlet dairelerinden biri olarak 'çalışmaktadır. Ne bir dini cemaat teşkilatıdır ne de dev­let içinde devlet işlerine müdahale eden "Bab-ı Meşihat : Şeyh-ül-İslam Kapısı" gibi dini bir mercidir. Müslüman Türkler din işlerinde bir müşküle ve tereddüde uğradık­ları zaman memleketin muhtelif yerlerinde mevcut "Müftü"lerden ve onların bağlı bulundukları Dinayet İşleri Reisliğinden arzu ettikleri hususları sorabilirler. Reislik, imamlar, hatipler, vaizler ve müftülerin tayin­lerini yapar; faaliyetlerini kontrol eder.
Sayfa 248 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / Üçüncü Baskı Mayıs 1971Kitabı okudu
_Rüya, gören olmadan da var olabilir. Rüya gören olmadan rüya mevcut olduğunda ise bu özgün gerçeklik gibi gelir. Siz yoksunuz ama kozmik bir akıl var. Brahma var. Bu yüzden bütün alemin Brahma'nın gördüğü bir rüya olduğunu söylerler. Bütün bu dünya bir rüyadır, bir mayadır. Ama bu her şeyin, tümün bir rüyasıdır. Kişisel bir rüya değildir.
256 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.