Her yüz bir dünyadır; resmini yaptığı kişi ressama yüce bir hayal biçiminde, ışıktan renkler içinde görünmüş, tanrısal bir parmak onu fazlalıklarından soyarken, bir yaşamın tüm geçmişi içinden fışkıran dışavurum pınarlarını da göstermiştir.
Kendimdeki belli değişikliklerin sorumluluğunu taşımak mümkün olacak mıydı? Acaba bunu onların gerekliliklerine ikna olduğum için değil de, sırf bir kadını yatıştırmak söz konusu olduğu için mi yapıyordum? Bu soruları, fırsat buldukça kendime sordum. Ve bütün samimiyetimle kendimi değiştirmeyi denedim, bunun için büyük bir özen ve gayret gösterdim, hatta bana yakıştı bile, neredeyse zevk alıyordum; bireysel değişiklikler açıkça görülebiliyordu, kadının dikkatini çekmek için artı bir çaba harcamaya gerek yoktu, daha ben ona belli etmeden her şeyi önceden anladı, hatta dışavurum şeklimden niyetimin ne olduğunu anladı.
Reklam
Kasıt İhmal Suç ve Ceza
Düşmanlık duygularının çok iyi kamufle edilmesini sağlayan bir dışavurum şekli de, toplumsallık duygusunun tüm yükümlülüğünü bir kenara iterek ihmal sonucu bir insana ya da bir nesneye zarar veren eylemlerdir. Hukukta bu konuyla ilgili olarak günümüze kadar sürdürülen geniş çapta bir tartışma, henüz soruna açıklık getirmiş değildir. İhmale bir cinayet gibi bakılamayacağı, bir kimsenin bir çiçek saksısını en ufak bir sarsıntıda yoldan geçen birinin başına düşecek kadar pencere pervazının uç kısmına koymasıyla, saksıyı alıp doğrudan yolcunun başına atmasının bir sayılamayacağı kuşkusuzdur. Ancak, ihmalci insanların davranışlarının temelinde tıpkı bir cinayetteki gibi düşmanca bir duygunun saklı yatabileceğini, dolayısıyla ihmalkârlığın da bir insanı anlamada bizim için bir ipucu oluşturabileceğini gözden uzak tutmamak gerekiyor. Suçta kasıt unsurunun bulunmayışını hukukçular hafifletici neden görür. Ne var ki, kasıtlı olmayan düşmanca bir davranışın kasıtlı haince bir davranışı aratmayacak bir kin ve nefreti içerebileceğine de kuşku yoktur. Her iki durumda da yeterli ölçüde toplumsallık duygusuyla donatılmamış iki insan söz konusudur.
Çevremizi saran ortam, eşyanın ruhudur. Her şeyin kendine özgü bir dışavurumu vardır ve bu dışavurum ona kendi dışından gelir.
Konuşamamak bir kadın için en kötü dışavurum yolu olmalıydı, içinde biriktirdiği her şey; öfkesi, kırgınlığı, tutkusu bir türlü ağzından dökülüp kelimelere dönüşememişti.
67 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
"Anneciğim, babacığım yazdıklarımı kimse üstüne alınmasın. Dünyayı biraz olsun değiştirmek istiyoruz. Kızınız Tezer" baskılı halini bulamamış olsam da benim için Türk Edebiyatının biriciklerinden. Bazı yazarlar ve kitaplar hakkında saatlerce konuşabilirim edebiyatımızın nostaljik prensesi deyip itelenen Tezer özlü de bunlardan biri. Yazdıkları nostaljininin ötesinde bir dışavurum, bir hayatın sayfalara sıkıştırılmış hali. Tecrübeleri ile çocukluğundaki masum kıza bazen çok sıcak bazense çok acımasızca yaklaştığını düşündüm. Yaşasaydı da daha nice sayfalarına doysaydık. Sen bu dünyadan çok güzel geçtin sevgili Tezer Özlü. Kalemin ve ruhun bizimle olacak kuşkusuz. ️
Çocukluğun Soğuk Geceleri
Çocukluğun Soğuk GeceleriTezer Özlü · Yapı Kredi Yayınları · 201816,6bin okunma
Reklam
933 öğeden 591 ile 600 arasındakiler gösteriliyor.