Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Her şeyin kendine özgü bir dışavurumu vardır ve bu dışavurum ona kendi dışından gelir. Her şey, üç eksenin kesişmesinin bir sonucudur, o şeyi o kesişme yaratır: kararınca madde, bizim onu yorumlama biçimimiz ve içinde bulunduğu ortam."
Duygular, insanların günlük yaşamında merkezi bir role sahiptir. Ayrıca duyguları dışavurum şekli de bireylere özgü olup her dilde ve kültürde farklı şekillerde ifade edildikleri görülmektedir. Hatta toplumdan topluma duyguların taşıdıkları değerlerde de farklılaşmalar söz konusu olabilmektedir.
Reklam
"Genler bir vakum içinde iş görüyor değiller. Gen araştırmalarından öğrendiğimiz esas ders bu. Çevreden gelen girdilere yanıt olarak açılıp kapanıyorlar. Yaşadığımız deneyimler düpedüz içimize işliyor, genlerimizin dışavurum tarzını değiştiriyor."
Sayfa 234Kitabı okudu
Bundan böyle büyüme ve durmak bilmeyen bir hızlanma sayesinde sanal anlamda istediğimiz her şeye sahibiz ya da sahip olacağız. Her şeyin değiş tokuş edilebilmesi, dışavurum ve performans alanları da dâhil olmak üzere her soruna teknik bir yanıt üretilmesini sağlıyor. Başka bir deyişle özgürlük, kendinden kaçılması olanaksız bir kavram haline gelirken, evrensel boyutlarda yasaklara bir son verilebiliyor, her türlü bilgiye ulaşılabiliyor, keyif almak zorunlu hale geliyor.
"Yine de, şimdi biliyorum ki, tatmin edici olsa da tüm bu 'güzellik'in ardında saklı bir 'ruh' var ve bu 'ruh'un resmedilmiş biçimleri yalnızca birer dışavurum yolu, işte ben bu 'ruh'la uyum içinde olmak istiyorum. İnsanlarla nesnelerin kolayca anlaşılır ifadelerinden bıktım. 'Sanatta mistik' olan, 'yaşamda mistik' olan, 'doğada mistik' olan benim aradığım bu; müziğin büyük senfonilerinde, 'keder'in başlangıcında ve 'deniz'in derinliklerinde bulabilirim onu belki. Bir yerlerde onu bulmam benim için şart."
Sayfa 164Kitabı okudu
Toplumda kültürel dışavurum fırsatları, bireylerin kendilerini ifade etmelerine olanak tanıyan toplumsal kurumların çeşitlenip farklılaşmasıyla birlikte artar. Kurumlarda farklılaşma, olağan ekonomik yatırımların yanı sıra insanların kendilerine ayırabildikleri zamana -kişisel girişimlere ve ilgilere- yapılan yatırımların seviyesine de bağlıdır. Fakat yatırım seviyesinin yüksek olması demek sadece halkın karnının tok, sırtının pek tutulması demek değildir. Gerçi bu da uzun vadede önemli bir etkendir fakat en az bunun kadar önemli bir başka etken de insanların kişisel ihtiyaçlarının ve ilgilerinin karşılanmasıdır. Dolayısıyla bu kişisel ihtiyaçları ve ilgileri karşılamak için gerekli olan muazzam mali desteği ve boş zamanı sağlayacak ihtiyaç fazlası üretimin var olması anlamında refah elzemdir. Başka bir deyişle refah, kültürel yaratıcılığı tek başına temin edemezse de uzun vadede onun bir ön koşuludur.
Reklam
Dışavurum
Sevgi , güvensizlik hissinden dolayı almak değildir ; vermekle , neşenin, ilginin , anlayışın, şakalaşmanın ve üzüntünün yani içimizde " canlı olan tüm şeylerin ifadesi ve dışavurumuyla " başlar .
Son araştırmalar genlerin kader olmadığını, daha ziyade olasılıkları etkilediğini gösteriyor. Genler bir vakum içinde iş görüyor değiller. Gen araştırmalarından öğrendiğimiz esas ders bu. Çevreden gelen girdilere yanıt olarak açılıp kapanıyorlar. Yaşadığımız deneyimler düpedüz içimize işliyor ve genlerimizin dışavurum tarzını değiştiriyor.
Sayfa 234Kitabı okudu
Bedendeki her kıpırtı, her dışavurum ve her belirtide ruhun güttüğü niyet ve amaçların damgasını görürüz.
Kahkahalarla gülmenin alternatifi ise, daha kontrollü kul­lanılabilen ve o nedenle de çok daha ince ayrımları olabi­len gülümsemedir. Narinliğiyle, çok defa kaba saba gülme­den daha güçlü bir etkide bulunur insana. Gülümseme sa­dece duyusal bir dışavurum değil, mimiğin ifade kazandı­ğı bilinçli seçilmiş bir tavırdır. Dudaklarda konumlanır, du­dak kenarlarında can bulur, bütün çeşitlemelerinde gözler­den ışıyarak yansır. Sihirli bir şekilde açar insanı; hem gü­lümsemesini göstereni hem de onu anlayan ötekini.
Reklam
Italo Calvino’nun 1947’de yayımlanan yazısı
Ginzburg, birbirlerinden çok uzak kişileri anlatırken birinci kişinin ağzından öykülüyor: Ama o birinci kişi yazarın lirik güncesindeki “ben” değildir artık, canla başla benimsenen bir dışavurum söz konusudur. Ama sonuçta canı sıkılan ve yaşam nedenini bulamayan, hatta arayamayan hep aynı yalnız kadındır.
Gülümseme sadece duysal bir dışavurum değil, mimiğin ifade kazandığı bilinçli seçilmiş bir tavırdır.
Tanrı birdir ama yaratıcı olduğu zaman kendini animus ve anima olarak ikiye böler. Onsuz bir dışavurum imkânı yoktur, onsuz bir diyaleklik olmayacaktır. Tanrı kendini tez ve antitez olarak ayırır çünkü meydan okuma, çelişki, mücadele ancak tez ve antitez ile var olabilir. Mücadele ve sürtüşme vasıtasıyla enerji yaratılır. Bu tıpkı iki taşı birbirine vurduğunda ateş çıkması gibidir. Bu tıpkı iki elini çırptığında ses çıkması gibidir.
Sayfa 143 - Omega YayınlarıKitabı okuyor
Logoterapide sevgi, yüceltme anlamında cinsel itkilerin ve iç­ güdülerin sadece bir yan olgusu (epifenomen) olarak yorumla­namaz. Sevgi de cinsellik kadar temel bir olgudur. Normalde seks, sevgi için bir dışavurum biçimidir. Seks, bir sevgi aracı olur olmaz ya da sadece bir sevgi aracı olduğu sürece haklı görülür, hatta meşrulaştırılır. Bu nedenle sevgi, seksin sadece bir yan et­kisi olarak anlaşılmaz; daha çok seks, adına sevgi denilen niha-i birliktelik deneyimini dışavurmanın bir yolu olarak görülür.
Sayfa 126 - Okuyan Us Yayınları PdfKitabı okudu
Ancak, fazla iyi anneyle çok uzun süre bir arada kalırsak, hayatlarımız ve dışavurum yeteneklerimiz birer gölgeye döner ve güçlenmek yerine yetersizleşiriz.
729 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.