Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kürtlerin partisinin haberleri yasak! Kürtlerin tiyatrosu yasak! Kürtlerin mitingi yasak! Kürtlerin ana dil eğitimi yasak! Kürtlerin dili mecliste yasak! Daha ne yasaklar var saymaya gerek duymuyorum çünkü bunları görenler için bile nankör terörist olarak görüleceğim çünkü bu ülkenin devleti de vatandaşı da bu gözle bakıyor size verdiğimiz hakları kabul ederseniz kardeşiz (Övey kardeş) Kardeş sizin dilinizde karındaştan gelir vatanı da siz ana sıfatıyla niteliyorsuzunuz bir ana evlatları arasında ayrım yapar mı birini ötekinden ayrı görür mü ki doğru bildiğiniz bir yanlış var sizin ana vatanınız orta asya dağları Kürtler merdler den beri Mezopotamyada yaşamış bir halktır önce Şırnak'ta sonrada İstanbulda engelenen Kürtçe tiyatro kararlarını kınıyorum ırkçısınız Barbarsiniz Mide bulandırıcısınız Ama kesinlikle kardeş değilsiniz.
Sağduyu daha sağlamlaşmış aşamadır, çünkü ilk ortaya çıkan ve tüm dili kendi müttefiki yapan aşamadır. Onun mu, yoksa bilimin mi daha saygın aşama olduğu kişinin kendi takdirine bırakılabilir. Ama ne sağlamlaşmışlık ne de saygınlık hakikatin belirleyici işaretleridir. Eğer sağduyu doğruysa, bilim neden dünyamızın tüm canlı ilgisini borçlu olduğu
Reklam
297 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Demokrasiyi savunun,
O bir gün hepimize lazım olacak . Faşizm nedir? Vietnam'da öldürülen bir çocuk Filistin'de vurulan bir bebek Hiroşima ve Nagazaki'de kaybolan bir tarih Doğu Türkistan'da ırzına geçilen bir kadındır. Mahir Çayan, Sinan Kazım Özüdoğru, Cihan Alptekin, Ömer Ayna, Hüdai Arıkan, Ertan Saruhan, Saffet Alp, Sabahattin Kurt, Nihat Yılmaz ve Ahmet Atasoy Türkiye’nin Bağımsızlığını, Demokrasiyi ve Sosyalizmi gerçekleştirmek istedikleri için ABD emperyalizmi ve ülke içindeki uzantısı sömürücü sınıfların iktidarı tarafından 50 yıl önce Kızıldere’de katledildiler. Sokrates, Lavosier, Figani, Nefî, Şehzade Mustafa, Hallac-ı Mansur, Pir Sultan Abdal, Deniz Gezmiş... Hepsi demokrasiyi hiçe sayanlar tarafından katledildi. Gerçeği göz göre göre yalanlarla süsleyen devrin iktidarları tarafından... Kime yaradı peki bu? Aynı faşizm onları da tepetaklak etmedi mi? Selimiye'de, Metris'te devrimciler işkence görürken Mamak'ta da ülkücüler görmedi mi? Diyarbakır Cezaevleri'nde Kürtler'e zulüm yapıldı da Kerkük Zindanı'nda Türkmenler'e yapılmadı mı? Zamanında başörtüsü yüzünden okula alınmayanlar şimdi de aynı politikayı LGBT'liler için de gütmüyor mu? 68, doğru tasfiye edilememiş farklı fraksiyonlardan ve romantik yaklaşımlardan dolayı etkisiz bir kitle hareketi olarak kaldı. O zamanki koşullar da bunun ekserisi. Ama bizim imkanlarımız var. Merhamet uykuda, adalet gibi kavramla ise henüz tanışmadık. Demokrasiyi de kendilerinin işine geldiği gibi kullanıyorlar. Yumurta kapıya dayandı, daha neyi bekliyorsunuz?
Bizim '68
Bizim '68Aydın Çubukçu · Kayhan Matbaası Evrensel Basım Yayın 29 · 1997142 okunma
İslâm'a davet, kişinin kendi şahsından başlayarak, en yakın çevresinden itibaren merhale merhale bütün insanlığa kadar uzanan mukaddes bir vazifedir. Kur'an-ı Kerim'den, hadis-i şeriflerden ve İslâmî kaynaklardan aldığı bu mana muvacehesinde davetin şümûlüne şahsın nefsini ıslahı, çocuklarını terbiyesi, yakınlarının eğitimi ile ilgilenmesi, bir dostuna nasihati, bir iyilikte bulunuvermesi ve hayra teşviki, kötülüklere karşı bir tavır takınarak onları ortadan kaldırmaya gayret etmesi, bir gayr-i müslimin hidayeti için uğraşması, yeryüzünden fitne ve fesadın kalkması için İslâm ordusunda yer alması, kısacası gayr-i İslâmî bir hal ve durumdan İslâmî bir hal ve duruma geçişi sağlaması hep girmektedir. Bu geniş mana sebebiyle davetin cereyan edeceği sahayı kısıtlayıp dar tutmak doğru değildir. Davet, imanî konularda oldüğü gibi, ibadet ve muamelatta, ahlâkî prensiplerde de cârîdir ve Cenab-ı Hakk'ın bütün müslümanlara yüklediği bir mü kellefiyettir, bir mes'ûliyettir. İslâm davetinin temelini teşkil eden emr bi'l-ma'ruf nehy ani'l-münker'i îfa, İslâm ümmetinin vasfıdır ve Cenab-ı Hak tarafından bütün müslümanlara emredilmiştir. Emrin umumiliği sebebiyle bütün müslümanlar güçleri nispetinde ve bilgi sahibi oldukları konularda İslâm'a davet vazifesini yerine getirecekler, yetişkin bir davetçiler grubunun yapabileceği faaliyetlerde de, maddî ve manevî yönlerden onlara destek ve yardımcı olacaklar, tensip ettikleri davetçilerin İslâmî ölçüler dairesinde hareketlerini her an kontrol ederek davetin sıhhatle yapılmasını sağlayacaklardır.
Sayfa 475Kitabı okudu
Yolumuzu Açanlar
Hiç hekimliğin ne kadar büyüleyici olduğunu düşündünüz mü? Hastanın sıkıntısını hastadan önce hekim öğreniyor, hastalığın çözümünü hasta bile bilmiyorken hekim biliyor. Bu büyünün asıl kaynağı hekimlerin yıllar boyunca biriktirdiği tecrübe olsa da, bu tecrübelerini daha etkin kullanabilmelerini sağlayan icatları da görmezden gelemeyiz. Bu
Her ölen susmuş sevgili dost Bu doğru da, Sordun mu mezarlığa Her susan da ölmüş mü?
Reklam
124 syf.
·
Puan vermedi
Tabiata dönüş, doğa anaya sığınma
Kitap adeta hiçbir şey yapmamaya, basit, en basit şekilde yaşamaya bir güzelleme. Hayatı boyunca çalışmış, ve başarıyı elde etmiş, her şeyi olan bir adamın, babasının kaybının ardından bir gün ormanlık alanda bisikletini sürerken dengesini kaybedip düşmesinin ardından adeta bir aydınlanma yaşıyor ve hayatını tamamen değiştiriyor. Ormanda yaşamaya, avlanmaya, hatta para yerine ihtiyaçlarını gidermede takas usulüne kullanmaya kadar değişim yaşıyor. Adeta doğa anaya bir geri dönüş, modern hayatın dayattığı her türlü olguya bir savaş. Çabuk bitirilebilecek, biraz da acaba doğru mu ki bu yaptıkları? Diye sorgulamayı sağlayacak bir kitap.
Doppler
DopplerErlend Loe · Yapı Kredi Yayınları · 20199,4bin okunma
56 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
“Kendimle konuşasım varmış.” incelemesi bu.
Ara ara açıp bir iki hayat kuralı okumak lazım. Elbette bildiğimiz şeyler ama dönem dönem unutup karamsarlığa kapılıyoruz ya da belki de depresif ruh hali de insanın bir ihtiyacı bilemiyorum , tabii ki sevilesi yanı yok ama uğrayıp geçiyor ki geçiyor olması , olabilmesi önemli olan bence. Hızlı atlatmak için bu kitap güzel hatırlatmalar yapar
Mutlu Olma Sanatı
Mutlu Olma SanatıArthur Schopenhauer · Can Yayınları · 202013,1bin okunma
Eğer herkese özgü olmak, bir alt kültüre ve kaçınılmaz olarak kültürsüzlüğe doğru bir gidişi sonuçlu­yorsa, bu baştan bir yitiriştir. Herkesin cahil olması, daha az cahillikten daha mı iyidir? Hiç kimsenin hiçbir şey bilmedi­ği bir kültür mü isteniyor? Sonuçta, eğer öğretmen öğrenci­sinden daha bilgili ise, onu yok etmemiz gerekiyor. Böyle düşünmeyenler ise elitist olmakla suçlanıyor. Oysa bu an­cak, mantıksızların mantığı olabilir.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.