Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Dün gece beni sevdiğini söyledin." "Söyledim." "Bu doğru mu?" "Peki, neden beni seviyorsun? Sevebileceğin onca kişi varken..." "Ben bir mücevher tasarımcısıyım. En kullanışsız sanılan taşlar bile yontulduğunda nasıl birer hazineye dönüşeceğini bilirim."
0.0 أَفَمَنْ يَمْشِي مُكْباً عَلَى وَجْهِهِ أَهْدَى أَمَنْ يَمْشِي سَوِياً عَلَى صِرَاطٍ مُسْتَقِيم "Yüzüstü tökezleyerek yürüyen mi varılacak yere daha iyi erişir? Yoksa doğru yolda düzgün yürüyen mi?" (Mülk 67/22) Bu ayetin tefsirinde deniliyor ki; Allah (C.C.) kıyamet günü mü'minlerin ve kâfirlerin haşrolunmalarındaki hallerini ve onların ne şekilde mahşere sevkedileceklerini insanlara göstermek ve onlara ibret olmak için misal vermiştir. Yüce Allah (C.C.) şöyle buyurmaktadır: ونسوق المُجْرِمِينَ إِلَى جَهَنَّمَ وَرْداً "Günahkârları da susuz olarak Cehenneme süreriz." (Meryem 19/86 )
Reklam
Pragmatist olmak zorunda olan canlılarsınız,bu denli değişken,seçenek ve ihtimal dolu bir dünya ve bunun yarattığı rekabet içerisinde de çıkarlarınızı en iyi sağlayan insana doğru istemsiz bir meyil oluşmak zorunda.Şuan basit olarak mentalitesiyle içindeki pragmatist dürtü seni rahatsız ediyor ve bir eş istiyor. Bunu dışarı yansıtmak istemenin
191 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Yürürken her şeyi geride bırakır insan. Sokaklar, mesafeler, anılar, yürekte yeri olmayanlar, zihinde meşgul edenler, geceleri uykunu ziyan edenler, kaygı bozukluğun varsa fibromiyaljin ... Şöyle bi cümleyle başlıyor kitap : " Yürümek spor değildir zira bir ayağını diğerinin önüne atmak çocuk işidir. " Bu kadar basite indirgemek doğru mu bilemem ama her gün yaptığım yürüyüşler bana çok iyi geliyor. Böyle düşünen bir tek ben değilmişim. Sevgili Nietzsche vakti zamanında uzun uzun yürüyüşler yapmayı çok severmiş. Yürümek, onun için ilham kaynağı olurmuş. Rimbaud ise yürümeyi bir kaçış olarak görmüş. Rousseau da yürüyüşten haz alanlardan zira sadece yürürken düşünebildiğini ve hatta yaratıcı olabildiğini savunmuş. Bir de inanç boyutu var yürümenin. Eskiden keşişler, bir azizin mezarına varmadan uzun yürüyüşler yapar böylece yorgunlukla birlikte kibrini de atarmış. Sadece tek bir kelime üzerine kitap yazılıyor, yüz on dokuz sayfada kelimenin aklınıza gelebilecek her türlü boyutu ele alınıyor. Frederic Gros burda bi tebriği hakediyor doğrusu. Kitabı beğendim, tavsiye ederim.
Yürümenin Felsefesi
Yürümenin FelsefesiFrédéric Gros · Kolektif Kitap · 20206,8bin okunma
“Kölelerden oluşan hiçbir devlet sonsuza kadar yaşayamaz. Eski gelişim yasası işlemeye devam ediyor. Gösterdiğim gibi varoluş mücadelesinde, güçlüler ve güçlülerin soyu hayatını sürdürme meyli gösterirken, zayıflar ve zayıflardan türeyen nesillerse ezilip yok olma eğilimindedir. Bunun sonucunda güçlüler ve güçlülerin soyu yaşamaya devam ederken,
Sayfa 384 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
186 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın incelemesi değil kendi düşüncelerim
Bir inceleme yazısı için okumak istemeyeceğiniz kadar uzun arkadaşlar o yüzden hiç başlamamanızı tavsiye ederim. Yaşadığımız çağda her iki cenahta da gerek sosyal platformlar gerek sözlü müzakereler yoluyla tartışma değerini sürekli koruyan kadının çalışması konusunda müstakil olarak kaleme alınan kitap sayısı yok denecek kadar azdır. (Nefes
İslamda Kadının Çalışması ve Sosyal Güvenliği
İslamda Kadının Çalışması ve Sosyal GüvenliğiFaruk Beşer · Nun · 200921 okunma
Reklam
şu bizim Akşehirli tonton Nasreddin Hoca'yı j yalnızca bilgili, hazırcevap sanma. Hoca hem cömert hem de yardımsever bilinirmiş yaşadığı çağda. Bu yüzden ona bol bol misafir gelirmiş. Bu güzel ev sahibine gelenler yer içer, yatar kalkar, bir türlü gitmek istemezmiş. İsanoğlu gariptir. Kimi iyiliğe iyilikle karşılık verir, kimisi de iyilik
Bukalemun BubUyu Gördün mü"? Yazanlar Şehnaz Ceylan Feyza Yalman İrem Betül Ayçan Yeliz Bodurlar Bu kitabın sahibi: Bubu, keşfetmeyi çok seven meraklı bir bukalemundu. Ormanda bir oraya, bir buraya gezer dururdu. Bir gün o kadar yürüdü, o kadar yürüdü ki... Kocaman binaların olduğu bir şehirde buldu kendini. Binaların arasında biraz
Soru
Karar alıp harekete geçme konusunda yavaşım. Birçok fırsatı bu şekilde teptim. Her şeye tereddütle yaklaştığım için, enine boyuna düşünmek istediğim için çok zor ve geç karar veriyorum. Keşke bir turnusol kağıdı olsa da bir şey benim için doğru mu yanlış mı hızlıca gösterse. Her neyse. Sizin hızlı karar vermenizi sağlayan, bir şeyin sizin için doğru veya yanlış olduğunu anlamanızı sağlayan kriterleriniz var mı? Yazarsanız çok memnun olurum.
İstemez miydi o güneş , Dizinin dibinden ayrılmayan için için aşk ateşiyle yanan Merküre, Venüs’e Gönlünü kaptıra ? İstemez miydi ihtişamıyla dillere destan boyu boyuna huyu huyuna Jüpiter’i ? İstemez miydi o süslü efendiyi boynunda buzlu gerdanıyla caka satan Satürn’ü ? Ya da maviş gözlü uranüsü ,Neptün’ü ? Niye Verdin Hayatı, sevgiyi, çiçekleri bir tek dünyaya ? Neden kaptırdın gönlünü o garip dünyaya ? çok mu yakındı sana ? , çok mu heybetli ve büyüktü? ,çok mu güzeldi? , maviş gözleri mi vardı ? neydi derdin ? Önemli mi bu kadar ? DOĞRU YER ,DOĞRU ZAMAN
Reklam
Bir çocuğun sorusu
Din öğretmenimiz demişti ki derste Müslümanlar ölürse savaşta, şehit olurmuş. şehitler giderken cennete,
Nesin yayınlarıKitabı okudu
Endülüs 'e Ağıt
Çıkan iner, kalkan düşer, her yükselişin var bir sonu. Niçin bunca gurur maldan mülkten, addan sandan insanoğlu. Oluşta ne var ki olduğu gibi dursun, hiç değişmesin. Sen de gök gibisin, bir gün masmavi güneşlik. bir gün bulutlu. Bu dünya kime kalmış, yaramış ki kalsın yarasın sana da. Yok hiçbir çizgisinde bu yeryüzünün ölmezlik rengi ve ölmezlik kokusu. Zaman değişmek bilmez kesin ölçülü ve hükümlüdür: Geri döner, paralar sahibinin zırhını, kılıçlar ve kargılar ileri doğru işlemez oldu mu. Zaman bu, ona ne kılınç kını dayanır, ne meşhur kaleleri sultanların.
Sayfa 85 - 6. BaskıKitabı okudu
Bazen okuduğu romanda, hikayede yer alan önemsiz bir kişiye takılırdı. Takıldığı kişinin metne girme nedeninin bir tek cümleden ibaret olduğunu görür, herkesin hayatının doğru söylenmiş bir cümleyle sığabileceğini düşünürdü. Şimdi kendi cümlesini arıyordu: hayattan beklediği şeyleri elde ettiği anda hepsinin budalaca olduğunu anlamış, yalnız bir adam… Belki. Bir cümle olabilir miydi bir hayatı değerli kılan? Yoksa, tek cümleye sığdırılmış hayat çok mu boştu? Hayatın nesi doğruydu, nesi yanlış? Ya da bu türden soruları sormak doğru muydu? Neden soruyordu bunları?
İnsanlık denilen şey bu kadar karmaşık olmasına rağmen anlamak için bunca çabayı sarf ediyor olmak ne kadar doğruydu acaba? Anladığımızı sandığımız hisler ne kadar anlaşılmıştı, gerçekten anlamış mıydık yoksa anladığımıza inanmak mı istemiştik? Gerçek doğru nedir? Bu sorunun cevabı kişiden kişiye değişiyorken asla peşini bırakmıyoruz. Kendi kabul ettiklerimizin ötesini görmekte zorlanıyor kabullenemiyoruz. Somut şeylerin bile gerçekliğini bazen sorguluyorum içimde oluşan ruhani ya da sadece sinirlerime bağlı olan bedensel reaksiyonları nasıl anlayacağım? Hatta en komiği olan şunu sorayım, bu soruları sorarken cidden bir şey hissedebilir miyim? Anı yaşamak için yaşıyoruz, psikolojik olarak kendimize motive olan bir sürü şey söylüyoruz fakat sonunda ne kadar yapıyoruz ne kadar bununla var oluyoruz? İnsan yeni tanıştığı birisine kendisini gerçekten gösteriyor mu yoksa olmak istediği kişiyi mi anlatıyor? İnsanlar olmak istediği kişiler olamadıklarını biliyorlar ve bunun bilinciyle içten içe perdeleri çekiyor arkalarından yaşıyorlar. Önde bir sahne arkada gerçekler. Kendi benliğimizle olan yüzleşmelerimiz bile kendimizi avutmaya çıkıyor. Bunu bile bile kendimize kızmıyorken başkalarına nasıl kızabiliriz? Kızmamalıyız ama kızıyoruz. Ardındaki yanlışı yaptığımızı biliyor olmanın rahatsız ediciliği ile kaçınmaya çalışıyoruz. Kim ki ahlaksızlıktan çok bahsediyorsa en büyük ahlaksızlar onlardır demişler aynı bu misal.
·
Puan vermedi
İnceleme
Hayatta hiç pişmanlıklarınız oldu mu? Keşke geriye dönme fırsatım olsaydı da şunu da şöyle yapsaydım dediğiniz anlarınız var mı? Eğer varsa ve bu duyguları bazen yoğun bir şekilde yaşıyorsanız bu kitabı öneririm. Nora'nın hayatında hiçbir şey istediği gibi gitmiyor hatta yolunda giden tek bir şey yok. Varlığı gereksiz ve hiç kimsenin ona nokta kadar ihtiyacı yok. ( Gerçekten öyle mi acaba?) Abisi onunla konuşmuyor, işinden kovuluyor, kedisi ölüyor ve ders verdiği öğrencisi de dersi bırakıyor ve Nora sürekli kafasında geçmişte aldığı kararlar ile savaş halinde. Birşeyleri farklı yapsa bugün nerede olacağı nasıl bir konumda olacağı aklını kurcalayıp duruyor. Ve Nora kötü bir karar alıp intihar ediyor ve hikayemiz de tam olarak burada başlıyor. Gece Yarısı Kütüphanesi... Sonsuz sayıda kitap ve her biri Nora'nın alternatif başka başka hayatlarını anlatıyor. İstediği hayatı seçmekte özgür deneyip beğenmediğinden çıkma hakkı var. Ancak vakti azalıyor, doğru hayatı bulması lazım... Kitabı beğendim, okunur ve dediğim gibi eğer gerçekten yoğun pişmanlıklar içerisine olan kararlarınızı sorgulayan ve sürekli ya şunu seçseydim ya bunu böyle yapmasaydım nasıl olurdu diye düşünen birisi iseniz evet size iyi de gelebilir. Ama ben aşırı övüldüğü için çok yüksek beklentilerle okudum ve bu yüzden de aşırı aşırı bayılmadım. Vermek istediği mesaj bana tam olarak geçmedi beni ikna edemedi kitap tam olarak diyeyim. Bir puan vermek gerekirse de 10 üzerinden 7 diyebilirim.
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202154,5bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.