İmam Maturidi hazretlerinden bazı nasihatlar: -Ömür sermayeni tevhidi bilmeye harca. -Dini ilim ile öğren. -Aklı temel olarak gör. -Düşmanına eziyet verme. Elinden geliyorsa düşmanlığı ortadan kaldır. -Doğru sözlü ol, başkalarının ayıplarının peşine düşme. -İyi insanlarla beraber ol. -Merhametsiz kimseden dost edinme. -Dostlarına kusurlarını haber ver. -Başkaları senden emin olsun. -İnsanların yüzlerine karşı söyleyemeyeceğin sözleri arkalarından söyleme. -Güçlü olduğun zamanlarda kin gütme. -İzzeti adalet ve insafta bil. -İyilikle anılmayı yaşamaktan daha değerli bil. -Alim dediğin kimse bir yerin cömerdi ve adaletlisi olmalı. -İzzet istiyorsan başkalarıyla alay etme. -Kader söyledikleriniz ile müvekkeldir. O yüzden söylediğiniz kelimeleri güzel seçin ve dikkat edin!
Kendi penceremden baktığımda şunları önermek geliyor içimden: 1. Okullarda yazılı veya sözlü hiçbir sınav yapılmasın. Evet evet, yanlış okumadın, sınav olmasın. Sınav ne geti- riyor bir düşünsene? Öğretmen hem soruyu soruyor hem de gözünü öğrencinin üzerinden bir an olsun ayırmıyor. Neden? Çünkü yetiştirdiği öğrencisine güvenmiyor, onun kopya
Reklam
Ebu Hureyre radıyallahu anh Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin şöyle buyurduğunu söyledi: - Kişi arkadaşının dini üzerinedir. Sizden herbiriniz kiminle arkadaşlık yaptığına baksın. İZAHI: Her şey kendi ortamında yetişir ve olgunlaşır. Onun için müslümanlar, İslâm'ı yaşayabilecekleri ortamı oluşturmakla mükelleftirler. Aile, okul,
Uriel Da Costa
Uriel Da Costa 1585 yılında Porto'da Aristokratik bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Bento Da Costa, Uriel'in ifadeleriyle ''has bir hıristiyan' idi; öte yandan annesi bir yaduhi sempatizanı olarak tanınıyordu. Uriel, temel hıristiyan eğitimini aldıktan sonra coimbra üniversitesi'nde hıristiyan hukuku
Sayfa 110 - İletişimKitabı okudu
İmam en Nevevi (rahmetullahi aleyi), Öğrencinin hocasina karşı nasıl davranması gerektiği hususunda şöyle der: “Öğrenci, hocasına yersiz soru sormamalı; ancak hocasının bundan rahatsız olmayacağını bilmesi müstesna. Öğrenci, rahatsız edici bir biçimde sorusunda ısrarcı olmamalı. Hocanın boş vaktini ve gönlünün hoş olduğu zamanı soru sormak için ganimet bilmeli. Soru sorarken nazik olmalı ve üslubunu iyi ayarlamalı. Kendisine problemli görünen hususta soru sormaktan çekinmemeli. Bilakis hocasından konuyla ilgili tam bir izah istemeli. Zira soru sormada utangaç olanın ilmi zayıf kalır ve ulema meclisinde eksikliği ortaya çıkar. Şayet hoca, öğrenciye “Anladın mı?” dese, öğrenci, yalan söylememek ve anlamaktan mahrum kalmamak için maksat hasıl olmadan “Evet” dememeli ve “Anlamadım” demekten de utanmamalı. Zira onun öğrenmek için göstereceği kararlılık, ona hem şimdi ve hem de gelecekte birtakım faydalar sağlayacaktır. Öğrencinin anlamadım demek suretiyle elde edeceği peşin faydalardan bazıları şunlardır: Meseleyi öğrenme fırsatını yakalaması, anlamadığı halde anlamış gibi yapmayarak yalan ve nifaka düşmekten kurtulmasının yanı sıra derse ilgi gösterdiğine, anlamaya gayret ettiğine, aklının ve takvasının kemaline ve kendine hakim olup nifaktan uzak duran bir kişiliğe sahip olduğuna hocanın kanaat getirmesine vesile olur. Bu davranışın gelecekteki faydalarından bazıları ise şunlardır: Öğrencide daima doğru sözlü olma anlayışı yerleşir, razı olunacak bir tutum ve ahlak alışkanlık haline gelir. Halil b. Ahmed'in şöyle dediği nakledilir: “Cehalet, utangaçlık ile kibir arası bir yerdedir.”
Doğru Sözlü Olmalı
Peygamber Efendimiz bir hanımın çocuğuna seslendiğini duydu: "Gel! Bak sana ne vereceğim!" diyordu. Ona sordu: "Çocuk yanına gelince ne vereceksin?" "Hurma vereceğim." Allah'ın sevgili elçisi o hanıma şunu söyledi: "Eğer çocuğa bir şey vermeseydin, bu söz defterine bir yalan olarak yazılacaktı.
Sayfa 231Kitabı okudu
Reklam
86 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.