Fla-Flu
1912 yılında Brezilya futbol tarihinin ilk klasiği olan Fla-Flu oynandı. Fluminense takımı Flamengo'yu 3-2 yendi. Seyirciler arasında birkaç kişinin bayıldığı, hareketli ve zorlu bir maçtı. Tribünler çiçeklerle, meyvelerle, tüylerle, bay ve bayanlarla doluydu. Erkekler atılan golleri kutlamak için hasır şapkalarını futbol sahasına fırlatırken, bayanlar gollerin heyecanı, sıcağın ve korselerinin verdikleri rahatsızlıkla fenalaşıyor ve yelpazelerini düşürüyorlardı. Flamengo, futbol hayatına başlayalı az bir süre olmuştu. Fluminense takımında meydana gelen bir kopmadan filizlenmişti. Fluminense takımı birçok sorun, savaş ve doğum çığlıkları içinde ikiye ayrılmıştı. Bir zaman sonra ana kulüp bu terbiyesiz ve alaycı çocuğunu beşiğinde boğmadığına pişman olacaktı, ama artık çok geçti: Fluminense'nin laneti ve uğursuzluğu ortaya çıkmıştı bir kere ve böylesi talihsizliklere çare bulunamazdı. O günden beri baba ve oğul, daha doğrusu terk edilmiş baba ile asi oğlu birbirlerinden nefret ediyorlar. Her Fla-Flu klasiği de bu asla son bulmayacak savaşın yeni bir çarpışmasıdır. Her ikisi de aynı kente âşıktırlar, Rio de Janeiro'ya. Bu tembel ve günahkâr kent, kendini isteksizce sevdirir ve hiçbirinin olmadan her ikisine de teslim eder kendini. Baba ile oğul, onlarla oynayan âşıkları için oynarlar aralarındaki oyunu. Uğruna çarpıştıkları âşıkları ise bayram kıyafetine bürünür düello günleri.
CAN YAYINLARI - FLA İLE FLU'NUN TARİHÇESİKitabı okuyacak
Elbet bir hinlik vardır seni sevişimde ey kanıma çakıllar karıştıran isyan saçlarıma bin küsür yalnızlığı takıp girdiğim şehre insan varlığımızdan tuhaf tohumlar bıraksam günü geçmiş bir gazete, toprak bir çanak bir daha gelmem belki diye bir not bakır maşrapanın yanında şeytanlar da yürür benimle herhal ıslık çaldığım için bir
Reklam
"Sen Handan"sın biliyorum. Ben de Methiye..Senin o katı yürekli babanın halasıyım. Kendisi yıllardır benimle konuşmaz ama, şimdi kızını gönderiyor. Hayret doğrusu.."
"Bir uğursuz kuşku gelip oturduysa birinin yüreğine,o kuşkuyu giderecek yanıtları almak istemez mi insan? Doğrusu bu değil midir?"
Sayfa 410 - Ayşe KulinKitabı okudu
İtiraf ediyorum! Mesleğe başlayalı 2-3 yıl olmuştu. Yaşım 24 bilemedin 25. Gazetedeki amirim belediye başkanının programından bahsetmiş, beni orada görevlendirmişti. Mesafe uzak olunca belediyenin tahsis ettiği araç gelip muhabirleri aldı. Ben dahil dört kişiydik. İki kız iki erkek. Gittik haberi yaptık. Haber dediysem ciddi bir olay
Benim eksiğim bu, bir ev tutmuş, bütün eşyasını mobilyasını bir araya getirmiş ama hayatındaki sevinci, kederi paylaşacak sevdiği kişiyi henüz bulamamış bir adam gibi öyle ortada kalmam bu yüzden. Fakat o fikri bulmak için, daha doğrusu kendimi bulmak için kendimi daha da hayatın içine atmanın bir yararı yok. Oysa bugüne kadar yaptığım tam da buydu.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.