Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Belki bir doktor olup insanların nabzını dinleyebilirdim. Ama hayatın ve insanoğlunun kalp atışını duydum, hiçbir doktorun duyamayacağı kadar. Ben dünyayı dinleyen yetmiş beş kiloluk bir stetoskop oldum...
LOJMAN Lojmanda oturmak ayrı bir yaşam tarzı. Herkesin kocasının aynı işi yaptığı bir aileler topluluğu bu. Çalışmayan kadınlar için standart bir hayat: Sabah aynı saatte, hatta aynı dakikada evinden çıkan üniformalı kocalar, pencereden kocalarının servis araçlarına binişini seyreden kadınlar, öğleye kadar ev işleri, öğleden sonra kadın
http://www.hakanevrensel.com/guneydogudan-oykuler-2/Kitabı okudu
Reklam
SÜRVEYAN HEKİM “Doktordan satılık araba” diye ilan verirler, çok doğru aslında. Ne o arabayı kullanacak vakit bulursunuz, ne de düzenli bir hayatınız olur. Hele bir de cerrahsanız, o uyku denen tatlı şeyle bir türlü buluşamazsınız. Ben de Güneydoğu’da görev yaparken hem uykudan, hem de arabamdan mahrum kaldım. Zaten kullanmaya vakit
http://www.hakanevrensel.com/guneydogudan-oykuler-3/Kitabı okudu
Değerli Aysel Doğan Hanımefendi'nin izni ile, yaşamından ufak bir kesiti paylaştığı kitabını buraya da taşımak isterim. Kitap basında tükenmiş, sponsor bulunamadığı için tekrar basıma verilememiştir. Kaydedip pdf dosyası yapabilir, çıktı alabilirsiniz. ilk baskı ismi; 'anılarım, acılarım ve şizofreni' ikinci baskısı ise; '18 yaşında uyudun 29
İlk evladım Köksal 1969 yılında ikinci evladım Serdar 1971 üçüncü yavrum Hakan 1973 dördüncü oğlum da 1975 yılında dünyaya merhaba demişti. 13 Kasım Cumartesi 1976 gününden bir gün evvel Serdar'ın dişi çok ağrıyordu. Sabaha kadar ağlamış hiç yatmamıştı. En küçük oğlumu abisine (Köksal) bırakarak Serdar'ı dişçiye götürmeye karar verdik. Serdar
Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma
Reklam
OĞLUM 12 YIL UYUDUKTAN SONRA UYANDI... Bir gün çok sinirlendi. Yine kendini balkondan atmak istedi. Zor ikna edebildik. Akşam oldu, onu uyuyor zannettim. Babasıyla ne yapacağımızı konuşurken bir ara "oğlumuzu olmazsa bağlayalım" diye ağlayarak anlatıyordum ki birden yatağından doğrulup sadece bana bakarak, "yazıklar olsun size,
248 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Amerika'da yaşayan üç işadamı olan Hakan, Ali ve Tekin; onların sohbetlerine katılan Doktor Hulusi bey.. Hulusi Bey, Tekin ile karşılaşınca onun hakkında duyduklarını değerlendirmeye çalışıp aradığı kişinin o olup olmadığını merak eder. Sohbetleri sırasında onlara ne zaman size bir sır vereceğim dese dostundan ve hocasından öğrendiklerini anlatır. Bu sırlar ise Ledün ilmi olan Hızır ilmindendir... Tekin' e vermesi gereken bir emaneti vardır. Bu emaneti verdikten sonra Tekin hayatındaki manayı ne kadar doğru yaşadığını fark eder... Eser sade ve masalsı bir dil ile yazılmış olup, içerisinde bilim, tasavvuf, din ve Ledün ilmini geniş açıdan ele almış. Her okuduğunuz sayfada araştıracağınız bilgilerle dolu... Bu eseri okuyan, devamı olan kitapları okumak için sabırsızlık çekecektir...
Size Bir Sır Vereceğim
Size Bir Sır VereceğimMustafa Kaya · Fenomen Kitaplar · 20171,647 okunma
576 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Yine bir inceleme yine bir giriş cümlesi sıkıntısı. Öncelikle ben bu kitabı inceleyemem daha doğrusu yazacak çok şey var ama yazamayacağımı düşünüyorum şimdiden. Çünkü gerçekten çok fazla konu ve detay var. Kısa kısa sizleri bilgilendirmek için elimden gelen, not aldığım yerleri sizlerle paylaşmayı deneyeceğim. Öncelikle eser ile tanışmamın
Gecenin Sonuna Yolculuk
Gecenin Sonuna YolculukLouis Ferdinand Celine · Yapı Kredi Yayınları · 20224,060 okunma
Mezarlık Çocukları..
Mezarlık çocukları, meydandaki çeşmenin çevresindeki ağaç gölgelerinin altında birikmiş gülüşüyorlardı.. Oğlanlar mezarların mermer çerçevelerine oturmuş şakalaşırken, kızlarda ölü yakınlarının bıraktığı çiçeklerin kafalarını koparıp birbirlerinin saçlarını süslüyordu.. Bazıları okula gidecek yaşa gelmemiş, bazıları okula hiç gitmemiş, bazıları da
Sayfa 196 - Doğan Egmont Yayıncılık ve Yayıncılık Tic. A.Ş
Reklam
Uzun boylu ve zayıf adamın mesleği, belki de dünyanın en geçersiz olanıydı. En hayalperesti mi demeliyim yoksa ? Öleceğini bildiği insanları kurtannaya çalışmak. Doktorluk ! Ölümü dizginleyemeyeceğini bilen doktorun üzerinde yoğunlaşabileceği tek konu, acısız bir hayat ve dolayısıyla acısız bir ölümdür. "Ben acılara dayanırım, nasıl olsa öleceğim" diyen birini beyaz önlüklere ihtiyacı olmaz. Keyfe keder bir meslek. Aslında tiyatroculara,sanatçılara benziyorlar. Onlar gibi, şu anı iyileştirmeye çalışıyorlar ve en önemlisi ölümü unutabiliyorlar. O yokmuş gibi çalışmaya devam ediyorlar. Doktorluk dışındaki bütün mesleklerde başanlı olanların ölümsüz eserleri, kendilerinden sonra var olacak yapıtları olur. Bunlar, bir avukatın adıyla anılan yasadan, bir kaporta ustasının yeniden hayat verdiği hurda arabaya kadar gider. Ama doktorun, en sağlam yaptığı adam bile en fazla elli yıl yaşar. Onun için, doktor isimleri de sadece hastanelerdeki bölümlere, tıp fakültelerindeki amfilere verilir. Gönüllerini almak için. Bir zamanlar iyileştirdikleri, ölümden kurtardıkları insanların mezarlarına verilemeyeceğine göre isimleri, ancak kendi alanlarında yaşamaya devam eder. Oysa belki de mezarlıklara verilmelidir adları. "Doktor X sayesinde bu kadar uzun yaşadık ve rahat öldük" benzeri yazılar süslemelidir mezarlıkların girişini.
Sayfa 486Kitabı okudu
Belki bir doktor olup insanların nabzını dinleyebilirdim. Ama hayatın ve İnsanoğlunun kalp atışını duydum, hiçbir doktorun duyamayacağı kadar.
Sayfa 128 - Doğan KitapKitabı okudu
248 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitaba başladığınızda, kendinizi New York un ışıltılı gecesine bakarken bir gökdelenin son katında samimi üç dört genç girişimci Türk işadamının masasında tatlı sohbetinde buluyorsunuz. memleketten uzak bu ışıltılı şehirde belli akşamlarda buluştuklarında mekana da alıştırdıkları demli çay yapma işi ile demli çayları yudumlarken Tekin,Hakan,Ali ve doktor olan Hulusi bey in o esrarlı ledün kokan sohbetleri alıp götürüyor sizi..Hulusi Bey ki onlardan yaşça çok büyük üstad..size bir sır vereceğim ile başlayan sözleri ve Tekin in araştırmaları üzerine kurduğu şirketlerin araştırdığı şeyler okuyucuyu içine alıyor..Tekin in fen ilmiyle bulduğu şeyler Hulusi Bey in hocasından öğrendiği şeylerle harmanlanıyor..konuşulanlar arasında neler yok ki.. paralel evrenler ve anda yaşamak,zamanda geri gitmek, su enerjisi, Hızırla yapılan yolculuk, rüyalar..konuların orjinalliği ve akla yatkın açıklamalarıyla enfes bir kitap.. Hiç böyle düşünmemiştim diyerek okuyacağınız..aa sebebi buymuş diyeceğiniz, burdaki sır bu muymuş vs gibi düşünce anaforunda beyin,kalp ve ruh yıkanması yaşatan kitap.. kesinlikle yazarın diğer kitaplarını da okumak isteyeceksiniz tıpkı benim gibi..ve öğrendiğiniz sırlı bilgileri uygulamak isteyeceksiniz..çünkü bildikten sonra yapmamak ciddi bir sorumluluk getirir.. bilmeden yapmanın bir özrü vardır fakat bilerek yapmamak işte bunun bedeli nedir size kalmış..
Size Bir Sır Vereceğim
Size Bir Sır VereceğimMustafa Kaya · Fenomen Kitaplar · 20171,647 okunma
Eroinden kurtulmanın bedelini hayat boyu ondan kaçmakla ödeyecek olan Derdâ, giyinip odasından çıktı ve Hope'un giriş katına inen merdivenine ayak bastı. Kıvrılan geniş basamaklardan indikçe insanlar gördü. Masallardaki balolara bütün davetlilerden sonra gelen gizemli güzel kızlar gibi hissetti kendini. Çünkü insanlar Derdâ'ya öyle bakıyordu. Hayranlıkla. Bunun yanında, konuşmadığı diğer bağımlıların bakışlarında biraz kıskançlık, doktor ve terapistin gözlerindeyse biraz umutsuzluk vardı. Çünkü benzer kutlamalarla gönderdikleri sayısız bağımlının bir hafta geçmeden yalpalayarak döndüğüne defalarca tanıklık etmişlerdi. Ama umut her zamanki gibi ağır bastı ve avuçları birbirine çarptırdı. Yüzlerinde bir gülümsemeyle alkışladılar Derdâ'yı. Omzuna dokundu bazıları, diğerleri sarıldı. Tabii hiçbiri orada olmazdı, eğer 1874 yılında C.R. Alder Wright adlı kimyager, ağrı kesici bir ilacın peşinde koşarken morfine karıştırdığı çeşitli asitlerle eroini icat etmeseydi. Hatta o zaman, Hope diye bir yer de olmazdı. Ama doğmuştu eroin, Dönüşü yoktu. Belki bir zaman makinesi. Belki de sadece o bir işe yarayabilirdi. O laboratuvara gidip Wright'ın ellerini durdurmak için. Üstelik bulması da zor değildi. Yıl 1874, yer Londra. Tam olarak Saint Mary Hastanesi. Derdâ'nın iki kez ölüp iki kez dirildiği bina. İkinci katında yılda yedi bin eroin bağımlısının gelip ölümün döşeğine yattığı, üçüncü katındaysa eroinin icat edilmiş olduğu bina...
Sayfa 171 - Doğan KitapKitabı okudu
671 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.