128 syf.
5/10 puan verdi
Oktay Rıfat'ın diğer kitaplarına nazaran en az ilgimi çeken kitabı oldu ama bundan daha beteri de var :). Yalnız bu Oktay Rıfat'ın ustalığına hiçbir şekilde zarar vermez. Çünkü o şairlik yönüyle çağını aşmıştır. Ha edebiyatımızda pek değer bulamamış olsada kendi döneminde kendi zamanının şairlerini etkilemiş onları geliştirmiştir. Bakmayın yav bizim milletimiz de şiirden falan anlamıyor zaten gidiyor kaur falan okuyup ah kıvranıyorum bayıldım ah Turgut uyar harika falan.. neyse biz büyük ustların kalemini daima derinden analım. Ha bu eseri neden beğenmedim. Çünkü seçme. Yani böyle bir kitap yok. Oktay Ağabeyin şiirlerini seçmiş koymuş adama iyi gelen bana gelmemiş. Tâbii sırada o değil. Aslında 1. 2. Ve 3. Dönem şiirlerinden birkaç tane seçmiş... Tanıyacak kişi için ideal ama benim için pek öyle değil. Bu kitapta Oktay Rifat ’ın ilk şiirlerinden so ­ n dönem şi-irlerine kadar nasıl bir gelişme ve o­ lgunlaşma gösterdiğini kanıtlayan pek ço ­ k örnek bulacaksınız. Ancak o­ nun o­ n beş kitabından seçebileceğimiz daha o­ kadar ço ­ k parlak örnek-ler vardı ki, bu kitaba hangi şiirleri alıp hangilerini dışarda bırakacağım ko ­ nusunda epeyce zo ­ rlandım. Bu yüzden o­ kur-ların o­ nu daha iyi tanımak için bu sınırlı sayıdaki şiirlerle ye-tinmemelerini öneriyo ­ rum. Çünkü bu şiirlerden yo ­ la çıkarak birço ­ k o­ kurun tek tek o­ nun bütün şiir kitaplarına yöneleceği-ne ve böylece “Şiirin Aşınmaz Zamanı”na Oktay Rifat ’ın bü-tün şiirleriyle ulaşmanın ko ­ laylaşacağına inanıyo ­ rum.
Bir Aşka Vuran Güneş
Bir Aşka Vuran GüneşOktay Rifat · Yapı Kredi Yayınları · 2021806 okunma
574 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Harika bir kitap okudum!!! Bitirdiğimde düşündüğüm buydu. Hâlâ da böyle düşünüyorum. Her yaştan insanın okuyabileceği sayfaları çevirirken tebessüm ettiren bir kitap. Ama insan şaşırıyor böyle zor, acı bir dönem olan 2. Dünya Savaşı Almanya'sı nasıl tebessümle okunabilir diye. Tabii bu duygusal yerleri olmadığı anlamına gelmiyor. Kitabı okumaya başlarken ilk önce anlatıcının kim olduğunu anlayamamıştım. Bir iki sayfa sonra fark ettim ki çok iyi bildiğimiz biri. Ama tabii bunu size söyleyip sürprizi bozmak istemem. Kitapta böyle bir anlatıcı seçmek bence ayrı bir özgünlük kazandırıyor kitaba. Sadece bu da değil bence. Kitaptaki karakterler. Ya da anlatıcının spoiler vermesi fakat buna rağmen heyecanını yitirmemesi de diğer kitaplardan ayırıyor. Kitapta üslubu çok önemseyen biri olarak çok akıcı ve sade bir dil olduğunu söylemem gerek. Fazla betimlemeler yok ama buna rağmen karakterlerin duygusu sizi oraya çekiyor bir anda kendinizi Himmel sokağında buluyorsunuz. Kâh futbol oynuyorsunuz sokakta kâh bodrumda kitap okuyorsunuz. Karakterler öyle güzeldi ki onlardan ayrılmak insanı üzdü. Demek istediğim şu ki güzel bir kitap okudum. Hani yıllar geçse bile kitaplığınızda bir kitap görürsünüz de o kitabı okuduğunuz zaman aklınıza gelir, karakterler ve oradaki duygu, sonra kalbiniz ısınır. Bu o samimiyette bir kitaptı. Mesela bu samimiyette aklıma gelen ilk kitap Şeker Portakalı. İşte öyle bir şey. Alıp okuyunca anlarsınız ne demek istediğimi :) İlk 10 puanım da Liesel'e feda olsun!
Kitap Hırsızı
Kitap HırsızıMarkus Zusak · Martı Kitabevi · 201212,7bin okunma
Reklam
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
“yazılmamış şeyler varolmamış sayılır”
1963 yılında henüz 23 yaşında üniversitede edebiyat öğrencisi olan Annie Ernaux’nun, bu metinde kendi illegal kürtaj tecrübesini okuyoruz. Eserde olaylar 1963 yılında geçiyor. O dönem Fransa’da doğum kontrolü ve kürtaj yasak. Annie istenmeyen bir hamilelik yaşıyor ve bu kitabında kürtaj yaptırma mücadelesini kaleme almış. Kitapta kürtajın dini,
Olay
OlayAnnie Ernaux · Can Yayınları · 20231,493 okunma
403 syf.
8/10 puan verdi
·
14 saatte okudu
Multatuli takma adını kullanan yazar Eduard Douwes Dekker’in eseri Max Havelaar, Hollanda edebiyatının klasiklerinden sayılıyor. Roman, bugünkü Endonezya topraklarının Hollanda’nın sömürgesi olduğu dönemde, 19. yüzyılın ortalarında yaşananları anlatıyor; sömürgeciliği, oradaki yerli halkın topraklarının ellerinden alınarak yok pahasına çalışmaya
Max Havelaar  Hollanda Ticaret Şirketinin Kahve Borsaları
Max Havelaar Hollanda Ticaret Şirketinin Kahve BorsalarıMultatuli · Aylak Adam Yayınları · 201516 okunma
204 syf.
9/10 puan verdi
“Ben niyet ettim ki bu hayatı, dünyaya niye geldiğimizi, ne olacağımızı, bizi göndereni anlamadan terk etmeyeyim.” (s.97) Hayat dediğimiz ebediliğe nispetle bir hiç; uzun zamana nispetle bir an değil mi? Öyleyse bu hayatın gayesini anlamak gerek. Kitap bu minvalde Vahdet-i vücud (Hakiki manada yalnızca Allah vardır.) kavramı üzerine vurgu yaparak
A’mâk-ı Hayal
A’mâk-ı HayalFilibeli Ahmed Hilmi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202117,1bin okunma
320 syf.
9/10 puan verdi
·
26 günde okudu
Burma...
Yazarın ilk kitabı olması sebebiyle fazlasıyla merak ettiğim bir eserdi. Bu tür kitaplara dönem eseri diyebiliriz. Belli bir tarih aralığında bir yerdeki toplumsal, siyasi ve ahlaki düzen üzerine yazılan kitaplar ayrıca zevk vermiştir bana. Bir olayı veya bir dönemi en iyi anlatan kişi bizzat onu yaşayandır. Orwell ın bu kitabı bu görüşü kanıtlar nitelikte. Benim fikrime göre Orwell bu eserde elinden geldiğince tarafsız kalmıştır. Bir sömürge uygulamasını her iki taraf üzerinden örnekler vererek yorumu bizlere bırakmıştır. Belki de tek eksik taraf budur. Kendi yorumunu eksik bırakmış yazar. Söz konusu sömürgeci kendi ülkesi olunca böyle bir mecburi tutum sergilemiş olabilir. Sömürgecilik hakkında çok fazla şey yazma gereği duymuyorum. Ama işin öbür tarafından bakacak olursak bazı noktalara değinmekte fayda var. Özellikle Burma halkının medeniyet ile olan durumunu ele aldığımızda sömürgeciliğin onları biraz medenileştirdiğini söyleyebiliriz. Bazı çağ dışı geleneklerini İngiliz Sömürgesi sayesinde geride bıraktıklarını anlayabiliyoruz. Belki sömürge bu konuda biraz daha etkili olsa bugünki hijyenik yemek videolarına maruz kalmazdık!
Burma Günleri
Burma GünleriGeorge Orwell · Yakamoz Yayınları · 20213,176 okunma
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.