Bu devir, sıradan insanın en parlak zamanı; duygusuzluğun, bilgisizliğin, tembelliğin, yeteneksizliğin, hazıra konmak isteyen bir kuşağın devridir. Kimse bir şeyin üzerinde durup düşünmüyor. Kendisine bir ülkü edinen çok az. Umutlu birisi çıkıp iki ağaç dikse herkes gülüyor: “Yahu bu ağaç büyüyünceye kadar yaşayacak mısın sen?” Öte yanda iyilik isteyenler, insanlığın bin yıl sonraki geleceğini kendilerine dert ediniyorlar. İnsanları birbirine bağlayan ülkü tümden yitti, kayıplara karıştı. Herkes, yarın sabah çekip gidecekleri bir handaymış gibi yaşıyor. Herkes kendini düşünüyor. Kendisi kapabileceği kadar kapsın, geride kalanlar isterse açlıktan, soğuktan ölsün, vız geliyor.
Bize insan olmak, yani etiyle kemiğiyle insan olmak bile yük geliyor; bundan utanıyoruz, ayıp sayıyoruz. "Soyut insan" diyebileceğim garip yaratıklar olmaya can atıyoruz. Biz ölü doğmuş kişileriz...
Sayfa 192Kitabı okudu
Reklam
sanırım herkes sizin gibi düşündüğü için icat etmişler bu giyotin denilen aleti. Oysa ben o sırada ne düşünüyordum biliyor musunuz: ya daha kötüyse böylesi?Yani ölümün çabukluğu daha fazla acı veriyorsa? Gülünç bulabilirsiniz bu düşüncemi, vahşice de bulabilirsiniz, ama işte . . . şöyle etraflıca düşünecek olursanız insanın aklına böyle
Ona göre, asıl çocuk olan benmişim bu, başlangıçta bir kuşkuymuş, ama giderek tam bir inanç halini almış onda.Benim yalnızca boyum posum, elim yüzüm bir yetişkine benziyormuş; ama gelişme yönünden, ruh, kişilik yönünden, hatta belki akıl yönünden bile, bir çocukmuşum ve altmış yaşına dek de yaşasam,böyle kalacakmışım. Çok güldüm tabii; doğru değildi bu; nasıl çocuk olabilirdim ki ben?Burda gerçek olabilecek tek şey, yetişkinlerle birlikte olmayı sevrnememdi; gerçekten de -ta ne zaman fark etmiştim bunu- büyüklerle birlikte olmayı sevmiyordum.Çünkü yapamıyordum onlarla.Yetişkinler bana ne söylerlerse söylesinler, bana karşı ne kadar iyi olurlarsa olsunlar, bana zor geliyor onlarla birlikte olmak; canım hep dostlarıma gitmek istiyor; ve benim dostlanm, her zaman, yalnızca çocuklardır.
Sayfa 110Kitabı okudu
"Uygarlık bizi nasıl yumuşatmış görelim. İnsanların duygu çeşitliliğini artırmaktan başka işe yaramaz uygarlık. Duygu çeşitlendikçe insan, kan dökmekten zevk almaya başlar hale geliyor."
Ah, ne yapacağım, ne olacak benim kaderim? Çok ağır geliyor benim böyle bir bilinmezlikte olmam, bir geleceğimin olmaması, başıma ne geleceğini tahmin edememek. Geriye bakmak da korkutucu. Orada hep acı var, bir hatırayla bile kalbim iki parçaya ayrılıyor. Beni mahveden kötü insanlar yüzünden sonsuza dek ağlayacağım!
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.