Ruha ince ince işlemiş yaraları, üzüntüyle başlatıp, mutsuzluk konusuyla bitirmiş yazar. Hepsi birbirini açıp, takip ederken işi sonuca da vardırıyor. Tabi bu üzüntülerin ardında yaşanan güven problemi, sabır, kuşku, haset gibi konuları ruhun derinliklerine kadar işliyor. Bazen tamir ediyor yüreği, bazen de hatırlattıkça acı tazeliyor. Fakat işin sonunda görmeye başlıyorsun ve tedavi ediliyorsun bir nevi.
Görmek demişken, kitapta çok güzel bir bölüm vardı. Diyor ki:" Sawubona! Güney Afrika'da bir selamlaşma sözüdür: Seni görüyorum! Ruhunu varlığını hissediyorum. Buradayım, seninle beraberim!" Ne kadar ince, naif bir selamlama. Yazar bu konuları ele alırken beni selamladığını hissettim. Beni görüyor, ruhumun derinliklerine dokunmak istiyor ve bunu kelâmlarıyla, samimi muhabbetiyle tedavi ediyor. Inanıyorum; yara almış her bir zerrem/iz iyileşecek.
Bunu okuyan aziz dostum; Seni görüyorum, yaralarını hissediyor ve anlıyorum.
Okumaya devam et, sende göreceksin sabret!