“Yüreğine fesleğenli saksılar koyan insanlara ithafen kalemimden bir yazı “
“Ayrılık çaldığın kapıda. Ne uzak gözünün gördüğünden ne de aklının aldığından karmaşık...
Bir mum alevinin sönüşüne kadar sürer ayrılığın beraberinde getirdiği her hasret.
Sonrası belli,
Sonu belli...
Hasretin verdiği acıyı bilmez misin ey dost?
Kalmak ve gitmenin arasında kaldığın o acıyı ?
Sadece gidip geri geleceklere midir hasretin?
Ya gidip gelmeyecekler? Onlara nasıl bir hasret düşer?
Ne de çok büyütmüşsün gözünde dünyayı! Dalgaların aşkı bile kıyıda biterken sen bir insanın sevgisi uğruna ne de çok hırpaladın kendini. Halbuki Rabbinin sonsuz sevgisi varken...
Küçüldün insanoğlu...
Küçüldük...
Sevmenin insana ait olduğunu beynimize hapsettiğimiz günden beri küçüldük. Ufak tefek şeylere üzüldüğümüz günden beri küçüldük.
Acın bitmeye yakın insanoğlu. Üzülme , sonu bucağı elbet var bu Evren’in .
“ Söylesene hangi hüzün sonsuz? Hangi sevgi doyumsuz? Hangi varlık bize nefes? Hangi nefes bize ölüm?”🌿
İnsanoğlu dehşet bir şey, nasıl da doyumsuz sevebiliyor!..
Sayfa 118 - YKY YayınlarıKitabı okudu
Ekonomi bilminin temel aksiyomudur 'homo economius' yani 'ekonomik insan' dır. Bu bir insan görüşüdür; insan tanimlamasidir. İnsanın tarihidir. Bu tarife göre, insanoğlu yaratılışı itibariyle, sonsuz istekleri olan, açgözlü ve çıkarcı bir yaratıktır. Böyle olduğu için, doyumsuz arzuları ile cimri bir doğanın arasında kalır ve uyanık geçirdiği saatlerinin çoğunu istekleriyle karsilastirdiginda kısıtlı olan kaynakları nasıl kullanması gerektiğine karar vermeye ayırır.
Sayfa 241Kitabı okudu
Bir gülümseme yeterdi halbuki, bütün kusurları köreltmek için ..
İnsanoğlu ne kadar doyumsuz ..
