"Sınırlar da sebzeler gibidir, çocuklar onları sevmese de onlara ihtiyaç duyar." Dt. Kristy Goodwin
Sadece çocukların değil, hepimizin sebzeye sınırlara da ihtiyacı var. Hem sınırlarımızı bilmeye hem de bilmeyenlere bildirmeye.
Sayfa 86 - Alfa
Wat je nu denkt, zal je toekomstige leven vormen. Met je gedachten creëer je je eigen leven. Omdat je altijd denkt, ben je altijd bezig iets te creëren. Datgene waaraan je het meeste denkt, waar al je aandacht naartoe gaat, dát zal als jouw leven verschijnen.
Sayfa 17 - Kosmos UitgeversKitabı okudu
Örneğin, uygulamalarımda yetenekli kadınlarda gördüğüm şu oldu: Ruh derisi hırsızlığı, doğru deri içinde olmayan ilişkiler yüzün den ortaya çıkabilir ve bazı ilişkiler ise tamamen zehirlidir. Bu ilişkilerle başa çıkmak irade ve kuvvet ister, ama bu yapılabilir; özellikle dt: öyküdeki gibi, evden gelen çağrıyla, kişinin dolaysız bilgeliğinin tam ve ulaşılabilir olduğu öz benliğe geri çağıran sesle uyanılırsa... Ondan sonra bir kadın sahip alınası gerekenin ne olduğuna, yapmak istediği nin ne olduğuna net blı şekilde karar verebilir.
-2- "OSMANLI'YA KÜFRETME 1960 DARBESİNDEN SONRA GERİ DÖNDÜ."
Bizde özel derslerde, oturumlarda değilse de okullarda, bütün çocukluğum boyunca Osmanlı'nın aleyhinde atılıp tutuluyordu; yayımlar da öyleydi. Tarih. yurttaşlık dersleri mesela. Sürekli pislik atılıyordu, Duraklama devri, yani 17. yüzyıldan sonrası tukaka. Hele hele son dönemler. Orada (Almanya'da DT) nasıl Hitler aleyhtarlığı
Sayfa 64 - TEOMAN DURALI'DAN RESMÎ TARİH TEZLERİNİ ALT ÜST EDEN 8 CESUR TESPİTKitabı okudu
...artık bir ressamım ben. Evet ben, bu genç çocuk, sokak çocuğu, Kvekar' cemaatine mensup genç, fakir delikanlı, boyacı çırağı yani ben. Almanya'ya, Düsseldorf Sanat Akademisi'ne gönderdiler beni, bizzat Hans Gabriel Buchhol- dt Sundt manzara ressamı olmam için beni, Lars Hattarvåg'u Düsseldorf'taki Sanat Akademisi'ne gönderdi. Artık ben resim sanatı eğitimi alan bir öğrenciyim, hocam da Hans Gude'nin ta kendisi. Ben gerçekten iyi resim yapabiliyorum. Çok fazla şey beceremesem de resmi iyi yapıyorum. İyi resim yapıyorum, başka hiçbir öğrencinin yapamadığı kadar iyi...
Sayfa 11 - Monokl EdebiyatKitabı okudu
KURD Û ÇÊKIRINA “XWETIYÊN NETEWEYÎ
• Belkî cara yekem, hin gotarên nêz-kurd ku ji aliyê rewşenbîrên kurd ên takekes ve hatine nivîsandin, di rojnameyên osmanî de xuya dikirin. Ev nîşandêra rewşeke xeter bû ku neteweya serdest xwe tê de dit
• Curia Durian (rojnameyek néz-ermen) de bi ewan re ne ku jê re kurd, bi giştî hey- dût (umumen haydut) dibêjin
• Dewleta osmanî hewl dida ermen li hember kurda kiş bike, taybetî dema hilatina Sex Ubeydulah dit û ermenên herêmê ber bi wî ve çûn
• Dawiya dawî,” digot nivîskar, ermen idia dikin ev der Ermenistan e û li vir cî ji kurdan re tuneye; divê an hûn koç bikin Iranê yan jî bibin teb’aya me
• Kurd nikaribû xwe bigihênin çapameniyê, heta ya tirkî jî, lê ermen dikaribûn bi hêsani têkevin nav çapameniya ewropî û kurdan wek hov teswir bikin.
• Nivîsek ji Tercuman-ı Hakikat : Gelek gelên li Iraqa ereb, 53 Heleb û hemû herêmên li Şamê, çi tirk be çi ereb be... bêyî kurdî bizanibin nikarin bibin ulema. Di nav van ulemayan de filozofên wisa hene ku nîqaşên wan ên teo- lojik wê Voltaire-ger ji gora xwe rabe û rastî wan were- têk bibira. Lewma wê çare nemaya li hember wan xwe bitewanda û raseriya wan bipejiranda
• Temama gotara şaristanîbûnê ji bo rewakirina îdiayên siyasî yên dijber bû û ji bo piştrastkirina ka kijan civat têra xwe ‘wêrar bûye’ (evolved) da ku bikaribe layiqî dewletbûnê bê dîtin.
Tanrı, soğuk muayene aletini (spekulumu) vücuda değdirmeden önce onu ısıtan ya da elini tutup gözlerinin içine merhametle bakan hekimlerden razı olsun.
Belki de sağlık hizmetleriyle ilgili tartışmalarda ima edilen şey, hastanın sadece bir göz, bir kulak, bir burun ya da bir boğazdan ibaretmiş gibi değil de bütün bir insanmış gibi görülmesine duyulan istektir.
—Anna Ouindlen (dt 1952), gazeteci
Sayfa 45Kitabı okudu
İmam Qəzali həzrət-
lərinin buyurduğu kimi, fasiq və qafil
insanlarla zahiri bərabərlik zamanla zehni
bərabərliyə, zehni bərabərlik də bir müd-
dət sonra qəlbi bərabərliyə çevrilər. Bu
isə insanın mənəvi baxımdan addım-ad-
dım həlaka sürüklənməsi deməkdir.
İpəkyolu nəşriyyatıKitabı okudu
'DT
"Dikiş tutmaz Angie," dedi. "Dikiş tutmaz."
...
Dikiş tutmaz, ölümcül bir yara açar.
