Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bünyamin Duman

Reklam
Bir insana hiçbir şey yapma! Bir kere gözünü korkut yeter. Ölünceye kadar, kıyamet kopuncaya kadar onu köle yap da kullan. Gözü korkmuş adam insan değildir.
Korkudur insanı alçaltan, insanlıktan çıkaran. Bunu bilirim, bunu söylerim.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Amma adamda yürek var, akıl var, insanlık var. Onda bu insanlık var da, işte bu sebepten ağaların da hükümetin de ondan ödü kopuyor. Ödü, ödü kopuyor.
Eşkıyayı korkuyla sevgi yaşatır. Yalnız sevgi tek başına zayıftır. Yalnız korkuysa kindir.
Reklam
Memed: Bana bak kardaş, dedi, insanların üstüne çok varmamalı. Öldürmeli, dövmeli, ama üstlerine çok varmamalı. Donsuz, çırılçıplak, köyüne, evine girmesi bir adama ölümden zor gelir. İşte bunu yapmamalı. İnsanlarla oynamamalı. Bir yerleri var, bir ince yerleri, işte oraya değmemeli. Ben Abdi Ağadan biliyorum. Yoksa... Korkmalı insanların bu tarafından. Aşağı görmemeli insanları...
Konuşan insan, öyle kolay kolay dertten ölmez. Bir insan konuşmadı da içine gömüldü müydü, sonu felakettir.
Evimde, odadayım. Çarşıya inemem. Otuz dokuz derece ateşim var. Üşüyor, titriyorum.
Yasaklarla çevrili bir dünyada yaşamasak yasaksız yaşayamazdık. Halbuki hayvanlar, hele ehlileri, yasaksız ne de güzel yaşıyorlar. Hafif, cilve gibi, o da boğaz derdinden doğan zırıltılardan başka, gel keyfim gel, yaşamıyorlar mı? Yasaklan kabul ettik. İnsanoğlu için yasaklı hayvandır da diyebiliriz. Mikroplar bile birer yasak değil mi? Aşklar yasaktır. Gün olur, sular, yemişler bile yasaktır. İnsanlar birbirine yasaktır.
Ah bu yasaklar! Kendi kendimize, başkasının bize, bizim başkalarına, devletin tebaasına, tebaanın devletine, belediyenin hemşerisine, hemşerinin belediyeye koyduğu, koyacağı yasaklar!...
Reklam
»Was ist Versenkung? Was ist Verlassen des Körpers? Was ist Fasten? Was ist Anhalten des Atems? Es ist Flucht vor dem Ich, es ist ein kurzes Entrinnen aus der Qual des Ichseins, es ist eine kurze Betäubung gegen den Schmerz und die Unsinnigkeit des Lebens.
Türkiye çalışan ve kalkınan bir ülkedir.
Ama aynı zamanda çok da yolsuzluk yaşanan bir yer...Kitabı okudu
Bildiğim kadarıyla, siz eğitimdeki birtakım yeni metotlara karşı çıkıyorsunuz. Mesela ezbere dayalı eğitimi savunuyorsunuz. Açıkçası bize ezberin geçmişte kaldığı öğretilmişti. Siz bunu neden savunuyorsunuz? işte bu size öğretilen de, dışarı çıkıp bir şeyler keşfettiğini sananların getirdiği yalan yanlış bilgilerden ibarettir. Sözün buraya geldiği isabet oldu. Bahsetmiştim; bazı eğitimciler dışarı gidiyor, bir iki sene “master” yapıyor, sonra yurda dönüp size bize sistem öğretiyorlar. İlk öğrettikleri de şu: “Efendim, biz ezbere dayalı eğitimi bir kenara bırakacağız. Anlayarak öğreteceğiz.” İyi de, insanlar ta mağara devrinden beri, Mezopotamyalı hocalardan, Aristoteles’in Akademya’sından beri anlayarak değil; ezberleyerek öğrenirler. Anlamak için önce ezberlemek gerekir. Kilise bunun farkına varmıştır. Ortaçağ’ın İslam dünyası bunu anlamıştır. Önce ezberlersin! Çünkü çocuklar ve gençler ezbere çok yatkındır, her şeyi ezberleyebilirler. Dili bile, kalıplar halinde, ezberleyerek öğrenirler. Ezberden sonra anlamak gelir. Ezber ve tekrar, öğretimin temelidir (repetitio est mater studio-rum). Lisan da matematik de coğrafya da ezberleyerek öğrenilir. Gençlere tavsiyem, bunlara kanıp ezberi bırakmamalarıdır. Ezber ve tekrar öğretimin temelidir.
Ezbere dayalı eğitimi övünce eleştirilere maruz kalmıştım. Hoş kendimde artık ezberle(ye)miyorum. Hocanın da dediği gibi küçük yaşlarda beyin zehir gibidir. Küçük yaşlarda ezberledlerimi hâlâ unutmamışımdır. Şimdi olsam ezber yapamamKitabı okudu
784 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.