Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
576 syf.
5/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 günde okudu
Evettt nereden başlasamm İlk olarak eleştirilerimden başlıyım sonra da tatlıya bağlarım :D İkinci kitap olduğu için birinci kitaba göre daha çok olay gerçekleşti e haliyle böyle olunca bazı durumlar karşısında e ne alaka dedim. 1. Karakterlere böyle illa bu baş karakter diye saçma sapan özellikler verilmesi... Hazer'in amber gözlü olup
Kimsesizler Matemi 2
Kimsesizler Matemi 2Emine Tavuz · İndigo Kitap · 2023257 okunma
Hitler gerçekten intihar etti mi?
Temmuz 1945’te savaşın galipleri Potsdam’da toplandılar. Stalin, Churchill’e Hitler’i sordu. Churchill öldüğünü ve cesedinin onlarda (Ruslarda) olduğunu söyledi. Bunun üzerine Stalin çok garip bir açıklama yaptı: “Bizde Adolf Hitler’in cesedi yok. Şu anda elimizdeki istihbarata göre İspanya’da veya Arjantin’de saklanıyor olmalı.” Yirmi yıl sonra 1965’te tüm dünya Hitler’i öldü bilirken, Potsdam Konferansı’nın 20. yılı münasebetiyle Sovyetler bir açıklama yayımladılar. Açıklama ünlü Der Spiegel dergisinde yer aldı. Bu açıklamaya göre 30 Nisan 1945’te ölen şahıs Adolf Hitler değil, ona aynı yumurta ikizi kadar benzeyen dublörü Gustav Weler’di.
Sayfa 158 - ALFA Yayınları | 18. Basım 2014Kitabı okudu
Reklam
" Allah der ki, kimi benden çok seversen onu senden alırım. Ve ekler: onsuz yaşayamam deme, seni onsuz da yaşatırım. Ve mevsim geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur, sabır taşar, canından saydığın yar bile bir gün el olur, aklın şaşar. Dostun düşmana dönüşür. Düşman kalkar dost olur. Öyle garip bir dünya! Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur. Düşmem dersin düşersin. Şaşma dersin şaşarsın. En garibi de budur ya, öldüm der durur, yine de yaşarsın. "
ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
Etmez beş para sevgi
Arıların beş para etmediği dünya, Ona muhtaç eden dünya değil mi? Onlar olmadan yaşanmaz bu dünya değil mi? İşte tok gönüllüyüz onlar sokmasın diye öldürüyoruz değil mi? Ama dünya da kalmak için herşeyi yaparız değil mi? Bir arı kadar olamadım mı gözünde şimdi. Garip çok garip, Ne beş para etmez sevgim varmış..
BİR ZAMAN YOLCUSU: SELİM PUSAT (RUH ADAM ROMANI) Ruh Adam, Atsız'ın tarihî romanlarına göre hayli değişiktir; bir tür post modern romandır. Bu sebeple romanı incelerken biz de farklı bir yol izlemeyi tercih ettik. Selim Pusat'ın ve Romanın Hikâyesi: Selim Pusat adını ilk defa 08 Haziran 1951 tarihinde, Orkun dergisinin 36. sayısında
Reklam
176 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
öldükten sonra elbet millet gömüldüğüm çukurun üzerine bir taş daha diker
burada şu ana dek yazmış olduğum incelemeler arasındaki bu en uzun incelememi okuyan herkese şimdiden teşekkürler (ben olsam uzun demez okurdum. kendim yazdım diye demiyorum. valla. bak yemin ettim. lol.) okumuş olduğum bu kitap floridadaki ringling kolejinde mimarlık, sanat ve
Anıtkabir'in Ötesi Atatürk'ün Mezar Mimarisi Ulusal Benliğin İnşası ve Sürdürülmesi
Anıtkabir'in Ötesi Atatürk'ün Mezar Mimarisi Ulusal Benliğin İnşası ve SürdürülmesiChristopher S. Wilson · Koç Üniversitesi Yayınları · 01 okunma
Alman köylülerini manevi alanda en derinden etkileyen batıl inanç türü, ‘Auto-Teism’ diye bilinen bir akımdı. Bu bir tür ruh hastalığıydı ve kişinin kendisini Tanrı ve/veya çok kutsal bir din adamı olduğuna inandırmasıyla başlıyordu. Kendisinin Tanrı veya aziz olduğuna inanan kişi epileptik nöbetler geçirmeye, isterik davranışlarda bulunmaya ve
Sayfa 140 - ALFA Yayınları | 18. Basım 2014Kitabı okudu
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı... ve
Hanedan, I. Dünya Savaşı öncesinde artık eski ihtişamının çok uzağında kalmış ve âdeta Prusya liderliğinde 1871'de kurulmuş olan Almanya'nın gölgesinde eski bir monarşi durumuna düşmüştür. Hatta 1938'de Avusturya, yaşadığı buhranların da etkisiyle Hitler Almanya'sıyla birleşme yoluna gidecektir. 1867'den itibaren Avusturya-Macaristan İmparatorluğu olarak anılmaya başlanan devletin son 70 yılına İmparator Franz Josef damgasını vuracaktır. Talihin garip bir cilvesi olarak Avusturya Habsburgları tarihleri boyunca sürekli mücadele içinde oldukları Osmanlı Hanedanı ile aynı kaderi paylaşacak ve I. Dünya Savaşı sonrasında iktidarlarını kaybedeceklerdir. Belli dönemlerde Kutsal Roma Germen İmparatorluğu, Avusturya, İspanya, Portekiz, Hırvatistan, Bohemya, Erdel, Meksika, Toskana, Modena, Parma gibi bölgelerin idarecisini yapan bu köklü hanedanın hükümdar olan son üyesi, 1922 yılına dek Macaristan tahtında oturacaktır.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.