Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir insan aynı anda ailesine, komşusuna, işine ve vatanına sadık olabilir ve olmalıdır; neden bu listeye insanlık ve Dünya gezegeni de eklenmesin ki? Birden fazla şeye sadık olduğunuzda kimi zaman çelişkiler yaşanmasının kaçınılmaz olduğu doğrudur. Ama kim demiş hayat basit bir şeydir diye? Başa çıkacağız işte.
Sayfa 125
" Bir yerde ilginç bir önerme okudum: Kendi yuvası olan tüm gezegeni en fazla kirleten ve en yıkıcı cephaneliği elinde bulunduran dünya ulusları, küçük çocuğu olan genç kadınlar tarafından yönetilmelidir.Gelecekte herkesten çok böyle anneler yaşamalıdır. Onlar her gün saf insan doğasının gerçekleriyle yüzleşir ve bu da onlara özel bir sezgi kazandırır. "
Sayfa 254Kitabı okudu
Reklam
Eksiğiz, her birimiz, Sanki eksik değilsen doğmuyordun bu gezegene. Burası dünya, burası eksik ruhların gezegeni... Kalbimizdeki duygu eksik, zihnimezdeki düşünce eksik, bilgimiz eksik, azmimiz eksik, motivasyonumuz eksik, nefesimiz eksik, suyumuz eksik, huyumuz eksik.. Çünkü hayatımız eksik...
Dört milyar yıl önce dünya'da hayat başladığında bu önemsiz küçük moleküllerin günün birinde tüm gezegeni ele geçirecek kadar evrilebileceğini kim hayal edebilirdi?
Ve Dünya -kaç tane kral, papa, düşünür, bilimci ve şair israrla tersini savunursa savunsun-o bin yıllar boyunca yine de Güneş'in yörüngesinde dönmeye inatla devam etti. Hoşgörüsüz bir Dünya dışı gözlemcinin -"Evren bizim için yaratıldı! Merkezde biz varız! Her şey bize bağlı!" diye heyecanla çene çaldığımız bütün bu süre boyunca tepeden bizim türümüzü seyrettiğini ve böbürlenmelerimizi komik, özentilerimizi acıklı bularak, burasının herhalde geri zekálılar gezegeni olduğu sonucuna vardığını düşleyebilirsiniz.
Sayfa 32
"Burası dünya, burası eksik ruhların gezegeni... Kalbimizdeki duygu eksik, zihnimizdeki düşünce eksik, bilgimiz eksik, azmimiz eksik, motivasyonumuz eksik, nefesimiz eksik, suyumuz eksik, huyumuz eksik... Çünkü hayatımız eksik..."
Sayfa 549Kitabı okudu
Reklam
İnsanlar şiddet ve hırsla şekillenmiş kibirli bir türdür. Yaşadıkları gezegeni, şu an için erişimleri olan yegane gezegeni yıkımın eşiğine getirdiler. Bölünmelerle, kategorilerle dolu bir dünya yarattılar ve kendi aralarındaki benzerlikleri görmeyi beceremediler. Teknolojiyi insan psikolojisinin uyum sağlayabileceğinden daha büyük bir hızla geliştirdiler ve hepsinin delisi olduğu para ve şöhret için ilerlemeye çalışıyorlar hala.
"Ama buna çok şaştım denemez. Çünkü Dünya, Jüpiter, Mars, Venüs adları verilen büyük gezegenlerin dışında daha yüzlerce gezegen bulunduğunu, bazılarının teleskopla bile güç görülecek kadar ufak olduğunu okumuştum. Gökbilimciler bunlardan birini buldular mı ad yerine bir numara takarlar. Sözgelimi: “Asteroid 325” deyiverirler. Küçük Prens’in geldiği gezegenin “Asteroid B-612” olduğu konusunda yabana atılamayacak kanıtlarım var. Bu gezegeni bir zamanlar teleskopla ilk kez gören biri olmuş: 1909’da bir Türk gökbilimcisi." (Türk gökbilimci=Fatin GÖKMEN)
Sayfa 35 - Can YayınlarıKitabı okudu
dünya gezegeni benimle taşak geçiyor.
Dünya gezegeni yakında kafatasları, kemikler ve hurdalardan bir kabuğa sahip olacak.
Sayfa 89 - Kurt VonnegutKitabı okudu
1.000 öğeden 921 ile 930 arasındakiler gösteriliyor.