Allah bir grubu kötülerken şöyle der: "Onlar dünya hayatının görünür tarafını biliyorlar, ahiretten ise habersizdirler."
Acaba şu dünya şu toprağın altından bakanlara nasıl görünür?
Sayfa 304 - Büyük Doğu Yayınları
Karşılaştığınız, gördüğünüz, işittiğiniz bir ifade, bir tezahür biçimi, bir tavır alış, bir eser, bir görünüş, bir eda ve sada, bir yapı, bir ima ve işaret sizi diğerlerinden kolaylıkla tefrik edilebilecek bir insana, bir fikre, bir duruşa, bir düşünme ve eyleme biçimine, bir zevk ve estetiğe, bir millete, bir mekâna, bir inanca götürüyorsa burada bir üsluptan bahsedebiliriz demektir.
Eğitimin üslubu tam da budur. Üslupsuz bir edebiyattan, bir sanattan, bir mimariden nasıl bahsedilemezse üslubu olmayan bir eğitimden de herhalde bahsedilemez. Bir başka şekilde söylersek üslupsuz bir eğitimin talim-terbiye yönü yani kendisi değil ancak sahanın dışında kalan üslupsuzluğu konuşulabilir.
Türkiye dün ve bugün birçok konuda olduğu gibi eğitimdeki üslupsuzluğunu da evrensellik, medeni dünya, bilimsellik gibi slogan değeri yüksek fakat içi boş söylemler üzerinden kapatmaya çalışıyor
Sayfa 444Kitabı okudu
Dünya çok şık ve hoş görünen mutsuz insanlarla dolu farkında mısın?
Sayfa 112Kitabı okudu
Filipus kemik ezici, gelenek çiğneyici, topluluk bölücü, hükümeti hiçe sayıcı, yasaklanmış, illegal, yeryüzü ve gökleri sarsıcı, alıl erdirilemeyici Krallık Müjdesi’ni vaaz ediyordu! Krallık Müjdesi öyle güçlü bir kuvvet ki, hangi çağ, kültür, zaman olursa olsun hiç fark etmez çünkü Krallık Müjdesi’nin gücü hem dünya sisteminin hem din sisteminin tapasını çıkartacak kadar kuvvetlidir. Krallık Müjdesi ulusların temellerini sarsar. Evet bizim günümüzde de! Krallık Müjdesi tövbesiz insanın kulağına hainlik gibi görünür.
Kızlar, çoğunlukla kendi kendilerine, insanın içine baygınlık veren birtakım yüksek hayaller kurarlar, ancak kafada yaşayan birtakım yüzler yaratırlar. İnsanlar, duygular, dünya üzerine masalımsı düşünceler uydururlar. Sonra da, hayal ettikleri bulunmaz özellikleri pek öncesine, birinin üzerine konduruverirler, buna kendileri de inanırlar. Seçtikleri, adamda onların sevdiği işte bu hayali yaratıktır. Gelgelelim, daha sonra, iş işten geçip de felaketin içine gömüldüler mi, öylesine süsledikleri o aldatıcı görünüş, ilk tapındıkları put iğrenç bir iskelet oluverir.
Sayfa 20Kitabı okudu
