Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
KABİR AZÂBINDAN ALLÂHÜ TEÂLÂ’YA SIĞINMALIDIR
Her Müslüman, nefsin ve şeytanın şerrinden, gafletten ve kabir azâbından Allâhü Teâlâ’ya sığınmalıdır. Zira Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem, bunlardan, Hazret-i Allâh’a sığınmışlardır. Kabir azâbından Allâhü Teâlâ’ya sığınmak, kabre girmeden evvel azâptan kurtulmaya vesile olacak ameller işleyerek olur. Bu amelleri işlemek,
173 syf.
·
Puan vermedi
Küçük ipuçları içerir
Bu kitapta dikkatimi çeken , kitabın başlangıcı "Ruhun Dirilişi" sonu ise "Ölümden Sonra Kaçış" başlığı altındadır. İnsanlığın varlığının bir ön izlemesi olan dünya hayatında 'ruhun dirilişini' yakalayabilirsek , varlığımızın ebedi olacağı 'ölümden sonra kaçış (âhiret)' için o kadar yol kat etmiş oluruz. Genel olarak özetlemek gerekirse Sezai Karakoç varlığın anlamını bulmada insanların felsefe , din ve sanata başvurduğunu vurgular. Dini olarak Ruhun Dirilişini mucizeler ile Tek Tanrı (Allah) ile peygamberlerin yaşamları ile açıklar . Felsefi olarak Nietzsche, Camus, Marx gibi düşünürlerin ruhu dinin gördüğünden tam zıttı olarak gördüğü hatta "ruhun ölümü" için neler yaptıklarına değinmiştir.Son olarak sanatı da insanın kısmi sanatın özünü yakalayarak ilahi hayranlığını dışa vurma biçimi olarak görmüştür. Madde , ruh , ölüm, diriliş,ahiret ,sanat, felsefe vb. konuların ele alınarak analizi yapılan "Ruhun Dirilişi" kitabı derin anlamlar barındırması bakımından tekrar tekrar okunması daha iyi kavranması gerekilen bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Ruhun Dirilişi
Ruhun DirilişiSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 20071,777 okunma
Reklam
Bugünkü İslam dünyasını yiyip bitiren en tehlikeli hastalık dünya hayatına haddinden fazla değer verip her şeyi orada aramak, zaman zaman ortaya çıkan mide bulandırıcı hadiselere boş gözlerle bakmak ve hayata fazlasıyla değer vermektir. Ne kadar acıdır ki bugün İslâm âlemini hiçbir hadise harekete geçirmiyor, hiçbir hadise ilgilendirmiyor. Hiçbir sapıklık ilgilendirmiyor, hiçbir kötülük harekete getirmiyor. Düşündüğü şey midesi ve fiyakası... Fakat Kur'ân-ı Kerim ve Hz. Peygamber'in (s.a.v) hayatının tesiriyle şayet bu iki esas kalbe yol bulabilirse; imanla-nifak, yakinle-şüphe, yakin menfaatlerle-ahiret yurdu, vücudun rahatlığıyla-kalbin nimetleri, tasasız bir hayatla-şehitlik şerbeti arasında korkunç bir mücadele başlar. Bütün peygamberlerin kendi devirlerinde başlattıkları bir mücadeledir bu. İşte dünya ancak bu mücadele ile rayına oturur, huzur bulur. O zaman İslâm âleminin her köşesinde ve bütün Müslüman ailelerde "Gerçekten onlar, Rablerine iman eden birkaç gençti. Biz de onların hidayetini arttırmıştık. Ayağa kalkıp da bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Asla O'ndan başkasına tapmayız; o takdirde muhakkak saçma söylemiş oluruz." ayet-i kerimesi nin ifade ettiği ayağından saçının son teline kadar iman yüklü genç nesiller yetişecektir. O zaman cennetin kokuları etrafa yayılacak, Asr-ı Saadetin meltemi esecek ve hiçbir yönüyle eski dünyaya benzemeyen bir İslâm âlemi doğacaktır.
Kabir azabının gerçek sebebi, dünya sevgisi olduğu bilindiği gibi, bu azabın dereceleri de değişik olduğu bilinsin: Kabir azabı bazı kimselere daha fazla, bâzısına da az olur. Dünyaya olan sevgisinin derecesine göre... Bu itibarla bū- tün dünyada bağlılığı yalnız bir şeye olan bir kimsenin azabı, azâmet, mevki ve makâm sahibi olup dünyanın bütün
Manisa günlükleri
Revak Sultan, Saruhanoğlu İshak Çelebi’nin iktidarı sırasında Manisa’da yaşamıştır. Halvetiye Tarikatı şeyhlerinden olan Revak Sultan, İshak Çelebi’nin kendisine temlik ettiği arazi ile türbe ve tekkesini yaptırmıştır. Horasanlı Berrek (Barak) Sultan’ın oğludur. Anadolu’nun önemli şahsiyetlerinden olan Karaca Ahmed ile aynı zamanda Manisa’da bulunmuş ve onunla irtibatı olmuştur. Karacahmet Mezarlığındaki Karacahmet ile aynı zaattır. Hatta mezarının yeni yapılan İstanbul otobanının yakınlarında olduğu ifade edilmektedir. Bu da ek bilgi olarak burada kalsın :) Revak Sultan hakkındaki en önemli kaynağımız, İshak Çelebi tarafından zaviyesine temlik edilen yerler için yazılmış olan vakfiyesidir. Revak Sultan dünya ve lezzetlerinin geçici olduğunu, insanı mutlak manada mutlu etmediğini anlayınca kendisini ahiret için çalışmaya yöneltmiştir. Beldelerin fatihi olan İshak Çelebi, Revak Sultan’a kendi mülkünden olan birçok arazi ve köyü vakfetmiştir.Bu yerlerden elde edilecek gelir tekkede, Tarikat-ı Halvetiye erbabından şeyh olacak zat vasıtasıyla her sene üç gün halkın işleri için harcanacak ve kalan ile tekkenin tamiri ve oradakilerin maişeti ve fukaranın yiyip içmesi temin edilecektir. Hâsılattan geri kalan kısım ise tarîk fukarasına sarf edilecektir.Manisa’da ilk kurulan zaviyelerden olan Revak Sultan Zaviyesi şuan ki türbesinin hemen yanında bulunmakta iken, 1549 yılında harap olmuş ve günümüze kadar ulaşamamıştır. Son yıllarda bu bölge çok şükür tekrar ihya edilmiş ve ayağa kaldırılmıştır.
510 syf.
·
Puan vermedi
Kur’an ve İnsan
Muhammed Abid el Cabir Kur’an giriş adlı çalışması hem bize Kur’an-ı anlama hem tarihi sosyolojik ve insan psikolojin anlama ile Allah ve insan imtihan ile dünya ve ahiret hayatına ilgili deltayı bilgiler sunuyor... Felsefe ve dinin anlamak istediği bir akıl ile insanı kendini bir sorgulamaya çalıştırıyor... Cabir’in çalışmaları bize tarih sorgulama sunuyor. Kendimizin tarihin mecrasında ve geleceğe yönelik bir inşa ve irşad tasarım olarak müslüman aklın önünedeki engeleri kaldırmak isteniyor..
Kur'an'a Giriş
Kur'an'a GirişMuhammed Abid el-Cabiri · Mana Yayınları · 201124 okunma
Reklam
Son hutbesinde (vefatına yakın) şöyle dedi: "Ey insanlar! Dünyâdan sakının ve ona güvenmeyin. Âhireti dünyâdan üstün tutun. Ve yalnız Âhireti sevin. Zira; dünyâ ile Âhiret'ten birisi sevildiği zaman diğeri sevilmemiş olur..."
ÖLSEK DE RAVZA’NI RÛHUMUZ BEKLER
“Dünya ve âhiret Efendimiz’e” Bir ulu’l-emr idin, emrine girdik Ezelden biâtli hâkânımızsın Er idik sâyende murada erdik, Dünya ve âhiret sultanımızsın… Unuttuk İlhan’ı, Kara Oğuz’u
Tarih şahittir ki, Müslümanlar içinde Peygamber Efendimizi en çok seven millet, Türklerdir. Allah’ın sonsuz rahmeti, bütün şehit ve gazîlerimizin üzerine olsun…Kitabı okudu
Ahiret Dünya ile kazanılır. Şuur şuuraltı ve lâşuurla zenginleşir; akıl içgüdüyle kamçılanır. Bütün bunlar bize bir yaradılışın olduğunu ve bu yaradılışın bir anlam taşıdığını gösteren düşünceler ve işaretlerdir.
Selef-i sâlihinden bir zât diyor ki:
"Eğer güneş, kıyamet günündeki şekli ile dünya üzerine doğmuş olsa, bütün yeryüzünü yakardı. Kayaları eritirdi ve nehirleri kuruturdu.”
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.