400 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
spoilerli ─ sukur sonunda bitirdim
kitabi bayagi begendim. ama okurken insana kendini cok salak hissettiriyor, soylemeden gecemeyecegim. yahu kopek ve 4 yasindaki cocuk bile zehir gibi nasil mumkun bu??? herkeste inanilmaz bi dahilik var. calvin'in sonunun boyle olacagi kitabin baslama seklinden belliydi. cocuk var, anne var, babadan soz edilmiyor. ve ne hikmetse iki bolum
Lessons in Chemistry
Lessons in ChemistryBonnie Garmus · Doubleday · 20222,167 okunma
125 syf.
·
Puan vermedi
·
32 saatte okudu
celal şengör: armstrong az bile anlatmış (!)
(bu uzun bir incelemedir. okuyana/okuyanlara şimdiden teşekkür ederim.. incelemeyi uzun diye okumaya üşenen varsa incelemeyi ses kaydına alıp da buraya ekleyebilirim. maksat inceleme konusunda daha fazla insan bilgi/fikir sahibi olsun..) 12 haziran 2024 tarihinde uygulamada
Varsayalımismail
Varsayalımismail
adlı kullanıcının şu alıntısını gördüm;
Atatürk'ün Armstrong'a Cevabı
Atatürk'ün Armstrong'a CevabıSadi Borak · Kaynak Yayınevi · 200034 okunma
Reklam
Jean Luc Godard'ın Kendi Halinde Yaşamak filminin bütün senaryosu, episodların arka arkaya sıralandığı tek bir sayfaya sığabilmişti. İşte bu kadar... Senaryo diye nitelendirilebilecek herhangi bir metin yoktu. Filmin oyuncuları duruma uygun olarak o anda ne gerekiyorsa öyle diyalog kuruyorlardı.. Yahut başka bir filmi, John Cassavetes'in Gölgeler adlı muhteşem filmini örnek verelim. Bu film kelimenin tam anlamıyla bir doğaçlamadır. Filmin dramaturjisi önceden değil de, çekilen episodların kurgulanması sonucunda ortaya çıkmıştı.
Günümüzün Müslümanı İslâmî kaynaklara uzak, hatta ona düşman bir düzen, bir düşünce yapısı ve bir medeniyet içinde yaşadığı için "mevcut duruma!" da dayanmayı imkânsız görüyor. Yürürlükte olan toplum yapısının değerleri onun kulluk görevine uygun düşmüyor. Böylece Müslümanı içinde yaşadığı toplumun gerçek öğelerinden biri olarak anlamamız (o, varlığını tavizsiz bir biçimde ortaya koyup, kendini nassların çerçevesinde kabul ettirmediği sürece) imkânsız.
Kafamda Deli Sorular
Geleneksel bazı yemeklerin nasıl ortaya çıktığını ve yine bazı yemeklerin adlarının nasıl bir mantıkla verildiğini bazen çok merak ediyorum. Yeni türeyen yemeklerde durum belli. Aşçılar yani daha havalı söyleyişle lezzet şefleri günlerce, haftalarca uğraşıp, deneme yanılma yöntemiyle, günümüzde çoğu kişinin adını bile bilmediği, bizimkiler gibi
Yandaki küçük yemek odasında, babayı görebiliyorduk, volta atıyordu. O, bu duruma uyacak hangi tavrı takınacağını henüz belirlememişti anlaşılan. Belki de bir duruş seçmeden önce olayların akışının netlik kazanmasını beklemekteydi. Araf’ta kalmış gibiydi bir nevi. İnsanlar bir komediden diğerine sürüklenirler. O arada oyun sahneye konmamıştır, henüz oyunun sınırlarını, kendileri için biçilen uygun rolü algılayamazlar, öyle olunca da orada, olayların karşısında kalakalırlar, boş gezerler, içgüdüleri şemsiye gibi kapanmıştır, tutarsızlıklar içinde sallayıp attırıverirler, kendi özlerine indirgenmişlerdir, yani bir hiçliğe. Bakacak trenden mahrum öküzler.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.