Yandaki küçük yemek odasında, babayı görebiliyorduk, volta atıyordu. O, bu duruma uyacak hangi tavrı takınacağını henüz belirlememişti anlaşılan. Belki de bir duruş seçmeden önce olayların akışının netlik kazanmasını beklemekteydi. Araf’ta kalmış gibiydi bir nevi. İnsanlar bir komediden diğerine sürüklenirler. O arada oyun sahneye konmamıştır, henüz oyunun sınırlarını, kendileri için biçilen uygun rolü algılayamazlar, öyle olunca da orada, olayların karşısında kalakalırlar, boş gezerler, içgüdüleri şemsiye gibi kapanmıştır, tutarsızlıklar içinde sallayıp attırıverirler, kendi özlerine indirgenmişlerdir, yani bir hiçliğe. Bakacak trenden mahrum öküzler.