"Ne olur meraklı insan olun; duyarsız, ilgisiz, heyecansız insan olmayın. Merak etmeye kendinizi alıştırın. Öğrenmenin başı merak etmektir. Üzerinize vazife olmayan şeyleri de merak edin. Bir merakınız olsun. Öğrenmeye doymayın."
Öğle güneşi keskin, beyaz ışınlarını yayıyordu. Havada tek bulut yoktu, yaprak kımıldamıyordu. Her şey böyle dinlenirken, sadece gökyüzünde kızışan yuvarlağın ışığı yükseliyordu. Mail ıssızdı, yere karaağaçların ağır ve kımıltısız gölgesi inmişti. Duvarların kenarında bulunan çukurun dibinde yol bekçisi uyukluyordu. Kuşlar susmuştu. Dörtte üçü
Ne olur, meraklı insan olun; duyarsız, ilgisiz, heyecansız insan olmayın. Merak etmeye kendinizi alıştırın. Öğrenmenin başı merak etmektir. Üzerinize vazife olmayan şeyleri de merak edin.
"Sevgili gençler, Gözümüzün bebeği, geleceğimiz gençler! Ne olur, meraklı insan olun; duyarsız, ilgisiz, heyecansız insan olmayın. Merak etmeye kendinizi alıştırın. Öğrenmenin başı merak etmektir. Üzerinize vazife olmayan şeyleri de merak edin. Başta tabiatı merak edin. Mesela barajlardaki su seviyesini, buğday rekoltesini, fındık taban fiyatlarını, bu sene gelen turist sayısını, en çok hangi filmin izlendiğini, en fazla hangi kitabın satıldığını, hangi müzenin gezildiğini, arkeolojik kazılarda neler bulunduğunu, nerenin nesi meşhur olduğunu merak edin"
Filistin'de yaşananlara duyarsız kalındığını, Filistin'in sahipsiz bırakıldığını gören Şeyh Ahmet Yasin, ölmeden bir yıl kadar önce dünya Müslümanlarına hitaben sitem dolu bir mektup kaleme aldı. Mektubunda ümmeti Allah'a şu sözlerle şikâyet etti:
Allah'ım! Ümmetin suskunluğunu sana şikâyet ediyorum!
Ben ki kocamış bir