Marguerite Duras'ın 1984 Goncourt Ödülünü alan ve 34 dile çevrilen kitabı "Sevgili", Marguerite Duras'ın 70 yaşındayken yazdığı, duygusal yoğunlukla yalınlığın birleştiği bu roman, on beş yaşındaki yoksul beyaz 1 kızın, Vietnam'da, 1 nehir üzerinde yaptığı vapur yolculuğu sırasında, kendinden 2 kat yaşlı, zengin 1Çinliyle tanışmasının, o adamla aşkı keşfetmesinin öyküsünü ve kendi aile içi ilişkilerinde aile bireyleri ve annenin tüm bu yaşadığı durumlar içindeki genel tavrı kitaptaki en etkileyici bölümlerdi bence en iç burkan olayları anlatırken, bazı yerler vardı ki okurken bile isyan ettirdi beni, çok gerçekçiydi anlatımı durağan olsa bile...
Yazarın kendisi de, 17 yaşına kadar, 1Fransız sömürgesi olan Vietnam'da kaldığından dolayı romanda otobiyografik öğeler de bulunmaktadır. Kitabin filmi de varmış henuz izlemedim...
"Sevgili" ölmeden önce okunması gereken #1001kitap arasındadır ki yazarı okumaya devam edeceğim, kurduğu tüm psikolojik durumlar çok sarsıcıydı, herkese sağlıklı mutlu huzurlu keyifli okumalar...
SevgiliMarguerite Duras · Sel Yayınları · 2017941 okunma
Öncelikle kitabın oluşumuna neden olan bizi yani bir kişinin oluşumuna sebep olan en önemli yapıyı (aileyi) incelemek gerekir.Aile bir sistemdir.Nasıl makinanın bir parçası eksik olunca işlevlerini yerine getiremediği gibi ailenin de makine gibi bir parçası eksik olunca işlevleri yerine gelmez.Aile olmak toplumdaki bireylerin algıladığı kadar
İçimde değişik duygularla okuduğum bir kitap... Ne düşünüp ne hissedeceğimi bilmediğim paragraflar, satırlar, Peyami Safa'ın müthiş duygu yansıtmaları...
Kendimi o hastane odasında hapsolmuş hissedişim. Ufunet basıp ara ara kitabı kendimden uzağa atışım. Okurken ciddi zorlanışım. Bitkinliği, yılgınlığı birebir o satırlarla beraber yaşamam... İşte böyle bir kitap...:)
Benim için Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'nu anlatmak, incelemek zor hatta biraz can yakıcı...
Hisler yukarda kalsın Edebi açıdan bakınca muhteşem bir kitap. Peyami Safa kalemine hayran olduğum bir yazar. Okura duyguları geçirme konusunda daha iyi bir kalem yok gözümde, türk edebiyatında...
Yıllar önce 14 15 yaşlarımda okumuştum bu kitabı. Ama esas vakti şimdiymiş. Canımı yaktı, farkına vardırdı, içinde bulunduğum durumu aslında kolaylaştırdı :) Otobiyografik ögeler barındırması üzdü. Vesaire vesaire.....
Benim için duygusal, sulugöz bir inceleme oldu...:)
Okuyun, farkedin ve asla bir hastaya seni anlıyorum demeyin. Belki sadece yanındayım demekle yetinin...
Sadık Hidayet'in okuduğum bu ikinci kitabı, beni kalemine ve ruhuna hayran bırakmaya devam ediyor. Kitap öykülerden oluşuyor. İlk öykü ise kitabın adını aldığı "Diri Gömülen", bu bölüm oldukça harabe. Dibe vurmuş, gözünde hiçbir şey olmayan bir adamın korkunç hisleri ve kendini öldürme çabası aktarılıyor. Eğer duygusal olarak zor bir dönem geçiriyorsanız, kitabı daha sakin olduğunuz bir dönemde okumanızı ya da bu hikayeyi sonra okumak üzere atlamanızı tavsiye ederim çünkü çelik gibi olan sinirleri bile geriyor. Diğer öyküler kısa tutulmuş, Müslüman İran'ı hicveden bir ima, Müslümanların ikiyüzlülüğü, ateşperestlik gibi İran din tarihinden izlerle birlikte Müslüman İran'ı hicveden bir ima da var. Öykülerde dışlanmışlık ve yalnızlık teması ağır basıyor. Son öyküde Kaf Dağı, Hayat Suyu, Ejderha, Zümrüdüanka gibi İran mitolojisinden alışkın olduğumuz ögeler, Hz. Yusuf'un hayatından alınan ilhamla harmanlanmış, Binbir Gece Masalı tadında esere veda ediyoruz.
Diri GömülenSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 20152,500 okunma
Duygusal bakımdan doyurucu ve istikrarlı olan evlilikler, kadının ve erkeğin rollerinin kesin sınırlarla birbirinden ayrıldığı evliliklerdir; karı koca, rekabet içinde değil birbirini tamamlayan öğeler konumundadır.
Merhabalar :) Bugün, Hasan Ali Toptaş'ın "Kuşlar Yasına Gider" adlı kitabıyla geldim. Yazarla bir okur olarak ilk tanışmam bu kitapla olmuştu. Oldukça sade, abartısız, naif bir dil kullanılmış kitapta. Bazı yerlerde fazla tekrar var ama ben genel olarak kitabı çok beğendim. Film tadındaydı. Kitabımızın isimsiz kahramanı kitap
“Altın Defter” 2007 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Doris Lessing’in 1962 yılında yayınlanan romanı. Yayınlandığında çok dikkat çeken ve Time dergisi tarafından 1923 yılından bu yana İngilizce yazılan en iyi 100 romandan biri olarak değerlendirilen Altın Defter bir kadın yazarın, Anna Wulf’un gözünden bireyin iç dünyasını, toplumla ve karşı cinsle
Duygusal bakımdan doyurucu ve istikrarlı olan evlilikler, kadının ve erkeğin rollerinin kesin sınırlarla birbirinden ayrıldığı evliliklerdir; karı koca, rekabet içinde değil birbirini tamamlayan öğeler konumundadır.