“İşte bu nedenle boşlukta biçim yoktur; duyum yoktur; algılama yoktur; irade yoktur; bilinç yoktur; göz, kulak, burun, dil, gövde ve akıl yoktur; görme, işitme, koklama, tat alma, dokunma ve düşünme yoktur; bakış yoktur, algılayış da bilgisizlik de yoktur, bilgisizliğin sonu da yaşlanma ve ölüm de yoktur, yaşlanma ve ölümün sonunda acı çekme de yoktur; acı çekmenin sona ermesi yoktur ve yol yoktur; bilgelik yoktur ve erme yoktur.”
Sayfa 138