köye bakan mezarlıkta tek başımaydım, ta ki gebe bir kadın gelene kadar.
o ceset taşıyıcısına yakından bakmak zorunda kalmayayım, şişkin bir karın ile dümdüz olmuş mezarlar arasındaki, yalancı bir vaat ile her vaadin sonu arasındaki karşıtlığa kafamı takmayayım diye, hemen çıktım oradan.