Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sonsuz hızda zaman durur. Sonsuz hızın ötesinde ise zaman geri akmaya başlar. Çünkü aynı anda her yerde olabiliriz. (Ebrehe'den Bünyamin'e)
Sayfa 183Kitabı okudu
İhsan Oktay anar 1995 yılında yayımlanan ve günümüzde bile en çok okunan kitaplar arasında yer alan pudlu Kıtalar atlası romanı müthiş bir dehanın ürünüdür hiç tartışmasız Romanda descartes'in cogitosuna yapılan göndermeler ebrehe'nin bünyamin'le sohbetleri hem bir felsefi çözümleme hem de edebi bir hüner olarak görülmelidir
Reklam
" Tabiatta yedi çeşit cisim olduğunu bilirsin mutlaka" dedi, "Ancak, altın, gümüş, kükürt,kalay, bakır, kurşun ve harısiniden ibaret olan bu yedi cisim yanında bir sekizincisini olduğunu pek az kişi bilir. Biz sekizinci cismi elde etmeye çalışıyoruz". " Elkimyacıların aradığı filozof taşı ovmasın bu ?" "Hem evet, hem hayır. Fakat bir çok bilgin, filozof taşıyla belki de bizim aradığımız şeyi kastetmiş olabilir". " Peki, sizin aradığınız o sekizinci cisim ne ?" Ebrehe bu soruyu işitince duraksadı. Sanki bir sırrı verip vermemekte tereddüt ediyordu. Neden sonra gülümsedi ve fısıltıyla, "Yaratılmamış olan" dedi, " Biz yaratılmamış olanı arıyoruz". Bu cevap Bünyamin'i afallattığında, sözlerinin bıraktığı etkiyi gören Ebrehe'nin memnuniyeti yüzünden okunuyordu. Delikanlının kafasını iyice karıştırıp, kendin karanlık gölgesini onun zihnine sokmaya oldukça kararlıydı
Sayfa 145 - İletişim
‘’Çok şey biliyormuş gibi konuşuyorsun. Ancak fazlasıyla silik birisin. Ağzından çıkan sözler beni şaşırtıyor, sanki biri bu sözleri kulağına fısıldıyor gibi. Kimbilir, belki de birinden ilham alıyorsun.’’ (Büyük Efendi Ebrehe ile Bünyamin arasındaki diyalog) * * * Cevap: Babası Uzun İhsan Efendi’den ve Onun yazdığı Atlas’tan,Yani kitabın yazarı
İhsan Oktay Anar
İhsan Oktay Anar
dan
Sayfa 145 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Büyük Efendi Ebrehe, Bünyamin...
Ah! Keşke dünyayı da senin gibi seyredip, senin ona baktığın gibi bakabilseydim! Oysa ben ona bir güç malzemesi olarak bakıp onda kendi karanlığımı gördüm. Hayatım boyunca görebildiğim en iyi, en güzel şey sendin.
Sayfa 217Kitabı okudu
Ebrehe, silahını temizleyen yeniçeriye adamın suçunu sorduğunda, onun vaktiyle Venedik balyosunun kâtibi olduğunu, ama sonradan meslek değiştirip cerrahlığa başladığını ve evinde bir cesedi kesip biçerken yakalandığını öğrendi. Bünyamin'e dönerek, - "Görüyor musun?" dedi, "Bilme tutkusu insanları nasıl bir sona sürüklüyor. Görmek, duymak, bilmek ve öğrenmek isteyen şu zavallı cerraha gösterilmeyen saygı, sadece karanlığı, soğuğu ve sessizliği algılayan ve hiçliği bilen bir cesede gösteriliyor. Onu katleden bu insanlar evlerine döndüklerinde belki de çocuklarına Kubelik'in acı sonunu ibretle anlatacaklar ve bilginin tehlikelerini birer birer sayacaklar".
Sayfa 163Kitabı okudu
Reklam
Ebrehe, silahını temizleyen yeniçeriye adamın suçunu sorduğunda, onun vaktiyle Venedik balyosunun katibi olduğunu, ama sonradan meslek değiştirip cerrahlığa başladığını ve evinde bir cesedi kesip biçerken yakalandığını öğrendi. Bünyamin'e dönerek, -"Görüyor musun?" dedi, "Bilme tutkusu insanları nasıl bir sona sürüklüyor. Görmek, duymak, bilmek ve öğrenmek isteyen şu zavallı cerraha gösterilmeyen saygı, sadece karanlığı, soğuğu ve sessizliği algılayan ve hiçliği bilen bir cesede gösteriliyor. Onu katleden bu insanlar evlerine döndüklerinde belki de çocuklarına Kubelik'in acı sonunu ibretle anlatacaklar ve bilginin tehlikelerini birer birer sayacaklar."
Sayfa 163Kitabı okudu
Ebrehe, silahını temizleyen yeniçeriye adamın suçunu sorduğunda, onun vaktiyle Venedik balyosunun kâtibi olduğunu, ama sonradan meslek değiştirip cerrahlığa başladığını ve evinde bir cesedi kesip biçerken yakalandığını öğrendi. Bünyamin'e dönerek, - "Görüyor musun?" dedi, "Bilme tutkusu insanları nasıl bir sona sürüklüyor. Görmek, duymak, bilmek ve öğrenmek isteyen şu zavallı cerraha gösterilmeyen saygı, sadece karanlığı, soğuğu ve sessizliği algılayan ve hiçliği bilen bir cesede gösteriliyor. Onu katleden bu insanlar evlerine döndüklerinde belki de çocuklarına Kubelik'in acı sonunu ibretle anlatacaklar ve bilginin tehlikelerini birer birer sayacaklar".
Ebrehe, silahını temizleyen yeniçeriye adamın suçunu sorduğunda, onun vaktiyle Venedik balyosunun kâtibi olduğunu, ama sonradan meslek değiştirip cerrahlığa başladığını ve evinde bir cesedi kesip biçerken yakalandığını öğrendi. Bünyamin'e dönerek, - "Görüyor musun?" dedi, "Bilme tutkusu insanları nasıl bir sona sürüklüyor. Görmek, duymak, bilmek ve öğrenmek isteyen şu zavallı cerraha gösterilmeyen saygı, sadece karanlığı, soğuğu ve sessizliği algılayan ve hiçliği bilen bir cesede gösteriliyor. Onu katleden bu insanlar evlerine döndüklerinde belki de çocuklarına Kubelik'in acı sonunu ibretle anlatacaklar ve bilginin tehlikelerini birer birer sayacaklar”.
Ebrehe'ye ait olan bu dünya merak duygusunu kamçılıyor, düş gücünü kanatlandırıp ona sahte bir özgürlük duygusu veriyordu. ... Kararını vermişti. Özgürlük duygusu, özgürlüğün kendisine galip gelmiş, Bünyamin sırrı çözmeye and içmişti.
Sayfa 174 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bünyamin, topacın içinde resmedilen insan şeklini görünce şaşırmıştı. -"Döndürülmeye hazır ve içinde insan olan bir topaç" dedi, "Ne kadar garip bir tasarı! Peki neye yarıyor?" Ebrehe anlatmaya başladı: - Sana garip gelen bu tasarı, kıyametin yakında geleceğini anlayan ve işlediği onca günahtan sonra kurtuluş için fazla bir umut taşımayan birinin tek kaçış yolu.
Sayfa 179Kitabı okudu
Yılın yedinci dolunayından üç gün önce bu meseleyi halletmek için şiirinin bulunduğu torbayı açtığında kâğıtların karıştırılmış olduğunu farketti. Üstelik şiiri düzeltilmiş, mısraya bir elifin eklenmesiyle failun tutturulmuştu. Bünyamin bunu yapanın Ebrehe olduğunu hemen anladı. Ama şiirin üzerinde, çoktan kuruyan kıskançlık gözyaşlarını göremedi.
Sayfa 198Kitabı okudu
Bu aynanın üzerinde ise birtakım yazılar vardı. Bünyamin dikkatle baktığında, bu yazıların ayna yüzeyine yapışmış sayısız kum tanesinden oluştuğunu farketti. Fakat yazılara dokunmak mümkün değildi. Çünkü arada yarım parmak boşluk kalacak şekilde, ayna bir cam tabakayla örtülmüştü. Bu tuhaf nesne, Ebrehe'nin hayatını değiştiren Kehanet Aynası'nın ta kendisiydi.
Sayfa 176Kitabı okudu
Bünyamin'in gözü Ebrehe'nin üstündeydi. Demek Zülfiyar'ın efendisi bu köse, kara giysili, çatlak sesli kişiydi hem kendisinin, hem de babasının kaderini değiştiren bu yarasa kılıklı, tuhaf tavırlı, saydam tenli uğursuzdu.
Sayfa 121Kitabı okudu
Sofada Bünyamin'le başbaşa kalan Ebrehe ona şunları söyledi: - "Yolun sonu göründü sevgili Bünyamin. Benimle birlikte büyük bir bilgi kaynağı da yok olacak diye çok üzülüyorum. Kastettiğim şey, teşkilatın yıllardır biriktirdiği bilgiler. Uzak ülkelerdeki casuslar merkezden haber alamayacakları için artık dağılıp gidecekler. Hazine
Sayfa 215
62 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.