Bir; Pagan Dinler.
İki; Kitaplı, Peygamberli ya da Suni Dinler. Yani bir peygamber tarafından oluşturulan dinler.
Pagan Dinler, yani çoktanrılı dinler, doğal dinlerdir. Tüm toplumun kolektif düşüncesi ve bilinciyle oluşturulur Pagan Dinler. Ama Kitaplı Dinler, bu işi tek başına Tanrı’dan, Allah’tan, Yahve’den mesaj aldığını, vahiy aldığını iddia
Her hikaye biraz eksik başlar. Herkes yarımdır biraz. Boşa konsa dolmaz, doluya konsa sığmaz. Bir de Münip Efendi gibiler var. Hiç bir yeri doldurmayan, bir yere sığamayan, var ama yok gibi insanlar.
Maziye bakmadan, onu öğrenip gerekli dersleri çıkarmadan bugün yaşadıklarınızın ne anlama geldiğini, yani hâlinizi değerlendirebilir misiniz? Bu hiçbir açıdan mümkün değildir. Başarı mı istiyorsunuz, o zaman maziyi bilmekle yükümlüsünüz. Çünkü istikbalde nereye gitmeniz gerektiğini size en iyi mazi söyler. Mazi ne diyecek o zaman bize biliyor musunuz? Bütün dünyanın hayranlık duyduğu Süleymaniye'den, Selimiye'den daha üstün eserler ortaya koymanız lazım. Şiirde, sanatta, edebiyatta dünyanın hayranlıkla okuyacağı yeni mazmunlar, benzetmeler, imgeler, teşbihler ortaya koymalı şairlerimiz. Bestekârlarımız öyle besteler yapmalı ki Dede Efendi'yi, Itri'yi geride bırakmalı ve dinleyenin başını döndürmeli. Yönetimi bir sanat olarak ele alıp öyle bir yönetim tarzı ortaya koymalıyız ki dünya hayranlıkla izlemeli bizi. Zulmün olmadığı, zalimin alkış- lanmadığı, mazlumun öncülüğümüzden gurur duyduğu bir dünya hayal ediyorum. Zalimlerin çiçeklerle karşılanmadığı, zalimlerden utanılan bir dünya hayal ediyorum. Zulme bulaşan birinin, "Eyvah, ben ne yaptım!" dediği bir dünya... İşte bunu ancak maziye baktığımızda, atalarımızın kurduğu dünyayı gördüğümüzde hayal edebiliriz. Çünkü onlar böyle bir dünya için savaştılar. Maziye bakmayanın hâlini anlaması mümkün değildir. Halini bilmeyenin de istikbalinden söz edilemez.
Kalbim bir çöldü.Hiç birşey yetişmiyordu.Hiç bir su yoktu.Onlar beni çekingen ve efendi biri bildiler.
Yazarın ,Bir Katilin Güncesi kitabını okumuştum ve çok beğendiğimden diğer kitabı Veda olan romanını da okudum.
Bir Katilin Güncesi kitabı seri katili konu ediyor. Cinayetin işleyişinden ziyade ,katilin iç dünyasına çekiyor bizleri .Ve yetmişli yaşlarında Alzheimar'a yakalanıyor .Sonu merak uyandıran bir kore Edebiyatı romanı .
Alıntı ,
Acı çekmeden ölmek tek tesellim.Çünkü ölmeden önce bir aptala döneceğim.
İnsanların ağız alışkanlığıyla kullandığı tesadüf kelimesine inanmamak ,bilgeliğin başladığı nokta.
Veda ,
İnsanlar çok kalpsiz ,kendileri karanlık ve kasvetliyken hümanoidlerin parlak ve neşeli olmalarını istiyorlar.
Profesörün oğlum diye tasarladığı bir robotun başına gelen olaylarla insan kavramını ,insanı insan yapanın ne olduğunu sorgulatan sert bir kitap.Kimdir insan ?sorusuna cevap verdiği gibi ÖLÜM hakikatini de bir kez daha gözler önüne seriyor biz okuyuculara.
İnsanın kendi eliyle nasıl sonunu hazırladığını anlatıyor kitap.
Evet belki de bir süre ZEKİ insan ellerini herşeyden çekip biraz inzivaya çekilse hiç fena olmaz.Biraz da ilerlemesin dünya ,kendi haline kalsın .
Not , iki kitabı da altını çize çize okudum ve beğendim.
Mütarekeden sonra Müslüman köylerini basan, ahaliye zulmeden Pontusçu çetelere karşı koymak için Müslümanlar da çeteler kurmaya başlamıştır. Giresun'daki en etkili sivil kuvvet ise Giresunlu Osman Ağa ile Ordulu Yusuf Efendi'dir. Osman Ağa, I. Dünya Savaşı'nda topladığı 700-800 gönüllü ile Teşkilat-ı Mahsusa alayına katılarak Batum'da Ruslara karşı savaşmıştı. Mütarekeden sonra Giresun'a dönen Osman Ağa, Belediye Reisi Dizdarzade Eşref Bey'in sağlık nedeniyle istifası üzerine Belediye Başkanı olmuş ve Giresun Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin de başına geçmiştir.
Ezher âlimlerinden birkaç hoca, bir gün Mustafa Sabri Efendi'yi ziyarete gelmişler. Geliş sebepleri: "Efendim bilirsiniz Vaktiyle Maarif Bakanlığı da yapmış olan M. Heykel Paşa "Hayat-ı Muhammed" adıyla bir kitap yazdı, Paşa bu eserinde mucizeleri inkâr ediyor. Hepsini bir şeklide tevil ederek, açıklamaya çalışıyor. Peygamber'in Kur'ân'dan başka mucizeye ihtiyacı olmadığını anlatıyor. Mucizeleri tabiat kanunlarına aykırı diye kabule yanaşmıyor, peygamberi de, büyük insan, büyük dâhi insan diye anlatıyor. Halbuki, dünya büyük insanlarla dolu, insan çalışmakla, büyük insan ve dâhi olabilir. Peygamberlik ise Allah vergisidir, çalışmakla olmaz..." Ezher uleması bu esere bir reddiye-cevap yazması için, Hoca Efendi'den yardım istemişler. Çünkü heykel Paşa kitabında felsefî bahisleri de karıştırıyordu ki, Ezher âlimleri felsefe bahsinde pek bilgi sahibi değillerdi...
Sayfa 99 - 100 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Şeyhü'l-İslâm Mustafa Sabri Efendi-, Ezher Âlimlerinin Bir Ricası, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Yaşadığımız her ânın hafızamızda o ilk saniyelerdeki gibi canlı kaldığını düşünsenize. Ne fena, unutmak ne büyük nimet! Samet Doğan'ın aynı kitabında geçer: "Böyle zamanlarda her şeyi unutup gülmeye başlamak tuhaf, fakat olması gereken bu: Çiçek solar, güneş batar, yağmur ıslatır, süt ekşir, insan unutur." Unutalım sevgili okur.
Merhabalar kitapsevenherkes ailesi bugün size tarihi bir kurgu sevenler için harika bir öneri ile geldim. Beşir Ayvazoğlun'dan Çiçek hanımın hikayeleri
Bilirsiniz ki dünya kuruldu kurulalı kim bilir kaç iktidar namzeti, uğruna mücadele verdiği, kan döktüğü tahta oturamadan öte aleme göç etti.
Bu kitabın konuda da işte tam bu mücadelelerden