Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Edebiyatımıza bakın, o da samimiyet ve ciddiyetten mahrum. Ruhumuzun değil, fikrimizin mahsulü. Yani kaçak olarak sokulmuş efkâr ve hissiyattan mürekkeb,  sun'î bir muhassala.
Gördüm aşkın koyu rengini Bilsen buralar toz duman Beceremedim adam gibi unutmayı Ve şimdi ıssız sokaklar Yağmur artık sen kokmuyor Kalbim eskisi gibi heyecanla atmıyor Bir sızı yüreği yakıyor Bir efkar çöküyor Ertesine bir sigara daha sönüyor Anladım yoksun hiç olmamışsın Bilmem şimdi hangi yerde Kimlerle mutlusun
Reklam
Sonra genç adam yine söz aldı: ''Neşesizliği günah olarak nitelerken sanırım abarttınız," dedi. "Hiç de değil," diye yanıt verdim. "Eğer günah sözcüğünü, yakınlarımıza zarar vermek olarak anlıyorsak tabii. Birbirimizi mutlu edemememiz yetmiyormuş gibi, yüreğimizin bize zaman zaman bağışladığı sevinci de birbirimizden esirgememiz mi gerekiyor? Efkârlı olduğu halde mutsuzluğunu gizleyebilecek, yakınlarının neşesini yok etmeden onu kendi başına üstlenebilecek kadar kişilik sahibi olan tek bir insan gösterin bana! Bu efkâr, daha çok, kendi kişiliksizliğimizle ilgili içsel bir kaygı, kıskançlıkla iç içe, aptalca bir kendini beğenmişliğin kışkırttığı bir aşağılık duygusu değil midir? Mutlu edemediğimiz insanların mutlu olduklarını görüyoruz ve buna dayanamıyoruz.
Fakir Baykurt'un kronolojik olarak kitapları
Yılanların Öcü (1954),☑️ Irazcanın Dirliği (1961),☑️ Onuncu Köy (1961),☑️ Amerikan Sargısı (1967) Tırpan (1970) Köygöçüren (1973) Keklik (1975) Kara Ahmet Destanı (1977)
Kafamda sahici bir efkar, gülmek de ağlamak da bir kol mesafesindedir.
Reklam
Çürüksulu Mahmut Paşa'nın 31 Ekim 1919 tarihli Tasvir-i Efkâr gazetesinde de yayımlanan demecini, 17 gün sonra Sivas'ta okudum. "Ermenilerin aşırı isteklerine hak vermeksizin, sınırlarda birtakım düzeltmeler yapılmasına razı oluruz.", sözleri dikkatimi çekti. Doğu Anadolu'da Ermenistan lehine toprak bırakılacağına söz verme anlamına gelen bu cümlenin, barış komisyonu üyelerinden bir devlet büyüğü tarafından söylenmesi gerçekten düşünülecek ve şaşılacak şeydi. Bu yüzden 17 Kasım 1919 tarihinde, Çürüksulu Mahmut Paşa Hazretleri'ne yazmayı faydalı saydığım bir telgrafta, demecindeki belirttiğim cümleden dolayı, "Doğu Anadolu halkının çok haklı olarak son derece üzgün ve kırgın," olduğunu söyledikten sonra, "Erzurum ve Sivas kongreleri kararları uyarınca milletin Ermenistan'a bir karış toprak bırakmayacağını ve hükümet bu yolda acı bir mecburiyete boyun eğse bile, milletin kendi haklarını kendi savunmaya kesin karar verdiğini ve bunun dünyaya ilan edilmiş olduğunu" yazdım ve bu ulusun kesin kararlılığının, herkesten önce Barış Hazırlıkları Komisyonu'nun asıl üyelerince bilinmesi ve buna uymaları gerektiğini bildirdim.
Sayfa 284Kitabı okudu
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.