Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
o'ndan kalan fotoğrafa
kalbim hep o hülyayı anar, baktıkça sana teselli buluyorum yüzünde, anlasana oysa aldatılıyor tablolar meyhanede bir yanda resimleri yakan Eflâkî Dede öbür yanda Balıklı Manastırı'nda sinsi seni görebilseydi Leonardo Da Vinci Monna Lisa dünyaya elleriyle bakmazdı ressamlar istese de, fırça resim yapmazdı ölümü sorguluyor bakışların, gülerek taşır mı bu azâbı içimde Binbirdirek geyikleri ürküten bir cinnettir varlığım senin merhametine kaldı bahtiyarlığım bu ne amansız ateş, bu ne tanımsız ölüm bâri fotoğrafında beni reddetme gülüm gri bir bulut gibi giyinmişsin zamanı balmumu gözlerindir yüreğimin kemanı ellerini okşasam, bilmem uyanır mısın yanında boyun büken adamı tanır mısın o adam, siyahlara bürünmüş, bağrı yanık o adam, bir gül için gece-gündüz uyanık
Sayfa 75 - BİREY YAYINCILIKKitabı okudu
Eflaki'nin Menakıbnamesinde anlatıldığına göre; Mevlana'nın bir müridi Sultan Veled'e yakınır: "Keşke Mevlana, Mesnevi'ye Kur'andır demeseydi. Fakihler bizi bu konuda çok sıkıştırıyor. Cevap veremiyoruz." Öbür odadan Mevlana bunu duyar ve gelir. Şu efsanevi cevabı verir: ''Hay mader kahpe (günümüz Türkçesiyle: 'Lan, amq'un çocuu!') Mesnevi neden Kur'an olmasın?'. Sövüp saydıktan sonra giderken; ''Bizim Mesnevimiz Kur'andan bile yücedir!'' der.* *Ama burada kesinlikle Mesnevi'nin Kuran'dan üstün olduğunu söylemek istemiyor. Aslında orada bambaşka bir kastı var. Hikmetli bir sır var burada. Sır olduğu için de hiç kimse bilmiyor buradaki hikmeti. Ama bir sır olduğu muhakkak. (!)
Reklam
Evliya Çelebi ile Eflaki Dede ve benzerlerinin bütün suçları, masal anlattıklarını ve abarttıklarını baştan söylemeleri mi yoksa?
176 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ö. Tuğrul İnançer ile Gönül Sohbetleri hayatın temel açmazlarını gönülle aşmayı öneriyor. Akıl ve kalp dengesini önceleyen İnançer, mükellefiyetleri eda ederken muhabbeti de beraber yaşamak gerektiğine dikkat çekiyor. Gönül meselesinin bir muhabbet olduğunu vurgulayarak, şeriat, tarikat, hakikat ve mafifet gibi mertebeleri de örneklerle açıklıyor. Hz. Adem’i ilk mutasavvıf diye tanımlayan İnançer, başta Efendimiz olmak üzere, Eshab-ı Suffe, Şeyh Abdulkadir Geylani, Mevlana, Necüddin el-Kübra, Eflaki, Selahattin Zerkub-i Konevi, Ebu Necibi Suhreverdi, Ömer’ül Lahci, Ahmed Yesevi, Ebul Vefa-i Kürdi gibi tasavvuf pirlerinden seçtiği menkıbelerle tasavvuf hayatını, terbiye sistemini aktarıyor. Nefs Tezkiyesi, Kader, Tedbir, Fal, Dua, Nefsin Mertebeleri, Himmet, Zikrullah, Halvet, Celvet, Seyr-i Süluk, Rüya, Sadr, Çile, Devran, Sufi Terapi, Kalp ve Akıl gibi günümüz insanının kafasında soru işaretleri doğuran konularla ilgili yapılan sohbetler, okuyanlara gönül kapısını aralayacaktır. Tarikat neden gereklidir? Mutmain olmak ne demek? Kader elimizde mi? Tedbiri terk etmek ne demektir? Nefs tezkiyesi mümkün müdür? Kimler Himmet eder? Adl-i İlahi ne zaman tecelli eder? Rüyayla amel edilir mi? Levh-i mahfuz sabit midir? İşte bütün bu soruların cevabını bir gönül mimarı olan Ö. Tuğrul İnançer’in dilinden okuyacaksınız.
Gönül Sohbetleri
Gönül SohbetleriÖmer Tuğrul İnançer · Sufi Kitap · 2005214 okunma
Şu halde, Ahmed Eflaki, Elvan Çelebi ve Aşıkpaşazade'nin üçlü şehadetleriyle Baba İlyas ile Hacı Bektaş arasında bir şeyhlik-halifelik bağlantı­sının bulunduğu kesinlik kazanır. Ancak bu bağlantıya dair teferruatlı bilgi mevcut değildir.
Sayfa 178Kitabı okudu
Bu toplumda neden Celaleddin Rumi için anma haftası düzenlendiğinin bir cevabı da nakledilen şu olay olabilir: Eflaki'nin Menakıb ül Arifin adlı kitabında bahsettiği bu olaya göre; fakihlerden bazıları C. Rumi'ye, Şemsi Tebrizi'nin şarap içtiğini ima ederek şarap haram değil mi diye sorarlar. C. Rumi de bunun üzerine Şems'in bir derya olduğunu ve
Reklam
Şems
Şems seyahatlerinin sonunda Konya’ya geldiğinde Şekerciler hanında bir oda tuttu, kapısına da kendisini büyük bir tacir sansınlar diye iki üç dinar kıymetinde nadir bir kilit taktı. Aslında han odasında eski bir hasır, kırık bir ibrik ve bir tuğla yastıktan başka bir şeyi yoktu. On, on beş günde bir, bir parça kuru ekmeği paça suyuna batırıp tirit yapar, onunla iftar ederdi. Eflaki, Ahmet, Âriflerin Menkıbeleri
Geri132
492 öğeden 481 ile 492 arasındakiler gösteriliyor.