Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İbna sına'nın eserleri
1- El kanun fi't tıb 2- Kitabü'ş-Şifa 3- Kitabu'n-Necat 4- Kitabu'l-İşaret ve't-Tenbihat 5- Lisanü'l-Arab 6- Uyûnu'l-Hikme 7- Hayy b. yekzan 8- Kitabu'l-İnsâf 9- Dânişnâme 10- Risâle fi'l-Hudûd 11- Risâle fi-Mahiyeti'l-Isk 12- Aksamu'l-Ulumi'l-Akliyye 13- Risale fi'l Hudud 14- İsbatu'n-Nubavve 15- Risale fi'l-Kader 16- El-Ahlak 17- Kitab fi's-Siyaset 18- Risale fi'l-Aşk 19- El-Ahd 20- El-işaretu ila İlmi'l-Mantık 21- El-Hidaye 22- Makale fi'n-Nefs
Sayfa 127 - Porala yayınları
Kur’an-ı Kerim’de bildiğiniz gibi ayet-i kerimede “El-hayatü’d-dün- ya ve’l-ahire” tamlaması vardır. Bu son derece önemli. Çünkü bu tabirde dünya hiçbir zaman isim olarak kullanılmamıştır. Kur’an-ı Kerim’de dünya, isim olarak kullanılmaz; sıfat olarak kullanılır. Ahiret de öyle. Burada mevsuf olan, sıfat olan, öz olan, taşıyıcı olan ya da mantık terimiyle mevzu olan, hayattır. Dolayısıyla İslam dünya görüşüne göre, hayat süreklidir. Dünya, yakın hayat, yakın demektir malumunuz. Ahiret ise öteki hayat. İkisi de sıfattır. Sıfatları attığınızda mevsuf kalır; mevsuf da hayatın kendisidir. Hayat, Cenabı Hakk’ın el-Hayy isminin bir tecellisi olması bakımından ebedî ve ezelîdir. Bu nedenle ölüm, yok olmak değildir, İslam hayat anlayışına göre. Ben bunu şöyle ifade etmiştim: Müslüman var olur; var ölür; ama yok olmaz. Yani varlığı hep devam eder. Şimdi benzer ifadeleri Yesevî’de de görmek şaşırtıcı. Gerçi Hz. Ali’ye nispet edilen bir cümlede “Kim ölümün yokluk olduğunu zannederse, onun yokluğu doğmakla başlar.” der. Çok ilginçtir. Doğduğun anda yokluğun başlıyor; eğer ölüm yokluksa. Çünkü niye? Yine Ahmet Yesevî’nin ifade ettiği gibi; daha önce Ömer Hayyam’ın ifade ettiği gibi; ölüm, insana özgü bir şey; insan ölür ve doğduğu anda ölüme hazırız demektir. Daha doğrusu, anne karnında canlandığımız an ölüme hazırız. Ölüme doğrudur insan, insanın yönü ölüme yönlenmiştir, der sufiler. Bu açıdan zaten İslam medeniyeti bununla alakalı, Yesevî’nin dile getirdiği ifadelerle alakalı olarak, hazır bir veri sunuyor bize. İhsan Fazlıoğlu
Reklam
Allah’ın Nûru Ehlibeyt Hakîkat cem‘ine dâhil olanlar Tevellâ sırrına belî olanlar Hakk’ı ayne’l-yakîn(1) bunda görenler Ehl-i beyte nûr-i celî dediler Cümle evliyânın oldu serveri
3 AYLARDA HER GÜN ÖĞLE İKİNDİ ARASI ZİKRİ (TÖVBE DUASI) İbni Abbâs (R.A.)'dan rivayet edilen bir Hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur. "Her kim receb, şa'bân ve ramazan aylarında, öğle ve ikindi (namazları) arası: “Estağfirullâhel azîm-ellezî lâ ilâhe illâ hû. El hayyel qayyûme ve etûbu ileyh. Tevbete abdin zâlimin linefsihî lâ yemlikü linefsihî darrav ve lâ nef-av ve lâ mevtev ve lâ hayâtev ve lâ nuşûrâ.” 'Kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayan, Hayy ve Kayyûm olan O büyük Allâh-u Teâlâ'dan, mağfiret taleb ederim. Kendisi hakkında ne bir zarara ne bir faydaya, ne ölüme, ne de yaşamaya ve ne de dirilmeye mâlik olmayan, (günahlar işleyerek) kendisine zulmetmiş bir kulun tevbesiyle, O'na tevbe ederim' derse, Allâh-u Teâlâ (o kişinin sevab ve günahlarını yazmakla görevli) iki meleğe: 'Bu kulun amel defterindeki günahlarıyla alâkalı yazıları yakın!" diye vahyeder," (Safûrî, Nüzhetü’l mecâlis, 1/140)
Bu hayatla ilişkimiz bir defalığına. Bir kez geldik, ne ki geldik bir kere. Gidişimiz de bir defalığına olacak. Bu eceli değiştirme, erteleme hakkımız yok! İstisnası da yok! Şikayet de yok! Çünkü her nefis ölümü tadacak ve tabiatıyla, Ona, el-Hayy'ul- Kayyum olan Rabb'ul-Âlemin'e dönecektir. Bu yazgı değişmez, değiştirilemez! Efendimiz (s.a) refik-i âlâya kavuştuğunda, Hz. Ömer'in, "Kim Muhammed öldü derse, onu öldürürüm" diye feryad ettiği rivayet olunur. O karmaşada Hz. Ebubekir'in cevabı pek hakîmânedir: "Kim Muhammed'e kulluk ediyorsa bilsin ki o ölmüştür. Ve fakat kim Allah'a kulluk ediyorsa bilsin ki el-Hayy olan sadece O'dur!" İnsanı diğer canlılardan ayıran bir diğer özelliği de öleceğini bilmesidir. Bu bilgiyi köklü bir dünya tasavvuru haline getiren İslâm Medeniyeti, ölümü hak bilen insanların medeniyeti idi; ölümü ve ölülerini hatırdan çıkarmayan insanların; bu dünyadaki hayatın (dünyanın) kısa olduğunu, geçici olduğunu, en nihayet sona ereceğini bilen insanların; el-Hayy'ul-Kayyum'a kavuşmaktan korkmayan, korkmak ne kelime, bilakis sükûnetle, kalb-i selimle O'nun huzûruna çıkmayı arzulayan, özleyen insanların.
Sayfa 110 - Kapı Yayınları / bir kafes bir kuş aramaya çıktı / bir kez geldi, bir kez gittiKitabı okudu
İnsan tabiatla, evrenle ahenk içinde olmazsa Allah'la ahenk içinde olmaz. Tabiata, yeşile dokunduğumuz anda el Hayy'ı, el Muid'i hissediyoruz, her şeyi kuşatanı ve her şeyi dirilteni hissediyoruz. Hayata nasıl anlam kattığını, her şeyi nasıl kuşattığını görebiliyoruz.
Sayfa 48
Reklam
RAMAZAN DERSLERİ / HALİD EL HUSEYNAN
YİRMİ SEKİZİNCİ DERS EY HAYY VE EY KAYYUM HADİSİ ÜZERİNDE BİR TEFEKKÜR! Sayfa/165-166-167-168-169-170-171 . Resulümüz (sav) gününe dua ile başlar ve gününü dua ile bitirirdi. Nebi(sav) :"Ey Hayy, Ey Kayyum! Rahmetinle yardım dilerim. Tüm işlerimi ıslah et ve beni göz açıp kapayıncaya kadar bile nefsime bırakma. Senden başka ilah
Allah'tan başka hiç kimseye yaslanma.Kime yaslanırsan yaslan bir gün gelecek o ölecek,gidecek.Ama Allah el-Hayy'dır.Mutlak diridir.Ölmeyen,bitmeyen,tükenmeyen,kaybolmayan,yok olmayan,batmayan,ihanet etmeyen,yarı yolda koymayan tek bir otorite vardır;o da el-Hayy olan Allah'tır.
Allah'tan başka hiç kimseye yaslanma.Kime yaslanırsan yaslan bir gün gelecek o ölecek,gidecek.Ama Allah el-Hayy'dır.Mutlak diridir.Ölmeyen,bitmeyen,tükenmeyen,kaybolmayan,yok olmayan,batmayan,ihanet etmeyen,yarı yolda koymayan tek bir otorite vardır;o da el-Hayy olan Allah'tır.
574 öğeden 371 ile 380 arasındakiler gösteriliyor.