"Sevgili dostum," dedi Sherlock Holmes, Baker Sokağı'ndaki evde ateşin karşısında otururken, "hayat, insan aklının düşünebileceğinden çok daha gariptir. İnsan, gerçekte sıradan denen şeyleri çoğu zaman hayal bile edemez. Eğer şu pencereden el ele uçup, bu büyük şehrin üzerinde dolaşarak çatıları hafifçe kaldırıp aşağıda olan garipliklere, sıra dışı tesadüflere, planlara, niyetlere ve nesilden nesile süren olaylar zincirine bakabilseydik, aslında doğası gereği sıradan ve önceden tahmin edilebilir olan insan ürünü eserlerinin hepsi, yararsız ve donuk bir hal alırdı."
320 syf.
7/10 puan verdi
Beklentisiz okuduğum , okudukça zevk aldığım bir kitap oldu.Bir yanda kitaplar ve gizemler bir yanda teknoloji ve ortada kalmış karakter var bu hikayede. Klasik günümüz romanlarından farklı , samimiyetle yazılmış , argo kullanmadan insanları güldürebilen bir ilk kitap. Sloan , farklı bir konuya el atmış gibi görünse de asrın en büyük sorunlarından birini işlemiş : teknolojiyi kabullenme. Yazar zaten eğitimli bir insan.Ben kitaptan bazı şeyler yakaladım , umarım size de faydası dokunur. 7 puan vermemin sebebi de anlatımın basit kalmasıdır.Pek edebi değildi bence.Alın okuyun ama edebi olduğundan değil , güçlü bir kurgusu olduğundan.
24 Saat Açık Kitapçının Sırrı
24 Saat Açık Kitapçının SırrıRobin Sloan · Trend Kitap · 2013243 okunma
Reklam
752 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
ŞU ÇILGIN TÜRKLER... Bir milletin romanını yazmak zor olmuş olsa gerek. Bu, kütüphanelerimizin baş köşesinde durması gereken, Türklerin yeniden kurtuluşunun romanı. Yirminci yüzyılda yeni bir Türk Destanı yaratarak bağımsız bir devlet kuran Türkler ' in romanı... Kitaba başladığınız andan itibaren siz de bir şekilde bu romanın içerisinde yer
Şu Çılgın Türkler
Şu Çılgın TürklerTurgut Özakman · Bilgi Yayınları · 202321,8bin okunma
Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni, Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez. Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini, Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz, Değil mi ki ayaklar altında insan onuru, O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış, Ezilmiş, horgörülmüş el emeği, göz nuru, Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş, Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın, Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene, Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın, Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen' e Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama, Seni yalnız komak var, o koyuyor adama.
Kurak yollar, çatlamış topraklar, kurumuş dikenler, otlar, makiler, çiçeksiz, meyvesiz, yabani ağaçlar, düşsüz uykular, el değmemiş kadınlar, bilenmiş bıçaklar, dağdaki ateşler, kaçan bir tilki, vurulmuş bir dağ tavşanı, eline değen bir el, bir ağıt, ölen çocuklar, iki ağıt, radyodaki haberler, aldığın mektuplar, öğrendiğin üç beş sözcük, öğrettiğin üç beş sözcük, bir tepside gelen sıcak yufka ekmek, yanında otlu peynir, gözleri gözlerinde bir genç kız, kişneyen bir at, uluyan bir köpek, sonra ikincisi, sonra üçüncüsü, sonra köpeklerin tümü, soran köyü saran kurt sürüsü, tümü, tüm renkleriyle, varlık ve yokluklarıyla ve genzimi yakan o insan kokusuyla burda, otobüste yanı başımda, benimle birlikte geliyordu.
SAYIKLAMA Gelip gidiyorlar vızıltılar, telefonlar, kokular kör olmak çok zor. Dün bütün gün gözkapaklarımın üstü bantlı dolaştım, ne tuvaleti bulabildim, ne yemeği. Her yerim morardı, keşke kör olmasaydım; herkes her şeyin yerini değiştiriyor. Kahvaltılıkları buzdolabının 4. katına yerleştirmek zorunda olmamak çok güzel çıktım bir sigara yaktım.
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.