Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
96 syf.
8/10 puan verdi
**********SPOİLER İÇEREBİLİR.*********** Martı Jonathon Livingston bir başarı timsali olarak karşımıza çıkar. Sıradanlığa karşı çıkan, farklılığı dile getiren, damgaların içinden sıyrılan bir metafordur martı. Etkili bir kişisel gelişim kitabı sayılabileceğini düşünüyorum. Livingston, varsa içimizdeki farkındalığı ortaya çıkarabilecek bir karakter. Geleneksel yapıya karşı çıkan, martı topluluğunun kurallarını istese bile uygulama kısmına geçemeyen bu karakter hedeflerine ulaşmayı başarabilmiştir. Hatta hedeflerine ulaşmasını sağlayan hatta ve hatta bir hedef koymasına olanak veren yine geleneksel yapılı martı topluluğu olmuştur. Hal böyle iken bizim martı yalnızlaşıyor tabi. Zannımca yalnızlık çok iyidir ki Jonathon Livingston da yalnızlığının içinde kendini bulup parlayan, ışıldayan martıları ortaya çıkarmıştır. Kitabı okurken beni en çok düşündüren şey: ''Elalem ne der?(!)'' düşüncesinin davranışa bürünmesiyle insanların kendilerini kısıtlamaya başlamasıdır. Damgalanmaktan korkan bireyler haline gelerek çoğu zaman kendi özümüzün nerede olduğunu unutuyoruz. Değerlendirmemi Goffman'ın bu konuyu en iyi özetler halde olan şu cümleleri ile bitirmek istiyorum: ''Bir bireyin varsayılan kimliği ile fiili kimliği arasında bir uyuşmazlık varsayılır. Bu uyuşmazlığın farkına varıldığında veya bu uyuşmazlık aşikarsa söz konusu bireyin toplumsal kimliği örselenir; söz konusu uyuşmazlık, onu hem toplumdan hem de kendisinden koparma yönünde bir etkide bulunur ve böylece itibarsızlaştırılmış bir kişi olarak, kabul görmediği bir dünyaya göğüs germek durumunda kalır.''
Martı Jonathan Livingston
Martı Jonathan LivingstonRichard Bach · Epsilon Yayınları · 201167,4bin okunma
250 syf.
7/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
1876'da istenmeyen bir gebelik yaşadığı için Büyükada'ya gönderilen bir genç kızın öyküsü... Elalem ne der korkusunun evlat sevgisine baskın geldiği ailesinin "ölse de kurtulsak" diye Ada'ya yolladığı Vuslat Emine, orada aşkı bulur. Hemen her gün ailesinin özlemiyle yanıp tutuşurken, ailesinin onun ölümü için uğraştığını bile fark eder... Anlatım akıcı, hikaye ise hazin... Depresif olmadığınız anlarda okumanızı öneririm
Gözyaşı Konağı
Gözyaşı KonağıŞebnem İşigüzel · İletişim Yayıncılık · 2016403 okunma
Reklam
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Minicik martı kocaman kalp. Mahalle baskısı elalem ne der korkusu. Ya olmazsa ...... Bunların hepsini kafanızdan silip atabilceğiniz bir solukta okunacak basit anlatımlı ama derin manalar içeren dolu dolu bir kitap...
Martı Jonathan Livingston
Martı Jonathan LivingstonRichard Bach · Epsilon Yayınları · 201167,4bin okunma
264 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Trajik bir haber alan Ali'nin duvara çarpmasından sonra peponideki kendini bulma çabası anlatılıyor... Kido ile birlikte... Hayatımızı neye göre kime göre yaşıyoruz. Gerçekten kendi seçimlerimizi yaşayabiliyor muyuz yoksa elalem ne der kısmında mıyız hayatın???
Sıfır
SıfırTunç Kılınç · Destek Yayınları · 2015958 okunma
460 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Okuduğum en etkileyici kitaplardan biriydi. Kitabın arka kapağını okuduğumda beklediğim hikayeyle içerik birbirinden farklıydı ve beklediğimden çok daha iyiydi. Oldukça sürükleyiciydi. Romanda ana karakterin psikolojisi oldukça etkileyici bir şekilde yansıtılmış. Bir yandan hisleri diğer yandan içinde bulunduğu koşulların sonuçlarıyla mücadele
Sabırsız Yürek
Sabırsız YürekStefan Zweig · Can Yayınları · 20166,2bin okunma
400 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Öncelikle bayağı eğlenceli bir kitap beklemiştim ama aman aman bir eğlencesi yoktu açıkcası ve çerezlik bir kitap tadı verdi bana. Kitabın büyük bir bölümü güzeldi ama sonlara doğru biraz tadı kaçtı gibi. Konu şu; kızımız Çiçek, çok tutucu, elalem ne der, diye yaşayan bir aile de getişmiş ama buna rağmen üniversitede italyanca okuyup, bir yerde
Roma, Ben Geldim!
Roma, Ben Geldim!Pınar Gencal · Ephesus yayınları · 2017559 okunma
Reklam
540 syf.
8/10 puan verdi
Uzun zamandır okuduğum en komik kitaplardandı. Esas kızımız Rüya nın espirileri, konuşmaları, kurduğu cümleler başlı başına komediydi. Kahkaha atarak okuduğum çok yeri vardı. Beklentimi komedi yönüyle fazlasıyla karşılayan bir kitaptı.Her karakter kendine hastı. Kitaptaki karakterler yirmili yaşlarda olmalarına rağmen ergen kitabı gibiydi biraz. Belki de esas kızın çocuksu olmasından da kaynaklanıyor olabilir. Kitapta abartı bulduğum Rüyanın ve Göktürkün ailelerinin bu kadar uçuk karakterler olması. Yirmili yaşlardaki çocuklarından daha çılgın ve daha çocuk gibiydiler. Kitap kalın olmasına rağmen akıcıydı ve çabuk bitti. Kitabın konusu ise; üniversite öğrencisi olan Rüya, elalem ne der diye hiç düşünmeden kendi bildiği gibi doğrularını yaşayan, lafını esirgemeyen, neşeli,kendine güvenen ve kas meraklısı bir kızdır. Herşey kardeşini doğum gününde lunaparka götürmesiyle başlar. Lunaparkta son kalan pamuk şekeri alabilmek için sonradan hayatına dahil olacak olan Göktürkle laf dalaşına girer. Daha sonra Göktürk ün annesinin arkadaşının oğlu ve damat adayı olarak karşısına çıkmasıyla olaylar devam eder. Iki kafadar ailelerinin evlilik dırdırından kurtulmak için çakma sevgili olmaya karar verirler. Evlilikten kurtulmak için oynadıkları oyun gerçeğe dönüşmeye başlar ve ortalık karışır.
Pamuk Şeker Gibi
Pamuk Şeker GibiAşkın Nur Savaş · Müptela Yayınları · 2016200 okunma
344 syf.
10/10 puan verdi
MÜCELLA Anadolu da kız çocuklarına biçilen yaşam elbiseni giyenlerden biri sadece Mücella. Yaşamı duygularını açığa çıkartmadan kabullenişini, annesinin elalem ne der sözünden korkması sonucu dört duvar arasında geçiren ve isyan etmeyi aklına getiremeyen biri Mücella. Önce annesinin kanatları altında yaşayan sonra annesinin ölümü üzerine sudan çıkmış balığa dönüp bocalayan, yaşamdan korkmaya başlamasıyla yaşaması gerektiğinin bilincine varıp, yaşama dört elle sarılmasını bilen Mücella. Evet, kitapta bir kız çocuğunun büyümesine şahit oluyoruz. Ama bu kitapta bu kız çocuğunun kendine ait duyguları, yaşama ait sorguları yok. Annesinin otoriter tavrı yüzünden sadece kabullenişine tanık oluyoruz. Mücellayı bu kabullenişe iten şey sadece annesinin otoritesi değil kendisini, aynı koşullara sahip olmasına rağmen başına buyruk biri olan dayısının kızıyla mukayese etmesi, onun yanında kendini çirkin olarak görmesi. Kitabı okurken bir insanın hüzün dolu yaşantısına inat yaşamın getirdiği modernliğin doğmasına da tanık oluyoruz. Mücellanın yaşamı 1920 – 1970 yılları arasında geçse de, günümüzde büyük şehirde ya da Anadolu’nun en ücra köşesinde olsun yaşayan o kadar çok Mücella var ki. O yüzden bu kitabı, yarının anneleri olacak genç kızlarımızın okumasını özellikle tavsiye ediyorum..
Mücellâ
MücellâNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202110,1bin okunma
497 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.