MÜCELLA
Anadolu da kız çocuklarına biçilen yaşam elbiseni giyenlerden biri sadece Mücella. Yaşamı duygularını açığa çıkartmadan kabullenişini, annesinin elalem ne der sözünden korkması sonucu dört duvar arasında geçiren ve isyan etmeyi aklına getiremeyen biri Mücella. Önce annesinin kanatları altında yaşayan sonra annesinin ölümü üzerine sudan çıkmış balığa dönüp bocalayan, yaşamdan korkmaya başlamasıyla yaşaması gerektiğinin bilincine varıp, yaşama dört elle sarılmasını bilen Mücella. Evet, kitapta bir kız çocuğunun büyümesine şahit oluyoruz. Ama bu kitapta bu kız çocuğunun kendine ait duyguları, yaşama ait sorguları yok. Annesinin otoriter tavrı yüzünden sadece kabullenişine tanık oluyoruz. Mücellayı bu kabullenişe iten şey sadece annesinin otoritesi değil kendisini, aynı koşullara sahip olmasına rağmen başına buyruk biri olan dayısının kızıyla mukayese etmesi, onun yanında kendini çirkin olarak görmesi. Kitabı okurken bir insanın hüzün dolu yaşantısına inat yaşamın getirdiği modernliğin doğmasına da tanık oluyoruz. Mücellanın yaşamı 1920 – 1970 yılları arasında geçse de, günümüzde büyük şehirde ya da Anadolu’nun en ücra köşesinde olsun yaşayan o kadar çok Mücella var ki. O yüzden bu kitabı, yarının anneleri olacak genç kızlarımızın okumasını özellikle tavsiye ediyorum..