Elbet bir gün buluşacağız
Bu böyle yarım kalmayacak
İkimizin de saçları ak
Öyle durup bakışacağız
Belki bir deniz kenarında
El ele maziyi konuşacağız
Benim içimde yanar ateş var
Sevgilim ne zaman buluşacağız
Belki bir deniz güvertesinde
Sen beni unutmuş
İçin kupkuru
Benim gönlümde hala o arzu
Sevgilim ne zaman kavuşacağız 🦋
Tasalanma.
Yok, diyor, ne tasası, ömür kısa, yol uzun.
Nasılsa sonunda yine buluşacağız.
Nasıl?
Eh, diyor.
Her pamuk yorganın da kendine göre bir ömrü var.
Bir gün, yaşımız elverince, gözümüzde fer, dizimizde derman kalmayınca, bizi de yavaşça kara toprağa koyacaklar.
Anlıyorum.
Sen de dünyaya kazık kakacak değilsin, günün birinde seni de kefenleyip gömecekler.
O zaman buluşuruz.
Gece yarısı Zeki Müren’in tehdidiyle uyandım: “ Elbet birgün buluşacağız…” Belki bir deniz kenarında , belki bir gemi güvertesinde; şurası kesin ki, bu böyle yarım kalmayacak. Boğuk ve uzaktan gelse de Paşa’nın seni tanımamak mümkün değildi. Medarıiftiharımız , milli hazinemiz , sanat güneşimiz ne vesileyle o saatte üstüme doğma ihtiyacı hissetmişti merak ederek yatağımdan kalktım.