Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Elçin Alçın

Elçin Alçın
@eldenizz
Bir kitap okuduğumuzda herşeyi bildiğimizi sanırız. İki kitap okuduğumuzda ne kadar bildiğimizle alakalı kuşkuya düşeriz. Üçüncü kitabı okuduğumuzda , aslında hiçbir şey bilmediğimizin farkına varmış oluruz.
Reklam
Adolf Hitler , Naziler , Yahudiler.. Konuyla alakalı pek çok film ve kitap öğüttüm. Hemen hemen hepimizin üzerinde bu film ve kitapların yarattığı etki aynıdır. Güzelim dünyamız bugün olduğu gibi dün de çoğunlukta kötülüğün , acımasızlığın , "ben"ciliğin hakimiyetinde idi. Bugün düne nazaran biraz iyileştik gibi. Ancak henüz çok yolumuz var. Belki gelecekte birgün, dünya üzerinde yaşam sürdüren diğer canlılarla kategorize edildiğimiz tek kavram " insanlığımız" olur. Buraya nerden geldim.. " Bir avuç misket " filmine denk geldim ekranda. Güzel bir tesadüf oldu , izlememiştim. Bir film daha öğütmüş olduk konuyla alakalı. Netice itibariyle değişen bir şey yok. Aynı hissiyatlar, aynı kahroluşlar.. Pek çok kitap okumama rağmen nedense Osman Balcıgil'in bir kitabı geldi aklıma.
Ters Kanatlı Şahin
Ters Kanatlı Şahin
Konu konuyu açar derler . Einstein'ın 'Dünyanın En Büyük Lideri' Dediği Atatürk ile Yollarının Kesişmesinin İlginç Hikayesi amp.onedio.com/haber/448935?amp Bize yıllarca okutulan o tarih kitaplarımızın sayfalarında neden hiç rastlamayız bu ve benzeri yaşanmışlıklara? Keyifli okumalar ..
Ben bir cumhuriyetçiyim, ama bunun kusurlu yani ne, biliyor musunuz? Başkanlık monarşiye benzeme eğiliminde.. Cumhuriyet farklı olmalı. Çünkü çoğunluk tarafından seçiliyorsan, çoğunluk gibi yaşamayı denemen gerekir . Azınlık gibi değil. Politikada, kocaman yüreği ve küçük bi cüzdanı olan kişileri seçmelisiniz. #elpepe

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Karabili
Kurtuluş Savaşı'ndan çıkan ülke, işgalci devletleri kendi ülkelerine gönderip, çürümüş ve çökmüş padişahlığı da başından atıyor. Daha savaş sürerken bile ülkede bir de "iç düşman" bulunduğunu, buna karşı da bir savaş açılacağından söz ediliyordu. Çok derinlerde saklanan bu iç düşmanın adı ise "karabili" . Yıl 1927.. Genç Türkiye'nin nüfusu 13.6 milyon. Bu nüfusun %8'i okuma/yazma biliyor. Cumhuriyet kurulduktan sonra yapılan reformların çoğu "karabili" yi yok etmeyi amaçlıyor. Millet mektepleri, şehirde halkevleri, köyde halkodaları, eğitmen kursları,köy enstitüleri.. Yıl 2019.. 96 yılını devirmiş Türkiye Cumhuriyeti'nin bugün nüfusu 82 milyon.. Bu nüfusun %96,5'i okuma/yazma biliyor. O günden bugüne ülkenin hala en büyük düşmanı "karabili". Neyi değiştiremiyoruz?
Unutulmaz Köy Enstitüleri
Unutulmaz Köy Enstitüleri
Şehvetiye Tarikatı
Şehvetiye Tarikatı
Değerleri önemsemeyen eğitim, insanı daha akıllı şeytan yapmak gibi bir resim veriyor. (C.S.Lewis)
Reklam
Merhametine , sevgine, adaletine akıl sır ermiyor. Benim sana bile aklım ermiyor artık! #Neslicantay
Şehvetiye Tarikatı
Şehvetiye Tarikatı
Örümcek beyinlileri inceliyoruz. Eee biraz sinirler gerilecek ,mideler bulanacak orası aşikar.
Nedir "Demirkırat" hikayesi , bilir misiniz? Demokrat parti 1946 yılında kurulduğunda ismini telafuz etmekte zorlanan millet, daha yakın olduğu bir kelimeyi kullanmaya başladı. "Demokrat" oldu sana "Demirkırat". Olay tamamen dil dönmesi meselesi. Dönmedi benim milletimin dili "demokrat" kelimesine. Aslında
Cemal Madanoğlu
Cemal Madanoğlu
Demirkırat
Demirkırat
Bu belgeselde beni çok etkileyen bir isimden de söz etmek istiyorum. Elinde bütün imkanlar mevcutken askerin ülkeyi gereği gibi yönetemeyeceğini anlayıp TC idaresini elinin tersiyle iten, ihtilalden sonra derhal erken seçim yapılarak demokrasiyle yeniden bir hükümet kurulmasından ve askerin kışlalarına dönmesinden yana ısrarcı olan cuntacı TÜMGENERAL CEMAL MADANOĞLU.. Elbette cuntacılığın iyisi kötüsü olmaz ama gelmiş geçmiş bütün cuntacılar arasında, bence farklıydı. Belgesele dahil olduğu her bölüm çok etkileyiciydi. Ama bir bölümden özellikle bahsedeceğim. Şunu söyleyebilirim.Madanoğlu kendisini ve gerçekleştirdiği ihtilâli sürekli tenkit eden neredeyse tek askerdi. İhtilalden hemen sonra şöyle diyor kendi kendine: "Ne yapacağız yahu? Beş-on subayla koca devleti nasıl hâle yola sokacağız? Biz ne anlarız devlet idaresinden?" Hemen ertesi gün, Cemal Gürsel Milli Birlik Komitesine bağlı subaylarla birlikte bakanlar kurulunu oluşturmaya başlıyor. Madanoğlu son anda toplantıya dahil oluyor. "Askerlerle birlikte devletin idaresinde görev almayacağımıza dair yemin ettik" deyip orada bulunan bakanlık koltuklarına gözlerini dikmiş askerlere şöyle sesleniyor: " Bre köftehorlar!! Sizin hanginiz maliyeden, hanginiz iktisattan, hanginiz ticaretten anlarsınız? Menderes de böyle yaptığı için bu duruma gelmedi mi?"
Yazar böyle bir kitabı yazmanın yürek işi, okumanın da cesaret işi olduğunu söyleyerek başlıyor kitabına. Kitabının bir daha baskının yapılmayıp tozlu raflara kaldırılacağı yönündeki kaygılarını da dile getiren
Erich Von Daniken
Erich Von Daniken
, bilimin kendi içinde tutarsızlıkları olduğundan bahsederek giriş bölümüne şöyle devam ediyor.. 🔹Çelişkiler dine de yansıyor. İnsanlara yardım ve kurtuluş sözü vermek , tüm dinlerin ortak paydasıdır. İlkel tanrılar da insanlara aynı vaatlerde bulunmuşlardır. Peki neden bu sözleri gerçekleştirmek yerine gelişmiş , modern silahlarını insanlara doğrultup onları yok etmeyi amaçladılar? ... 🔹Bin yılı aşkın süredir kemikleşen o sabit fikir iskeletinin çatırdamasına artık kendimizi alıştırmalıyız.. ... 🔹Arkeolojik araştırmalar, modern laboratuvarların sorumluluğunda olmalı. ... 🔹Ve gerçeğin peşindeki din adamları, halihazırda her şeye şüpheyle bakmaya başlamalıdır! ...
Tanrıların Arabaları
Tanrıların Arabaları
Reklam
Tanrıların Arabaları
Tanrıların Arabaları
Başlıyoruz gene bilinmezleri eşelemeye..
David Icke
David Icke
/
İnsanoğlu Ayağa Kalk
İnsanoğlu Ayağa Kalk
Yazar kitaba başlamadan evvel , kitaba destek olan yakın çevresine teşekkür ederken teşekkür listesinin sonuna şu sözleri ekliyor: Hayatıma girip, beni destekleyeceklerini iddia ederek sağlığıma, işime ve mali durumuma son derece zarar vermiş olan saplantılı ve kendine zarar veren insanlara... Size rağmen yapacağımı yaptım ve yapmaya devam edeceğim ama siz hayatınızın sonuna kadar hatta daha da ötesinde bu azapla yaşayacaksınız. Kim olduğunuzu biliyorsunuz, ama "bilinç" siz olduğunuz için belki de bilmiyorsunuz...
Gönüllü Kulluk
16. Yüzyılın başlarında Boétie şöyle söylüyor: "Fakat bugün de farklı davranmıyorlar; en tiksindirici suçları bile işlemeden önce halkın genel iyiliği ve kamu düzeni üzerine birkaç güzel nutuk atıyorlar ve zavallıları rahatlatıyorlar. Bu kadar sık ve bu kadar sinsice kullandıkları formülü iyi biliyorsunuz." 21. Yüzyıldan sana sesleniyorum sevgili Boétie: " Ne yazık ki aradan asırlar geçti fakat bugün de farklı davranmıyorlar.."
Étienne de la Boétie
Étienne de la Boétie
Osman Balcıgil
Osman Balcıgil
Ters Kanatlı Şahin
Ters Kanatlı Şahin
STRUMA , SALVADOR , MEFKÛRE... Ah şu yardımsever Hristiyan/Müslüman/Musevi ahlakınız , merhametiniz , sadakatiniz, fedakarlığınız , saygınız. Hepsi ikiyüzlüce.. Hepsi çirkefçe,budalaca.. Boğazımıza kadar boka battıkça daha fazla sarılıyoruz bu değerlere. Ve yine ikiyüzlüce.. Hele şu sözde insan haklarımız, kadın haklarımız, işçi haklarımız, kurgularımız , toplumsal rollerimiz. Daha da ikiyüzlüce.. Hani şu orman kanunu dediğiniz? Aslan ormanda diktatörlük kurmamıştır. Geyik arzularını hiç bastırmamıştır. Bir çiçek diğer çiçeğe " sen niye kırmızı açtın" diye küsmemiştir. Kaostan beter bir şey varsa o da şu kurduğunuz düzen.Yasalar olmazsa kim koruyacak zayıfları güçlülerden, güçlüleri zayıfların öfkesinden değil mi? Ah doğru , yasalarda elbette tek başına yeterli değil, ahlak ve erdem de lazım.Fakir ama gururlu budala, zengin ama cömert aptal,güçlü ama bağışlayıcı,zayıf ama hoşgörülü...Yasaların boş bıraktığını ancak ahlak ve erdemimiz dolduracak değil mi? Yaşam hakkımız bile bir üstümüzün bağışlayıcılığına bağlı iken ne hakkı , ne ahlakı ,ne erdemi.. Vee pek kutsal dinlerimiz.. Gözümüze bandaj , Kulaklarımıza tıkaç , Götümüze pamuk tıkayan Tanrılarımız, iktidarlarımız, hülyalarımız...
Tıkanma
Tıkanma
Yeni bir tür " Yeraltı edebiyatı" Heyecanla.. başlıyoruz 📚