Germinal,tohum demektir. İşçi sınıfı bu tohumdur. Büyüyecek, yeşerecek, dallarından meyve verecek olan tohum.
Zola, bu romanı birebir yaşayıp gözlemlediği olaylardan kurgulayarak yazmıştır. 9 Şubat 1884' te ANZİN maden ocaklarında bir grev patlak verir, Zola soluğu hemen orada alır. Grev alanında işçilerin çektiği her türlü zorluğa şahit olmuş, onlarla birlikte zorluk çekmiştir. Bu kitapta Zola Madenin olumsuz şartlarına yıllardır boyun eğen kitlenin yavaş yavaş filizlendiği bir direniş hikayesini anlatır bize. Kitapta geçen olaylarda 1884 yılında bile kapitalizmin kanlı sopasını iliklerinizde hissedebiliyorsunuz.
İşçi mahallesine yabancı bir delikanlının gelmesiyle başlayan kitap, ilk sayfalarında bile işçilerin isyanını anlatır bize.Olumsuz çalışma koşulları,açlıklar,emek sömürüsü onları birer köle durumuna sokmakta, karınları doysun diye, bir lokma ekmekten de mahrum kalmamak için tüm bunlara susuşları anlatılır. okurken onların açlığını, isyanını,üzüntülerini,sevinçlerini,haykırışlarını sanki orada, o işçi mahallesinde,kahramanlarla yanyanaymışsınız gibi hissediyorsunuz.
Hayatta kalacak ve madende çalışması için bol bol çocuk yapmasını sağlayacak düzeyde ücrete tabii tutulan bu halk elbet bir gün bu bozuk düzene dur diyecekti. Ama bir önder, bir yürütücü lazımdı. İşte bu eksiklik işçi mahallesine gelen delikanlıyla son buldu.
Ee tabi böyle bir kitapta aşk olmaz mı? Var tabi. Birbirini delice sevmelerine, arzulamalarına rağmen birbirinden sakınan iki gencin kavuşmaları için son sayfalarına kadar bekleyeceksiniz.