“Peki ama, siz insan çıkarının yalnızca doğal, olumlu konularda, yani tek sözcükle refahta, olduğuna niçin bu kadar eminsiniz, niçin ciddi olarak inanıyorsunuz? Aklın çıkarla ilgili konularda aldandığı olmuyor mu? İnsan refahtan başka şeyi de sevemez mi? Belki ıstıraptan da aynı derecede hoşlanıyordur? Hatta ıstırabın saadet kadar faydalı olması da mümkündür, insanın sırasında acıyı ihtirasa varan derecede sevdiği bir gerçektir. Bunu anlamak için dünya tarihine başvurmaya lüzum yok, hayatın ne olduğunu bilen bir insansanız kendinize danışın, yeter. Şahsi kanaatime göre, yalnız refahı sevmek biraz ayıptır bile. İyi midir, fena mıdır orasını bilemem ama, bazen bir şey devirip kırmanın da kendine göre tadı oluyor.”
Size her zaman yürekten bağlıyım, siz de bundan eminsiniz değil mi?
Reklam
Neden kimse kendi karakterini mesele edinmiyor? Biri düşünmeden bir cümle söyleyiveriyor,ben günlerce perişan oluyorum. Sorsan farkında bile değildir. İnsan olmak emek ister kardeşim. Çaba ister. İnsanlar kendilerine bir şahsiyet inşa etmek için gerçekten bir çaba gösteriyorlar mi? Yoksa ezberlerini tekrarlayıp duruyorlar mı? Niye kimse kendisiyle ilgilenmiyor? Herkes kendinden nasıl bu kadar emin? Nasıl da eminsiniz yolunuzun doğruluğundan! Nasıl da eminsiniz üslubunuzun sıhhatinden! Hiç sorguya çekmez misiniz kendinizi? Hiç şüphe etmez misiniz halinizden? Hiç endişelenmez misiniz,acaba yanlış bir yolda mıyım diye? Münafıkların listesi açıklandığında "Benim de adım var mıydı?" diyen Hz. Ömer'in endişesi, nasıl bir endişedir o hâlde?
"İnanmak istediğiniz şeyi seçip diğer gerçekleri yadsımadığınızdan eminsiniz, değil mi?
Sayfa 152 - Yağmur D. KızılkocaKitabı okudu
Peki ama, siz insan çıkarının yalnızca doğal, olumlu konularda, yani tek sözcükle refahta, olduğuna niçin bu kadar eminsiniz, niçin ciddi olarak inanıyorsunuz? Aklın çıkarla ilgili konularda aldandığı olmuyor mu? İnsan refahtan başka şeyi de sevemez mi? Belki ıstıraptan da aynı derecede hoşlanıyordur? Hatta ıstırabın saadet kadar faydalı olması da mümkündür, insanın sırasında acıyı ihtirasa varan derecede sevdiği bir gerçektir. Bunu anlamak için dünya tarihine başvurmaya lüzum yok, hayatın ne olduğunu bilen bir insansanız kendi kendinize danışın, yeter. Şahsi kanaatime göre, yalnız refahı sevmek biraz ayıptır bile. İyi midir, fena mıdır orasını bilmem ama, bazen bir şey devirip kırmanın da kendine göre tadı oluyor. Bu bakımdan ne başlı başına refahı ne de istırabı tutarım.
Başkaları sizin hakkınızda ne düşünürse düşünsün, keyiflerine göre –yani haksız yere– nasıl değerlendirir­se değerlendirsin, ama siz bu arada yanlış bir şey yapmadığınızdan eminsiniz ve bu sizi avutuyor, öyle mi? Oh keyifler âlâ o zaman, peki başkaları değilse bu güveni size kim veriyor? Kim veriyor bu teselliyi size? Kendiniz mi? Ama nasıl? Ah
Reklam
135 öğeden 111 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.