Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ne çok yürümüşüm bu yolları. Telaşla yürümüşüm, kimi zaman ağlayarak kimi zaman yetişmek kaygısıyla kimi zaman da boşu boşuna yürümüşüm... Dünya telaşı işte. Şimdi bakıyorum da bir yerlere ve birilerine yetişmeye çalışmak için yürüyüp durmuşum ancak beklediklerim beklenen saatte gelmemiş, ben hep vaktinden erken varmışım gibi bir sene geçip gitmiş. Keşke biraz geç kalan ben olsaymışım... Oysa ben kalkıp koşmuşum ve hüzne erken varmışım. Sonu ya mutsuzlukla biter kaygısıydan mutluluğa varamamışım.çoğu zaman. Hatta belki yarı yoldan dönmüşüm... Son okuduğum kitapta şöyle bir cümle geçiyordu "İnsan kendini korumalı. Hem mutsuzluktan hem de kaybı halinde yine mutsuzlukla neticelenecek mutluluktan." Bunu düstur edinmişim. Ne çok yanılmışım. İnsanı büyüten biraz da yaşadığı umutsuzluklar, mutsuzluklar değil midir? Unutmuşum çok iyi bildiğim halde. Hem insan nisyan'dan yani unutmaktan gelir. Ben de unutmuşum işte bu gayet insani. Bazen ya mutsuz olursam diye beni bekleyen mutlulukların peşinde koşmayı unutmuşum. Mutsuzluk öyle bir şey ki aslında bilinenin aksine mutsuz olduğumuzda çevremizde daha çok insan bulabiliriz. Bir hayal kırıklığını paylaşmak bence umudu, dipdiri bir hayali paylaşmaktan daha kolaydır. Çünkü insanlar acırlar size. Bir şeye üzüldüğümüzde gerçekten bizim kadar üzülecek insanları bulmak zor değildir. (?) Fakat mutluluk, umut öyle mi? Sizinle birlikte mutluluğu paylaşacak hakiki anlamda paylaşacak kaç kişi var hayatınızda? Ya da şöyle sorayım o kişiden emin misiniz? Mutlu olduğunuzda, bir hayal kurduğunuzda sizin kadar mutlu olacaklarından ne kadar eminsiniz?
Başkaları sizin hakkınızda ne düşünürse düşünsün, keyiflerine göre –yani haksız yere– nasıl değerlendirir­se değerlendirsin, ama siz bu arada yanlış bir şey yapmadığınızdan eminsiniz ve bu sizi avutuyor, öyle mi? Oh keyifler âlâ o zaman, peki başkaları değilse bu güveni size kim veriyor? Kim veriyor bu teselliyi size? Kendiniz mi? Ama nasıl? Ah
Reklam
Peki ama, siz insan çıkarının yalnızca doğal, olumlu konularda, yani tek sözcükle refahta, olduğuna niçin bu kadar eminsiniz, niçin ciddi olarak inanıyorsunuz? Aklın çıkarla ilgili konularda aldandığı olmuyor mu? İnsan refahtan başka şeyi de sevemez mi? Belki ıstıraptan da aynı derecede hoşlanıyordur? Hatta ıstırabın saadet kadar faydalı olması da mümkündür, insanın sırasında acıyı ihtirasa varan derecede sevdiği bir gerçektir. Bunu anlamak için dünya tarihine başvurmaya lüzum yok, hayatın ne olduğunu bilen bir insansanız kendi kendinize danışın, yeter. Şahsi kanaatime göre, yalnız refahı sevmek biraz ayıptır bile. İyi midir, fena mıdır orasını bilmem ama, bazen bir şey devirip kırmanın da kendine göre tadı oluyor. Bu bakımdan ne başlı başına refahı ne de istırabı tutarım.
"İnanmak istediğiniz şeyi seçip diğer gerçekleri yadsımadığınızdan eminsiniz, değil mi?
Sayfa 152 - Yağmur D. KızılkocaKitabı okudu
Neden kimse kendi karakterini mesele edinmiyor? Biri düşünmeden bir cümle söyleyiveriyor,ben günlerce perişan oluyorum. Sorsan farkında bile değildir. İnsan olmak emek ister kardeşim. Çaba ister. İnsanlar kendilerine bir şahsiyet inşa etmek için gerçekten bir çaba gösteriyorlar mi? Yoksa ezberlerini tekrarlayıp duruyorlar mı? Niye kimse kendisiyle ilgilenmiyor? Herkes kendinden nasıl bu kadar emin? Nasıl da eminsiniz yolunuzun doğruluğundan! Nasıl da eminsiniz üslubunuzun sıhhatinden! Hiç sorguya çekmez misiniz kendinizi? Hiç şüphe etmez misiniz halinizden? Hiç endişelenmez misiniz,acaba yanlış bir yolda mıyım diye? Münafıkların listesi açıklandığında "Benim de adım var mıydı?" diyen Hz. Ömer'in endişesi, nasıl bir endişedir o hâlde?
Size her zaman yürekten bağlıyım, siz de bundan eminsiniz değil mi?
Reklam
“Peki ama, siz insan çıkarının yalnızca doğal, olumlu konularda, yani tek sözcükle refahta, olduğuna niçin bu kadar eminsiniz, niçin ciddi olarak inanıyorsunuz? Aklın çıkarla ilgili konularda aldandığı olmuyor mu? İnsan refahtan başka şeyi de sevemez mi? Belki ıstıraptan da aynı derecede hoşlanıyordur? Hatta ıstırabın saadet kadar faydalı olması da mümkündür, insanın sırasında acıyı ihtirasa varan derecede sevdiği bir gerçektir. Bunu anlamak için dünya tarihine başvurmaya lüzum yok, hayatın ne olduğunu bilen bir insansanız kendinize danışın, yeter. Şahsi kanaatime göre, yalnız refahı sevmek biraz ayıptır bile. İyi midir, fena mıdır orasını bilemem ama, bazen bir şey devirip kırmanın da kendine göre tadı oluyor.”
"Peki ama, siz insan çıkarının yalnızca doğal, olumlu konularda, yani tek sözcükle refahta, olduğuna niçin bu kadar eminsiniz, niçin ciddi olarak inanıyorsunuz? Aklın çıkarla ilgili konularda aldandığı olmuyor mu? İnsan refahtan başka şeyi de sevemez mi? Belki ıstıraptan da aynı derece hoşlanıyordur?"
Peki ama, siz insan çıkarının yalnızca doğal, olumlu konularda, yani tek sözcükle refahta, olduğuna niçin bu kadar eminsiniz, niçin ciddi olarak inanıyorsunuz? Aklın çıkarlar ilgili konularda aldandığı olmuyor mu? İnsan refahtan başka şeyi de sevemez mi? Belki ıstıraptan da aynı derecede hoşlanıyordur? Hatta ıstırabın saadet kadar faydalı olması da mümkündür, insanın sırasında acıyı ihtirasa varan derecede sevdiği bir gerçektir.
Sayfa 36 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Peki ama, siz insan çıkarının yalnızca doğal, olumlu konularda, yani tek sözcükle refahta, olduğuna niçin bu kadar eminsiniz, niçin ciddi olarak inanıyorsunuz? Aklın çıkarla ilgili konularda aldandığı olmuyor mu? İnsan refahtan başka şeyi de sevemez mi? Belki ıstıraptan da aynı derecede hoşlanıyordur? Hatta ıstırabın saadet kadar faydalı olması da mümkündür, insanın sırasında acıyı ihtirasa varan derecede sevdiği bir gerçektir.
Reklam
Peki ama, siz insan çıkarının yalnızca doğal, olumlu konularda, yani tek sözcükle rehfahta, olduğuna niçin bu kadar eminsiniz, niçin ciddi olarak inanıyorsunuz? Aklın çıkarlarla ilgili konularda aldandığı olmuyor mu? İnsan refahtan başka şeyi de sevemez mi? Belki ıstıraptan da aynı derecede hoşlanıyordur? Hatta ıstırabın saadet kadar faydalı olması da mümkündür, insanın sırasında acıyı ihtirasa varan derecede sevdiği bir gerçektir. Bunu anlamak için dünya tarihine başvurmaya lüzum yok, hayatın ne olduğunu bilen bir insansanız kendi kendinize danışın, yeter. Şahsi kanaatime göre, yalnız refahı sevmek biraz ayıptır bile. İyi midir, fena mıdır orasını bilmem ama, bazen bir şey devirip kırmanın da kendine göre tadı oluyor. Bu bakımdan ne başlı başına refahı ne de ıstırabı tutarım. … İdrakin biricik kaynağı ıstıraptır. Başlangıçta idraki insanın baş belası saydığımı söyledim, ama insanın bunu sevdiğini, dünyadaki hiçbir hazza değişmeyeceğini de biliyorum.
Neden kimse kendi karakterini mesele edinmiyor? Biri düşünmeden bir cümle söyleyiveriyor, ben günlerce perişan oluyorum. Sorsan farkında bile değildir. İnsan olmak emek İster kardeşim. Çaba ister. İnsanlar kendilerine bir şahsiyet inşa etmek için gerçekten çaba gösteriyorlar mı? Yoksa ezberlerini tekrarlayıp duruyorlar mı? Niye kimse kendisi ile ilgilenmiyor? Herkes kendinden nasıl bu kadar emin? Ulan ben kendime adam edebilmek için ne terler döküyorum gene de adam olamıyorum; Siz ne kolay adam olmuşsunuz öyle yahu! Nasıl da eminsiniz yolunuzun doğruluğundan! Nasıl da eminsiniz üslubunuzun sıhhatinden!
Sayfa 153
Dostoyevski sorularıyla düşündürüyor..:))
Peki ama, siz insan çıkarının yalnızca doğal, olumlu konularda, yani tek sözcükle refahta, olduğuna niçin bu kadar eminsiniz, niçin ciddi olarak inanıyorsunuz? Aklın çıkarla ilgili konularda aldandığı olmuyor mu? İnsan refahtan başka şeyi de sevemez mi? Belki ıstıraptan da aynı derecede hoşlanıyordur? Hatta ıstırabın saadet kadar faydalı olması da mümkündür, insanın sırasında acıyı ihtirasa varan derecede sevdiği bir gerçektir.
Kalp yetmezliği ya da ona benzer bir şey sözkonusu değil, General MacArthur arkadan başına sert bir cisimle vurularak öldürülmüş." Odada bir mırıltı başladı, ama yargıcın berrak sesi bir kere daha çınladı: "Kullanılan silahı buldunuz mu?" "Hayır." "Yine de bu biçimde öldürüldüğünden eminsiniz, değil mi?" "Kesinlikle eminim." Yargıç Wargrave sakin bir sesle, "Şimdi durumumuz açıkça ortaya çıktı," dedi.
164 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.