Her karış toprağımız şehitlerin kanıyla sulanmış...
Emîr Hasan, kuzeye yönelip Kayseri'ye doğru ilerleyen çok sayıdaki Haçlı ordusuna karşı yiğitçe savaştı. Emîr Hasan daha sonraki yıllarda yine Haçlılarla çekilmek zorunda kaldığı dağ eteklerinde giriştiği çarpışmalarda şehid oldu. Onun yamaçlarında kahramanca savaştığı bu dağa onun adına nispetle Hasan Dağı adı verilmiş, bu yörelerde türbe ve ziyaretgâhlar kurulmuş ve Hasan Bey'in küffara karşı gösterdiği yiğitlikler yıllarca Türklerin anılarında yaşamıştır.
Sayfa 35Kitabı okudu
Dizlerimin üstüne çöktüm, ellerimi ağacın gövdesinde gezdirdim. Aradığımı buldum. Hardler körelmiş neredeyse silinmişti, ama hala oradaydı: "Emir'le Hasan. Kabil'in Sultanları."
Tapınak Şövalyeleri Kimdir?
-Başbakan Adnan Menderes ve Bakan arkadaşları Fatin Rüştü Zorlu ile Hasan Polatkan da nasihatleri dinlemediler l, ne oldu?... Onlar ipe giderken Mason abileri nasıl ipten sıyırmışlar, kefeni yırtmışlardı?...
Tapınak Şövalyeleri emir verdi Başbakan astılar... Imrali adasında(!)
Tapınak Şövalyeleri "asmayın", dedi bir teröristi asamadılar... Yine aynı yerde.
Sonunda bu hallere düştüler. Daha düşerler mi?... Daha aşağısı varsa...
Artık onları kimse tutamaz... Türk Milleti yükseklerde seyrediyor.
Tapınak Şövalyelerine uşak olanlar daha da alçalacaklar, çukur olacaklardır!..
Sayfa 80Kitabı okudu
Ey İslam milleti!
Kur'an-ı Kerim, her şeyi içine alan, toplayan bir kitaptır. Kur'an'da hem imani meselelerin esası, hem içtimai mevzuların temeli, hem bütün dünyevi kanunların faideli tarafları, hem de pek mühim emir ve nehiyler yer almaktadır.
Ahzâb Sûresi / 72.Ayet
Doğrusu biz emaneti (emir ve yasakları) yerine getirme sorumluluğunu göklere, yere ve dağlara arz (ve teklif) ettik de (onlar) bunu yüklenmekten kaçındılar ve on(un getireceği sorumluluk)tan korktular da onu insan yüklendi. (Eğer bunun gereğini yapmaktan kaçınırsa) cidden o çok zalim, çok cahil (demek)tir.
Mustafa Kemal {Macarların ezilmesine de müsaade etmeyeceğim}
Macar Tûrancıları Anadoluda süren Kurtuluş Davasına elden geldiğince destek verdiler. Bu desteğin maddi boyutu olup olmadığına dair bugüne ulaşan bilgi yok. Ama Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş yıllarında Anadolu’daki yeniden yapılanmanın her adımının Budapeşte’de coşkuyla karşılandığı, döneme ait dergilerde izlenebiliyor.
Örneğin 23 Nisan
