Elmira Babayeva

Kaybetme korkusunun temelleri erken çocukluk yıllarına dek dayanıyor. Sahip oldukları potansiyelle tanıştırılmayan, her isteği yerine getirilen, kendi çabasıyla edinmeyi ya da kazan- mayı öğrenmeyen, teşvik edilmeyen, özgüveni desteklenmeyen çocuklar anne babalarına bağımlılık geliştirirler ki bağımlılık duygusu beraberinde kaybetme korkusunu da geliştirir. Sahip olduklarını kaybetme korkusu, diğer bir yönüyle kaybettiklerinin boşluğunu dolduramamak, onlarsız hayatın devam edemeyeceği, onlarsız kişinin kendi becerilerinin bir işe yaramayacağı kaygısıdır.
Reklam
Sorumluluğunu üstlenen kişi özgürdür. Özgür insan daha az korkar, onun için sevebilir! Kaybetme korkusu, birini çok sevmekten değil, kendini hiç sevmemektendir. Özgüven, temelleri çocukluk yıllarında atılan kuvvetli bir kişilik özelliğidir. Özgüven eksikliği, gerçek sevginin hayat boyu hiç deneyimlenememiş olmasına bile neden olur. Sevgi sanılan birtakım hislere bağımlılık geliştirmeye yol açar.
Bir ev; sokak, şehir ya da tuğla ve harç gibi yapay şeyler değildir. Ev, insanın ailesinin olduğu yerdir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İyi ki hayal ettiklerinize bedavadan ulaşamıyorsunuz. Ve eğer öyleyse, iyi ki sahip olduğunuz her şeyde kendi emeğiniz var
Reklam
Girişimcilik ne biliyor musun? Bulunduğun yere yenilik katmalısın. Mutlaka adım atmalısın. Yaptığın iş olduğu yerde durup duruyorsa, sende bir uyuzluk vardır arkadaş. İnsan var, dokunduğu yere değer katar. İnsan var, dokunduğu yere değer kaybettirir.
Pek çok şeyde olduğu gibi, bir şeye ne kadar çok sahip olursak o şeyden alacağımız mutluluk o kadar azalır.
Bizler dış etkile­rin yaratıklarıyız, kendi içimizde oluşturduğumuz hiçbir şey yoktur.
Insan denilen varlığın ne kadar acımasız olabildiği gerçeğini gördükçe, derinden sarsıldı.
Reklam
Düşüncelerini kendine saklamak istiyordu, eger öyle yaparsa umut ettiklerinin gerçekleşecegini umarak.
İçinde bir şeyler hayır diyorsa, sen de hayır demelisin
Korku cezadan çok daha beterdir, çünkü ceza bellidir, ağır da olsa, hafif de, hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar, o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir.
Zamanın çoktan sildiği bir hata için cezalandırılabilir miydi insan?
Oysa maceranın gerçek bedeli tehlikeye atılabilmektir
Sayfa 9
87 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.